29. BÖLÜM~ HAZER'İN ŞARKISI

183 22 13
                                    

Sena' dan...

Melih ön koltukta dikkatli bir şekilde arabayı kullanırken, bense arka koltukta kendi kendimi yiyordum. İlk görevin verdiği stres üzerimde etkisini koruyorken bir de kasanın patlaması ve balkondan Hazer'in kollarına atlayışım, bugünlük aksiyon kotamı doldurduğumu hatırlatırcasına bedenimi uyarıyordu. İşin kötü yanı uzun zaman sonra güvenebildiğim tek insanı ardımızda bırakmıştık. Başına bir şey gelme düşüncesi bile kalbimi sıkıştırıyordu.

Ona güvendiğimi söylediğim an gözlerinin içinin nasıl bir şaşkınlıkla dolduğunu hatırlayınca gülümsedim. O güvenilmeyi sonuna kadar hak ediyordu. Bana göre o güzel olan her şeyi hak ediyordu. Tıpkı ailesi tarafından terk edilmiş diğerleri gibi...

" Sence işi ne kadar sürer? "

Melih dikiz aynasından bana bakıp sorumu yanıtlarken huzursuzca yerimde kıpırdandım.

" Şimdiye kadar halletmiştir bile. Taksi falan bekliyordur, endişelenme " dedi gülerek.

Bozulduğumu belli etmemeye çalışarak mırıldandım.

" Endişelendiğimden değil de, sırtı kötü durumdaydı. Bir an önce bakılsa iyi olur "
Melih tebessüm ederek tekrar yola odaklanırken başıyla onayladı.

" Haklısın. Yarım saate yanımızda olur " dedi ve bizim evin önünden geçip, arabayı ortak eve doğru sürmeye başladı.

Melih'in sözleriyle biraz daha rahatlamışken Hazer'i görmeden içimin tam anlamıyla rahat etmeyeceğini de biliyordum.

Ortak eve ulaştığımızda Melih arabayı uygun bir yere park etti. Serdar Abi'nin ve diğerlerinin arabaları da evin bahçesinde park halindeydi.

Arabadan inip Melih'i beklemeden hızlı adımlarla eve ulaştım. Zile basıp kapının açılmasını beklerken Melih de çoktan yanıma gelmişti.

Kapı açıldığında aceleyle içeri girip Berra'ya sarıldım.

Berra şaşkınlıkla bir iki saniye duraksadıktan sonra oda bana sarıldı sıkıca.

" Hiç bu kadar korkmamıştım " dedim fısıltı şeklinde. O evde Melih patlamaya kalan dakikaları hatırlatırken yaşadığım korku bir nebze de olsa üzerimdeydi. Diğer kasalarda başımıza neler geleceğini bilmiyordum ama bugünü asla unutamayacaktım.

" Ben de öyle bi'tanem. Şükür ki iyisiniz " dedi sırtımı sıvazlarken.

Geri çekilip yüzüne baktım. Onun da en az benim kadar korktuğunu bakışlarından anlayabiliyordum.

" Herkes salonda, yanlarına gidelim " dedi Melih'e bakarken.

Onları yalnız bırakmak adına ben önden ilerledim. Melih de çok korkmuştu Berra için. Karşımızdaki tehlikeyi henüz görememişken şu sıralar yalnız kalmamız akıl kârı değildi. Berra ise kısa bir süre için bile olsa yalnız idare etmişti.

Salona girdiğimde herkesin yuvarlak masanın etrafında toplandığını fark ettim.

Suat'ın yanındaki boş yere oturduğumda hepsinin gözü bendeydi. Ellerimi masada birleştirip derin bir nefes aldım.

" Belgeleri ve anahtarı aldık. İpucunu da bulduk ama... " dediğimde Rüzgar Abi sabırsızca sordu.

" Ama? "

" Kasanın içinden bir sayaç çıktı ve evin bütün kapıları kilitlendi. Kapılar çelik kapı olduğundan kapana kısılmıştık. Kasanın içindeki düzenek on dakikaya ayarlanmış ve evin tüm odaları için düzenlenmiş. Patlamaya birkaç dakika kala pencereden kaçabildik " dedim tekrar o anları göz önüne alarak.

TAN YERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin