Merhaba Tan Yeri'nin güzel sakinleri. 2014 senesi 11 martta Tan Yeri'ne ilk bölümü atmıştım. Aradan geçen zamana rağmen sabırla bekleyen okuyucularım oldu ve iyisiyle kötüsüyle 50. Bölüme kadar geldi hikayemiz. Desteğini esirgemeyen okuyucularıma teşekkür etmek istiyorum. Bu yola çıkarken ne kadar küçük hayaller kurmuştum ama sizler sayesinde bunlar daha büyük hayallere ulaştı. Tekrardan teşekkür edip sizleri yeni bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar😊
İçeri geçip yine Bürge'nin yanına oturdum. Benim arkamdan Melih ve Hazer de odaya girmişlerdi. Rüzgar Abi Hazer'e ters ters bakıp " Hayırdır sen niye geldin? " diye sordu.
Hazer de sabrı kalmamış gibi derin bir nefes verip anneme doğru ilerledi. Annemin yanındaki boşluğa oturunca annem de sevecen bir ifadeyle onu karşıladı.
" Hoş geldin oğlum "
" Hoş buldum Zümra Teyze. Nasıl olduğuna bakmak için gelmiştim " dedi abimin sorusunu es geçmeyerek.
Annem anaç bir tavırla elini Hazer'in omzuna koydu. " İyiyim çok şükür. İki evladım da yanımda artık. Darısı Yağız'ımın başına " dedi hüzünlü bir ifadeyle.
Hazer de hafif tebessüm edip " İnşallah " dedi. Annem yanında, abim karşısında otururken bana bakmaya çekinir bir hali vardı. Onu ilk defa bu kadar utangaç görmenin hazzını arkama yaşlanmış izliyordum. Kaçırır mıyım bu fırsatı hiç?
" Ben ne zaman evleneceğim Sena? "
Bürge'nin sorusuyla herkes güldüğünde tek gülmeyen kişinin Hazer olduğunu fark ettim. Daha ben cevap veremeden Hazer konuştu.
" Senin evlenmen için daha kırk sene var. Şimdi düşünme onları sen " dedi. Telaşlı haline bakınca ben de güldüm. Sanki Bürge'yi yarın gelin edecektik.
Bürge kendince bir hesap yapıp gözlerini kocaman açtı. " Ne yani 45 yaşında mı evleneceğim? Ama daha çok var! "
Hepimiz bu haklı isyanına gülerken Bürge somurtuyordu. Rüzgar Abi keyifle arkasına yaslandı.
" Demek ki neymiş abiler kardeşlerini kimseye yakıştırmazmış. Yani tek evde kalan Sena olmayacak. Sen de onunla birlikte kalırsın " dedi. Lafın kime gittiği belliydi. Tepkisini görmek için Hazer'e baktım. Öfkeli bir şekilde Rüzgar Abi'ye bakıyordu. Düştüğü tongaya sitemli bir hali vardı ama Rüzgar Abi'nin konuyu ne yapıp ne edip bana bağlaması ayakta alkışlanacak bir olaydı.
" Çok şükür abim yok " diyen Berra'ya Melih de eşlik etti.
" Çok şükür "
Zehra Teyze bir kızına bir de Melih'e bakıp konuştu. " Hadi benim kızı anladım da sen neye şükrediyorsun Melih? "
Zehra Teyze'nin kıvrak zekasıyla boy ölçülemezdi ancak karşısındaki de geri vites Melih'ti. Her durumdan itina ile sıyrılır.
" Abim yok diye Zehra Teyze. Yoksa ben de evde kalacaktım "
Bu sefer herkes gülmeye başladı. Ben az önce her durumdan sıyrılır demiştim ancak her durumda sıvanır desem Melih için daha uygundu sanki.
Berra Melih'e bakıp sessizce " Lunaparkta çalışmayı düşündün mü hiç? " diye sordu. Melih de kafasını iki yana sallayıp " Ne diye orada çalışayım ki? " diyince arkadaşım az önceki u dönüşüne gönderme yaptı. " Dönme dolap olarak "
Konuştuklarını sadece ben duyabilmiştim ama gülmekten de kendimi alamıyordum. Melih Berra'ya trip atar gibi bakınca onlarla ilgilenmeyi bırakıp yanımda hala küskün oturan Bürge'ye baktım. 45 yaşında evlenecek olmasına baya üzülmüştü kızcağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAN YERİ
Ficção AdolescenteTan yeri kızıllığının seyircisi , Duyduğu gecenin ayak sesi , Umut kokan günlerin habercisi, Unutulmaz bir aşkın hikayesi. Sıradan hayatının ardında beş bilim insanından geriye kalmış büyük sırlar, kilitli kasalar ve unutulmaz bir aşk bekliyordu gen...