52. BÖLÜM ~ SORGU

50 7 14
                                    

Multimedya: Tuna Aslan

8 sene sonra...

Büyük Bürge'den...

Hazer'in anlattığı masalı düşünüyordum. Zihnimin bir köşesinde bu masala dair bir şeyler olduğunu sezdiğim halde ne olduğunu bir türlü çıkartamadım. Elimdeki soğumaya yüz tutmuş kahveyi önümdeki sehpaya bırakıp Hazer'e baktım.

" Bu masal bana neden tanıdık geliyor? "

Yüzünde çok küçük bir tebessüm belirdi. Ardından ayağa kalkıp pencerenin önüne geçti ve yanına gelmemi işaret etti. Yerimden kalkıp onun gibi pencerenin önüne geçtim.

" Şu evi görüyor musun? " dedi başıyla apartmanın tam karşısındaki müstakil evi gösterirken. Bu evi Hazer'in evine ilk defa geldiğimiz zaman görmüştüm. Hatta başta o evin Hazer'in evi olduğunu sanıp mutlu olmuştum. Çok güzel, iki katlı, şirin bir bahçesi olan beyaz ve mavi renklerle boyanmış eve bakarken konuştum.

" Evet buraya geldikçe görüyorum "

" Evin giriş kapısına dikkat ettin mi hiç? " dedi bana bakmadan.

O anda bu masalın neden tanıdık geldiğini anlamıştım. O evi ilk gördüğümdeki görüntü zihnimin kuytu köşelerinden gün yüzüne çıkmıştı. Evin giriş kapısı mavi renkti ve üzerine iki tane beyaz güvercin çizilmişti. Üstünde ise kırmızı renkle 'Gülistan' yazılmıştı.

" Şimdi hatırladım... O ev senin mi? " dedim şaşkınlığımı saklayamayarak.

" Sena ile evlendiğimde kalacağımız ev olacaktı. Ona bu hikayeyi anlattıktan sonra çok üzüldü. Ben de böyle güzel bir hediyeyle gönlünü almak istemiştim "

Her geçen gün bu adamın Sena'ya olan aşkına karşı kıskançlıkla doluyordum. Neden onu biraz olsun unutmuyordu ki? Neden yıllar geçmesine rağmen hala ondan bahsederken gözbebekleri titriyordu? Hazer'e karşı duyduğum hisler günden güne yoğunluk kazanınca Sena'nın varlığı yüreğime yük olup oturmuştu. Şimdi sevdiğim adamın sevdiği kadını ondan dinliyor ve acıma acı katarak tek kelime bile edemiyordum.

" Bu evden Gülistan'ı gören 3 oda var. Birisi oturma odası, birisi benim odam, diğeri de kilitli oda " dedi. Ardından bana dönüp konuştu. " 8 senemin tamamında yatmadan önce gördüğüm son şey o ev oldu. Sabah kalkıp ilk baktığım şey o ev oldu. O evin Sena ile kurduğum hayallerin yükünü kaldırması için dua ettim durdum. Onun için bile zor bir yük çünkü bu "

Karşımdaki eve yeniden baktım. Hazer yaşadıklarını o kadar benimsemişti ki Gülistan adını verdiği evin kendi acılarına dayanıp dayanamadığını düşünüyordu. Bazen elimden gelse Sena'yı sürükleyerek buraya getiririm diyordum. Bak ne hale getirmişsin adamı diyip suratına haykırmak istiyordum bütün gerçekleri. Sonra Hazer'e sevdalı kalbim beni susturuyor ve bırak diyordu. Bırak... Sena gelmesin, belki böylece bir şansın olur. Her ne kadar bunun gerçek olmayacağını bilsem de içimdeki aşık Bürge bunu canı gönülden istiyordu.

" Ona gösterdin mi bu evi? " dedim. İçimdeki kıskançlığı bastırmaya çalışıyordum.

" O gördüğünde evin çok eksikleri vardı. Ama kendi ellerimizle çizmiştik o güvercinleri kapıya. Son halini görmek ise nasip olmadı... "

" Anlattığın masal sizin hikayenize çok benziyor " dedim. Dinlerken ben de Sena gibi duygulanmıştım.

" Bilmiyorum. Belki de öyledir " diyerek tekrar koltuğa geçti. Onun ardından ben de kalktığım yere geri dönüp oturdum.

" Dişi kuş gibi Sena'nın da senin iyiliğin için gittiğini düşündün mü hiç? "

Kaşları hafif bir şekilde kalktı. " Bunu da nereden çıkarttın? "

TAN YERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin