Köyü Fatma'ya sahip çıkar mı?-Bölüm 45

181 17 1
                                    

Fatma-Bölüm 45

Not: Arkadaşlar sadece meraktan soruyorum; okuma sayısı ile beğenme sayısı çok farklı, bunun nedenini çözemedim. Okuyup, beğendiysen bir tuşa basman yeter, okuyup beğenmediysen bir daha okumazsın olur biter. Sevgiler.



Ertesi gün kalktıklarında gün yüzüyle görülen Fat- ma'nın yüzündeki yaralar ve morluklar Fatma'nın köke takılıp düştüğü savını çürütecek görüntüdeydi,annesi yanına geldi ve sordu:

"Bana olanları anlat kızım, sen benim bir tanecik kızımsın, duyacağım hiçbir şey bunu değiştiremez."

Annesinin asaleti ve kadersizlik karşısında gözyaşlarını tutamayan Fatma hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ve ellerini annesinin elleri ile birleştirerek, gözlerini annesinin hüzün dolu gözlerine dikti ve:

"Benim ne günahım var ana, ne günahım var? Ben namusumla para kazanıp, ömrümü seninle geçirmek is- tiyorum. Yemin ederim başka bir dileğim yok, ne evlilik, ne başka bir şey! Ama her şey, herkes bana karşı. Halı fabrikasındaki adam beni sabıkalıyım diye işe almadı. Köye gelirken minibüsten iner inmez İsa iti iki adamı ile birlikte beni zorla kaçırıp dövdüler ve bana tecavüz ettiler. Artık ben sokağa nasıl çıkarım anam, ben suç işledim ki bu günahı çekiyorum?"

"Allah onun belasını versin, düşmüş birine yardım edeceğine bir sillede o atıyor. Jandarmaya gidelim kı- zım." dedi hiddetle anası.

"Anam, jandarmada tanıdıkları varmış ayrıca jandarmaya bildirirsek bütün köy duyar, sonra ben ne yaparım, sokağa nasıl çıkarım? İyice düşünüp öyle karar verelim."

Ama durum hiç bekledikleri gibi gelişmedi. Bir sabah babası kahveye çıktıktan yarım saat sonra hışımla döndü ve bağırmaya başladı:

"Ben o gece söylemiştim bu karı birileriyle beraberdir diye. Doğruymuş, İsa ve iki yardımcısı ile fingirdiyormuş bu şıllık" diyerek Fatma'ya sert bir tokat attı. Tokadın etkisi ile sedire çöken kızına ikinci tokadı ata cakken araya annesi girdi:

"Sen ne biçim babasın be! Adamlar kızını kaçırıp tecavüz ediyorlar sen onları cezalandıracağına gelmiş zavallı kader kurbanı kızını dövüyorsun. Ona bir daha dokunursan seni öldürürüm bilmiş ol." dedi

"Ben onu bunu bilmem bu kız benim kızım değil artık. Benim olduğum mekânda istemiyorum onu." dedi adam hınçla.

Tam babası çıkacakken bu kez Hasan hışımla girdi içeriye ve doğrudan ablasının önüne giderek:

"Doğru mu lan milletin söyledikleri? İsa ve arkadaşları ile yattın mı?" dedi hışımla.

Annesi araya girerek:

"İsa ve iki iti ablanı kaçırmışlar Hasan! Ablanı döverek sahip olmuşlar ona. Ablanın ne suçu var oğlum?"

"O orospu çocuğuna göstereceğim," diyerek dışarı çıkarken, Fatma kendisine ilk kez ulan diyen kardeşinin arkasından hüzünlü bir şekilde baktı.

Kendisini inanılmaz bir çirkefin içinde hissediyordu.

Hapishanede herkesi tanıyordu, ona göre önlemini alabilirdi. Ama burada hiçbir suçu olmadan adı kötüye çıkmıştı. Babası neyse ama kardeşi bile hiç sorgulamadan onu itham edici bir şekilde konuşmuştu. Artık köy halkının nasıl davranacağını anlamak zor değildi. Hakkında akla hayale gel- meyen dedikodu üreteceklerdi. Yaklaşık yarım saat sonra Hasan ağzı yüzü kan içerisinde döndü. Ana kız hemen yanına koştular ve ıslak mendille kanlarını temizlediler.

Annesi:

"Seni bu hale kim soktu oğlum?" diyebildi.

"İsa ve adamları," dedi, sonra hışımla ablasına dönerek:

"Her şey kendi isteği ile oldu diyorlar abla! Dişi köpek kuyruk sallamazsa diye bir söz var ya?"

Fatma'nın sabrı taşmıştı, kardeşinin karşısına geçerek:

"Ulan salak herif! Yüzümdeki bu yaralar ve morluklar isteyerek beraber olan bir kadının kendisine yaptı racağı şeyler midir? Sen ne biçim kardeşsin? Senin için neler yapmış olan ablana inanmıyorsun da gidip, beni kaçırarak tecavüz eden itlere inanıyorsun. Allah hepinizin belasını versin." diye adeta kustu kardeşine, sonra da hışımla gidip kanepeye oturdu.

Bunun üzerine Hasan kalkarak babasının duvardaki tüfeğine yöneldi. Annesi yalvararak ona engel oldu. Fatma annesine yardım etmedi zira on yılda yaşadığı deneyimler insanları çözmesine neden olmuştu. Hasan'ın tüfeği alarak İsa'yı vuramayacağını biliyordu, kardeşi sadece rol kesiyordu.

İsa ve adamlarının bilerek yaptıkları boşboğazlıkla köyde herkes olanlardan haberdar olmuştu. İsa'nın amacı Fatma'nın adını çıkartıp onu güçsüz kılmak ve onu gerekirse çiftliğine kapatarak, kapatması yapmaktı. Babasının önüne atacağı birkaç lira ile onun ağzını kapa tabileceğini biliyordu. Hasan'ı da hallederdi ama önce Fatma'nın süngüsünü düşürmeliydi.

Fatma annesine artık kasabaya dahi gitmeyeceğini, bu iti şikâyet ederse bir sonuç alamayacaklarını bu nedenle bir müddet sessiz kalmaları gerektiğini kabul ettirdi. Amacı başkaydı ailesinin, özellikle kardeşinin zarar görmemesi için İsa'ya teslim olacaktı ama bu ilişkiden kimsenin haberi olmayacaktı. Bu olaydan ve Fatma'nın sessizliğinden, yani İsa'yı şikâyet etmemesinden dolayı köydeki bazı erkeklerin iştahları kabarmıştı. Fatma güzel bir kadındı, neden onların da olmasındı.

Evde durum çekilmez bir hal almıştı, babası her ge- lişinde, köyde Fatma için konuşulanları yüksek sesle ve amiyane bir tavırda annesine şikayet ediyor, kendisinin bu aile için baş belası olduğunu söylüyordu. Fatma, babasının bu denli acımasız olabilmesine şaşıyordu. Hasan da babasının etkisinde kalıyor olmalıydı ki ablasına eskisi kadar sıcak davranmıyordu. Nurten ablasının söy- ledikleri geliyordu aklına kadın olmak hele hele dul bir kadın olmak ne zordu. Ailen güçsüz ve parasız olunca durum vahim oluyordu. Kimseye karşı koyamıyordun.

Delikanlı geçinen İsa ve arkadaşları, hayatın darbesini yemiş ve desteğe ihtiyacı olan bir kadını kaçırarak, üçü de tecavüz etmişti. Bu nasıl delikanlılıktı? Delikanlı, güçsüzü koruyan kişiydi, ayrıca bir erkek arkadaşının yattığı bir kadınla nasıl yatardı? Bunlar delikanlı değil olsa olsa delikanlı müsveddesi olabilirdi. Fatma, bu olayın durulmasını umarak yaklaşık iki ay dışarıya çıkmadı.İsa iti birkaç kez evi önünden arabayla geçse de Fatma bunları duymazdan gelerek çıkmadı.

167


Hayatı Iskalayanlar-1 FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin