Benim wattpad ile tanışmamı sağlayan dostum OVELLY ' ye ithafen.Multimedya: Pınar
" Peki. Ben arkadaşıma haber vereyim" dedim ve kapıya yöneldim. Çantamdan telefonumu çıkarırken bu yaptığımın ne kadar mantıklı olduğunu zihnimde tartışıyordum. Alt tarafı sohbet edip gidecektim. Ama olay bambaşka bir boyut kazanmıştı. Sonunda telefonumu buldum. Rehberden numarasını bulup aradım. Uzun süre çaldıktan sonra açtı.
" Alo Bürge ? Hayırdır sabahın köründe niye aradın? "
Benimle bugün pastanede buluşmak isteyen kendisiydi ama hanımefendi beni yine ekmişti.
" Saatin kaç olduğundan haberin var mı? Hani bugün pastanede buluşacaktık ? " dedim sinirli çıkmasına engel olamadığım sesimle.
" Ya Bürge kusura bakma uyuyakalmışım.Sen pastanede misin ? "
" Evet, seninle konuşmam gereken bir şey var. " dedim pastanenin önünde dikilirken.
" Hemen hazırlanıp geliyorum. Yarım saate kalmaz oradayım. Görüşürüz. " dedi ve telefonu suratıma kapattı.
Hazer' in oturduğu masaya doğru ilerlerken Pınar'ı nasıl ikna edeceğimi düşünüyordum. Muhtemelen benim kafayı yediğimi düşünecek ve nasihat seansına an itibariyle başlayacaktı.
Hazer Bey ya da abi - nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum - bıraktığım gibi aynı masada oturuyordu. Ben de hızlı adımlarla yanına gittim. Ben sandalyeye otururken bana sorgulayıcı bakışlarla bakıyordu.
" Arkadaşın ne zaman gelecek? " dedi.
" Yarım saate burada olur " dedim söylediği gibi yarım saate burada olmasını umarak.
Anladığını belirtircesine başını salladı. Hareketleri de en az kelimeleri kadar kısa solukluydu.
" Size nasıl hitap etmeliyim? " diye sorduğumda ilk önce biraz şaşırdı sonra umursamazca omuz silkti.
" Adımla hitap etsen yeter. "
" Peki hikayeyi ne zaman yazmaya başlayacağız? "
" Öncelikle hikayeyi sen yazacaksın. Ben olayları anlatacağım, sen onları kendi kelimelerinle kağıda dökeceksin. Tabi benim anlattığımın dışına çıkmayarak. " dedi ve ekledi " Perşembe günü senin için uygun mu ? "
" Evet uygun. " dedim. Benim için uygundu ama aynı şey Pınar için geçerli olur muydu bilmiyordum.
" Temizlik ve yemek için geldiğin zamanlarda arkadaşını çağırabilirsin. Ancak hikayeyi yazacağımız zaman onun yanımızda olmasını istemiyorum. " dedi. Sesi emir verici bir tonda çıkmıştı. Tam nedenini soracaktım ki konuşmaya devam etti. " Çünkü yazacağın hikaye benim için çok özel ve yarışmadan önce kimsenin okumasını istemiyorum. " dedi. Ben de anlayışla başımı salladım.
" Peki. Nasıl istersen."
Kabul etmeme gibi bir şansım olduğunu düşünmüyordum. Sonuçta fazla emek sarf etmeden bir hikaye yazacaktım. Gerçi bunun karşılığında Hazer'in evini temizleyip, yemeğini yapacaktım ama yine de kendimi borçlu gibi hissediyordum. Artık sadece nasıl bir hikaye anlatacağını beklemek kalmıştı.
Ben bunları düşünürken pastane kapısında gördüğüm tanıdık yüzle Hazer'e dönüp " Hemen geleceğim " diyerek yanından ayrıldım. Hızlı adımlarla Pınar'ın yanına ulaştım ve onu kolundan tutup pastanenin dışına sürükledim. Hazer' in yanında saçma sapan konuşmaması için onu önceden uyarmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAN YERİ
Teen FictionTan yeri kızıllığının seyircisi , Duyduğu gecenin ayak sesi , Umut kokan günlerin habercisi, Unutulmaz bir aşkın hikayesi. Sıradan hayatının ardında beş bilim insanından geriye kalmış büyük sırlar, kilitli kasalar ve unutulmaz bir aşk bekliyordu gen...