Fatma- Bölüm29
Kolonya ve sularla ayıltıldıktan sonra jandarma karakoluna getirildiği nezarethanenin tahta sırasında oturan Fatma, biraz kendine gelmişti. İnanamadığı bir şekilde pişmanlık duymuyordu. Birisi ona Murat'ı öldüreceğini ve bunu yaptığı için pişmanlık duymayacağını söylese hem Murat'ı öldüreceğine, hem de onu öldürdüğüne pişmanlık duymayacağına asla inanamazdı. Çünkü Murat bu dünyada anasından sonra en değer verdiği ve kendisine sahip olarak benimsediği, uğruna her şeyi yapabileceği biricik kocasıydı. Onun tüm istekleri Fatma için yapılması zorunlu emir gibiydi ve Fatma bu insanı öldürmüştü. Ama gariptir hiç pişmanlık duymuyordu bunun nedeni,kendini haklı görmesinden kaynaklanyordu.
Zaten o;onu seven, kadınlığını keşfettiren kendi Murat'ını değil, içine şeytan girmiş, karısını başka erkeklere teklif edebilecek kadar aşağılık olan başka birini öldürdüğünü düşünüyordu. Murat'ının asaletine leke sürdürmemek için de,Murat'ın yaptığı başkası ile evlenme teklifini kimseye hatta annesine ve Leyla'ya bile söylememeye karar verdi. Kuma getirdiği için öldürdüğünü söyleyecekti. Askerlerin verdiği battaniyenin altında sert zeminde bunları düşünerek, sabaha doğru uyuya kaldı.
Ertesi gün savcı gelip ifadesini aldığında Murat'la geçen güzel günlerin sonunda yaptıkları İstanbul seyahatini ve Çiğdem'i anlattı. O seyahatten sonra Murat'ın değiştiğini, bir müddet sonra da Çiğdem'i getirdiğini, Çiğdem'in kendisine kötü davranmadığını ama Murat'ın kötü ve aşağılayıcı davrandığını, olay gecesi kocasının Çiğdem'in yanına gitmesini hazmedemediğini, kendisi gibi genç ve güzel bir kadının üzerine kuma getirdiği için Murat'ı öldürdüğünü söyledi.
Savcı detayları isteyince, o gece Murat'ın kendisine evliliği ile ilgili söylediklerini pas geçti. Odasına erken gittiğini odada Murat'ın davranışlarının değişmesi ile alışkanlık haline getirdiği içip teselli bulduğu şaraplardan birini yatağın altından alarak yavaş yavaş içtiğini, bundan dolayı sızdığını; gecenin geç saati kalktığında Murat'ın olmadığını görünce çekmecedeki silahı alarak Çiğdem'in odasına gittiğini, sessizce içeriye girip uyumakta olan Murat'ın kafasına bir kez sıktıktan sonra Çiğdem'in çığlıkları arasında odasına giderek, Murat'ın yattığı bölüme onun ısısını hissedebilmek umudu ile oturup jandarmayı beklediğini anlattı.
Savcı raporu için gittikten sonra karakol komutanı, bütün gece karakolun önünde beklediği için perişan hal- de olan annesine acıyarak, kızı ile görüşmesine jandarma nezaretinde olmak koşulu ile izin verdi. Karakola süzülerek giren çökmüş kadın, nezarethaneye jandarma eşliğinde girdiğinde kızını parmaklıklar ardında görünce gözlerinden sessizce yaşlar süzüldü. Fatma da ağlıyordu.
Fatma, annesinin parmaklıkları tutan parmaklarını avuçlayarak:
"Affet beni anneciğim, affet beni" diyebildi. Annesi metin olmaya çalışarak;
"Senin gibi bir melek böyle bir şey yaptıysa bunun bir sebebi vardır benim güzel kızım. Unutma ben her ne olursa olsun daima senin yanındayım. Sana en iyi avukatlar tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım, gerekirse her şeyimi satacağım" dedi.
Fatma toparlanarak:
"Hayır, benim fedakâr anam hiçbir şey satmayacaksın. Satarsan, o zaman ben en ağır cezayı çekmiş olurum, o zaman yıkılırım. Sen beni ziyaret et, bana yaz yeter. Kardeşime, Leyla'ya ve beni soranlara selamımı söyle." dedi.
Jandarmanın isteksiz bir şekilde:
"Teyzeciğim, zaten ziyaretin yasak olduğu bir vakit, eğer uzatırsak komutanın başı derde girer, bir iki dakika daha görüşün ve görüşmeyi bitirin" uyarısıyla anakız parmaklıklar arasında birbirlerine kenetlenmiş ellerini yavaşça bıraktılar.
Anası gözü yaşlı bir vaziyette:
"Hoşça kal beni dünya güzeli kızım, ben hep görmeye geleceğim seni." dedi.,
"Güle güle anam, seni çok seviyorum." diyerek vedalaşarak, yürekleri burkan bir şekilde ayrıldılar.
Ertesi gün, elleri kelepçeli olarak hastaneye gidip sağlık raporu alındıktan sonra hâkim karşısına çıkan Fatma, hâkime de savcıya verdiği ifadenin aynısını verdi ve kadınlar koğuşunun olduğu il hapishanesine duruşma tarihini beklemek üzere gönderildi. İlk başlarda elleri kelepçeli olduğu için kendisine bakan insanları yadır- gadı ve utandıysa da daha sonra bu duruma biraz alıştı. Ertesi gün gazeteler bu cinayeti geniş bir şekilde sayfalarına taşıdılar. Hemen hemen tamamı haberi, temiz bir Anadolu kadınının kumalık sistemine baş kaldırışı ola- rak verdiler ve haklıydılar. Kendisini kocasına adamış bir kadının evine başka bir kadını getirmek ve ikinci karı olarak almak, pek adil ve asil bir davranış olamazdı.
Tek bir koğuşta birkaç kadın mahkûmu olan hapis- hane, Fatma için staj görevi gördü. Burada alt ranzaların kıdemli mahkûmlara ait olduğunu, koğuştaki hiyerarşiyi,paranın her kapıyı açabileceğini öğrendi. Ama daha büyük hapishanelerde öğrenebileceğini çok şey vardı.
108
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatı Iskalayanlar-1 FATMA
ActionHAYATI ISKALAYANLAR Bu öyküdeki olayların hepsi yaşanmıştır. Kahraman- larının isimleri değiştirilmiş; Doğdukları şehir ve köy isimleri bilerek belirtilmemiş ve hikayelerine kurgu ka- tılmıştır. Hikâye kahramanlarının şu anda nerede ve...