Fatma-bölüm50
Adamın verdiği anahtarı alan Fatma:
"Peki, Adnan Ağabey" diyerek ikinci kattaki odaya gitmek üzere merdivenlere yöneldi. Fatma çok temiz bulmadığı odadaki dolaba birkaç parça eşyasını yerleş tirdikten sonra yine pek temiz bulmadığı banyoda sıcak suyun aktığını görünce yıkandı. Otobüste uyuduğu için uykusu yoktu bu nedenle bir müddet dinlendikten sonra aşağıya, Adnan'ın yanına indi.
Adnan, danışma bankosunun arkasındaki küçük bö- lümde bulunan çay ocağı denebilecek yerden iki bardağa çay koyup Fatma'nın yanına gelerek, bundan böyle çay isterse oradan alabileceğini söyledi, böylece Fatma'ya ilk ve son çay servisini yapmış oldu.
Sonra da:
"Evet Fatma, şimdi bana başından geçenleri hiç eksiksiz anlat ki duruma vakıf olayım ve yeni hayatını nasıl düzenlersin ona karar verelim." dedi.
Fatma, evliliğinden başlayarak her şeyi anlattı. En son olarak da köydeki tecavüzleri, köyden kaçışını ve çalışmak istediği işle ilgili planlarını anlattı.
Onu sakin bir şekilde dinleyen Adnan, konuşmasının bittiğine kani olunca sevecen bir şekilde:
"Bak Fatma, burada yirmi oda var ve otuz bayan kalıyorlar. Hepsi de geçimini fuhuştan kazanırlar. Emin olki hepsinin yaşamları seninki gibi hüzünlüdür. Kimi birine kapılarak evdeki zulümden kaçarak sevdiği adamın yanına gittikten sonra ondan evden daha beter zulüm gördüğü için tekrar eve dönmeyi denemiş, fakat ailesi tarafından reddedildiği için yapacak başka bir şeyi olmadığı için fuhuş yapmak zorunda kalmıştır. Kimi evlendikten sonra kocası tarafında fuhşa zorlandığı için kocasından kaçmış, ancak ismi çıktığı için mecburen fuhuş yapmaya devam etmiş, kimi zorla kaçırılmış, kısaca hepsinin kendine göre bir hikâyesi vardır.
Anlattıkların üzücü şeyler ama hayatın sonu değil, benim düşünceme göre halı işinde çalışman çok zor. Önce sabıkan problem çıkartır, daha sonra iş bulsan dahi işyerinde geçmişinden dolayı taciz ve tecavüzlere ma- ruz kalırsın. Zaten sabıkalı olduğun için işleyeceğin yeni suçların seni zor durumda bırakacaklarını bildikleri için insanlar senin üzerine gelir ve zorlarlar. Ya yeniden suç işler içeri girersin ya da tacizlere maruz kalıp kıt kanaat geçinirsin. Ne kadar paran var bilmem ama paran bitene kadar burada kalabilirsin. İki kişilik odalar dolu olduğu için seni tek kişilik odaya yerleştirdim ama daha ucuz olan iki kişilik oda ücreti alacağım. Kalanların hepsi fuhuş yapmasına rağmen bu otele erkek giremez, bunu hiç unutma. Şimdi nüfusunu ver kaydını yapayım kızım, sen de masadaki gazetelere iş ilanı için bak bu arada" diyerek Fatma'nın verdiği nüfus cüzdanını alarak da- nışma bankosuna giderek bankonun üzerindeki deftere kayıt yapmaya başladı.
Kayıt işlemi süresince gazetelere bakan Fatma, daha sonra otelde uzun süre kalacağını düşünmüş olmalı ki, Adnan'dan temizlik malzemeleri alarak; odasını temizlemek üzere yukarı çıktı. Birkaç saat sonra temizliği- ni henüz bitirdiği sıralarda, sessiz olan otelin içi kadınsesleri ile dolmaya başladı. Gece geç vakitte işten dönen kadınlar ertesi gün akşama doğru uyanıyorlardı. Bir kısmı aşağıdaki müşteri lobisindeki koltuklara, bir kısmı da asma katta ki koltuklara oturup çay, kahve içerek uyku mahmurluklarını atıyorlar; biryandan da otelin önündeki simitçiden aldıkları simitlerin arasına peynir koymuş, yiyorlardı. Hemen hepsi uzun süredir bu otelde kaldıklarından burası evleri gibi olmuştu. Odalarında mini buzdolapları, elektrikli ızgaralar, kısaca kısa vadede yiyecek ve içecek temin edecekleri her şey vardı. Otel yönetimi sadece çarşafları değiştiriyor ve haftada bir gün odalar süpürülüyordu. Otel sakinlerinin bir kısmı geceleri serbest takılıyor, bir kısmı genelevde çalışıyorlardı.
Fatma, işlerini bitirip yapacak bir şeyi kalmayınca da gazetelere bakmak için aşağıya indi. Hapishaneden kadın topluluklarına alışkın olduğu için aşağıdakilerle kaynaş- makta bir problem yaşamayacağını biliyordu. Koltuklarda dört kadın gecelik ve pijamalarla sere serpe oturmuş havadan sudan konuşuyorlardı. Otelin dış camı ve kapı- sında bulunan kalın bir perde, onların dışarıdan görülmemesini sağladığı için Adnan bu kıyafette inmelerine izin veriyordu. Fatma, aşağıya indiğinde gazetelerin olduğu masanın başına oturmadan önce hepsine selam verdi.
Kadınlar yeni gelen Fatma'ya "Hoş geldin" dedikten sonra Adnan'a baktılar.
Adnan:
"Fatma, Nurten'in arkadaşı bir müddet burada kalacak" diyerek bir şekilde Fatma'yı kadınlarla tanıştırdı. Bunun üzerine Fatma'dan oldukça yaşlı olan ikisi, kalkarak Fatma'nın yanına geldiler Fatma'nın karşısına oturdular ve merakla:
"Nurten'le Sinop'tan mı arkadaşsın kardeş?"dediler. Fatma, başını öne eğerek:
"Evet, aynı ranzayı paylaştık Nurten ablamla" dedi.
Onlar da kendilerini tanıttılar. Birinin adı Nihâl, diğerininki ise Nalân'dı. İkisi de Nurten'i çok seviyorlardı. Fatma'ya geçmiş olsun dedikten sonra hikâyesini sordular.
Adnan:
"Kızı rahat bırakın, belki yaşadıklarını kimseyle paylaşmak istemiyordur hanımlar" diyerek kadınları uyardı.
Nihâl:
"Ayol Nurten onu buraya yolladığına göre çok sevmiş demektir. Onun sevdiği biri bizim için de kardeştir, tabii ki anlatacak Adnan ağabey!" diyerek Adnan'a itiraz etti.
Fatma'da:
"Benim için bir sakıncası yok Adnan ağabey, onlar Nurten ablamın arkadaşları ise benim de ablam sayılırlar" diyerek hikâyesini anlattı. Kadınlar aynı yollardan geçtiği için hikâye onları fazla etkilemedi.
Nihâl:
"Erkek milletinin çoğu böyledir delikanlı geçinir ama garip ve güçsüz bir kadın gördüğü an üzerine çullanır" dedi kanıksamış şekilde.
185
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatı Iskalayanlar-1 FATMA
AçãoHAYATI ISKALAYANLAR Bu öyküdeki olayların hepsi yaşanmıştır. Kahraman- larının isimleri değiştirilmiş; Doğdukları şehir ve köy isimleri bilerek belirtilmemiş ve hikayelerine kurgu ka- tılmıştır. Hikâye kahramanlarının şu anda nerede ve...