Medya: Hazer Atahan
Berra'dan...
Sena hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu. Eve geldiği günün akşamında Zümra Teyze ile birlikte ona çok güzel bir sofra hazırlamıştık. O akşam keyifli bir sohbet eşliğinde yemek yemek istemiştik. Sena annesine karşı hala öfkeliydi. Unuttuğu şeyler arasında annesini affettiği de vardı ve bu durumu düzeltmek için o yemeği bahane etmiştik aslında.
Beklediğimiz gibi de olmuştu. Zümra Teyze o akşam Sinan Amca ile nasıl tanıştıklarını, nasıl evlendiklerini anlattı. Yıllarca annesinden babasıyla ilgili bir şeyler dinlemek isteyen arkadaşım için bu bulunmaz bir fırsat olmuştu. Sena onu ilgiyle dinlerken Zümra Teyze de hep güzel anılardan bahsedip Sena'yı gülümsetiyordu.
En son babasının neden gittiği mevzusuna gelince susmuş ve bir şey diyememişti. Sena bu konuyu ısrarla sorsa da ne yazık ki annesinin o an için diyebileceği bir şey yoktu. Zümra Teyze'nin elini tutup ona anlatması için destek verdim. Zümra Teyze de gülümseyerek Sena'ya bakmış ve sormak istediği ne varsa yarın babası gelince cevaplayabileceğini söylemişti.
Sena'nın o anki yüz ifadesini ömrüm boyunca unutamazdım sanırım. Çünkü bize babasını parkta gördüğünü hiç anlatmamıştı ve babasının yaşadığını nereden bildiğimizi merak eder gibi şaşkınlıkla bakıyordu. Zümra Teyze kızını sakin kalması ve rahatsız hissettiği anda bize söylemesi noktasında uyarmıştı. Ancak Sena sanki minik bir kuş gibi heyecandan yerinde duramıyordu.
Ertesi gün uyandığında yanı başında onu seyreden Sinan Amca'yı görünce ise yarım saat ağlama krizine girmişti. Sinan Amca onu kollarına almış sakinleştirmeye çalışırken Sena çok erken kaybettiği babasını bırakmak istemezcesine ona sarılmıştı. Onların bu anını kameraya çekmiştim. Arkadaşım babasıyla tanıştığı ilk anı hatırlamıyordu bari ikinci tanışmaları ölümsüz olsun demiştim.
Sinan Amca da neden gittiğiyle ilgili çok açıklama yapamamıştı. Sadece devlet tarafından verilen özel bir görevi olduğunu ve bu yüzden de bir süre yurt dışında kalması gerektiğini söylemişti. Sena da yıllardır görmediği babasını görmenin şokuyla olayı fazla irdelememişti.
Her an bir şeyi hatırlayabilir diyerek heyecanla her hareketini gözlemlediğimiz üçüncü günde Sena Tan Yeri'ne çıkmak istediğini söylemişti. Allah'tan doktorları bahane edip onu evde tutabiliyorduk yoksa Tan Yeri'nde bombayla kilitli kaldıkları o anı hatırlaması işten bile olmazdı. Tüm ısrarlarına karşı onu oraya götürmeyince bir süre trip yemiştik ama her şey onun iyiliği içindi.
Bugün de onu abileriyle tanıştıracaktık. Yağız Abi ve Rüzgar Abi çoktan yola çıkmış Sena'nın evine doğru geliyorlardı. Bu konuşmayı babasının yapmasının uygun olacağını düşünmüştük ve bu yüzden şimdi Sinan Amca, Zümra Teyze, Sena ve ben salonda oturmuş Sevda'nın gelmesini bekliyorduk. En ufak bir sorunda hemen müdahale etmesi için onu da çağırmıştık. Hem Sevda da onun bugüne bugün yengesi sayılırdı. Onunla da yeniden tanışması iyi olur diye düşündük.
Kapı çalınca ben hemen yerimden kalkıp kapıya gittim. Sena hastaneden çıktığından beri onun evinde kalıyordum. Bana sürekli soru sorup bir şeyler hatırlamak istiyordu ama tüm dirayetimi kullanıp onu geçiştiriyordum. Yanında kalmamın onu güvende hissettirdiğini anladığımızda da onunla kalmanın en doğru karar olduğunu fark edip resmen onların evine taşınmıştım. O yüzden ev sahibi olarak kapılara da ben bakabiliyordum.
Kapıyı açar açmaz iki heyecanlı adamla karşılaştım. Rüzgar Abi daha sakin duruyordu ama ne kadar heyecanlı olduğunu anlayacak kadar uzun süredir onu tanıyordum. Yağız Abi ise heyecanını dizginleme gereği bile duymuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAN YERİ
Fiksi RemajaTan yeri kızıllığının seyircisi , Duyduğu gecenin ayak sesi , Umut kokan günlerin habercisi, Unutulmaz bir aşkın hikayesi. Sıradan hayatının ardında beş bilim insanından geriye kalmış büyük sırlar, kilitli kasalar ve unutulmaz bir aşk bekliyordu gen...