35. BÖLÜM ~ DAVETSİZ

152 14 11
                                    


" Nereden başlamamız gerektiğini biliyoruz artık " dedim Serdar Abi'ye bakarak.

Zehra Teyze'nin anlattıklarına göre Bolu'daki evlerinin adresi, daha birkaç ay önce oturdukları evdeydi. Elimizi çabuk tutarsak ikinci kasaya ulaşmak için büyük bir yol kat etmiş olurduk.

" Bugün dinlenin siz, yeterince yoruldunuz kaç gündür. Rüzgar ve ben kağıdı bulmak için gideriz. Ardından da Bolu'ya geçmemiz gerekiyor. Muhtemelen ikinci kasa oralarda bir yerde " dedi Serdar Abi.

Sözlerini onaylayıp eve geçmek için ayağa kalktığımız sırada kapı çaldı. Hepimiz cevap ararcasına birbirimize bakıyorduk.

" Herkes burada olduğuna göre... " dedi ve cümlesini tamamlayamadı Berra.

" Burada bekleyin siz! " diyip belinden çıkardığı silahla salondan çıkan Serdar Abi'yi, Rüzgar Abi ve Melih takip etti.

Bürge'yi kucağından indirmeye çalışan Hazer'i, kolundan tutarak durdurdum. Bana baktığında ne kadar endişelendiğimi gözlerimden okuduğunu biliyordum.

" Burada kal lütfen "

Bürge de benimle aynı endişeyi taşıyor olacak ki sımsıkı sarıldı Hazer'in boynuna. İkimizin de onu bırakmaya niyeti yoktu. Onun zarar görmesine katlanamazdım artık. Dayanamazdık...

Kapının açıldığını duyduğumuz saniyelerin ardından Rüzgar Abi'nin bağırışını işittik.

" Senin ne işin var burada?!! "

Ardından Melih'in normal tonda söyledikleri kulağımıza ulaştı.

" Bu halin ne böyle? "

Merakıma engel olamayarak ben de salondan çıktım. Dış kapı tam da salona açıldığından gelen kişiyi çok net görebiliyordum ve karşımda gördüğüm kişiyle adımlarım bir anda kesildi. Kapıda eli yüzü simsiyah, kıyafetleri ve saçı berbat bir halde duran kişi Nihan'dan başkası değildi.

" Beni içeri almayacak mısınız? "

Yorgun ve cılız çıkan sesi kulağıma ulaştığında göz göze geldik. Her zamanki öfkeli ve kin dolu bakışlarının yerini yardım bekleyen, çaresiz birinin bakışları almıştı.

Rüzgar Abi, sıktığı yumrukları eşliğinde öne atılmış, Nihan'a itiraz edecekken arkamdan gelen adım sesleriyle Nihan'ın bakışları oraya çevrildi ve gözleri bir anda mutlulukla parladı. Gelenin kim olduğunu tahmin etmek zor değildi. Çünkü Nihan sadece bir kişiye böyle güzel bakıyordu.

" Elbette alacağız " diyip Nihan'ın yanına ulaştı Hazer.

Öylece ayakta dikilmiş bu adamın ne yapmaya çalıştığını düşünüyordum. O kız sıradan biri değildi, bizim en büyük düşmanımızın kızıydı ve çat kapı geldiği yer bizim bin bir çabayla Timur'dan sakladığımız ortak evimizdi. Şimdi ise normal bir durumdaymış gibi misafircilik oynuyorduk. Aslında Hazer'in oynadığını belirtmek en doğrusu olurdu.

Yaklaşık bir saattir Nihan'ın peşinde dolaşan adama bakıyordum. Nihan kısa bir duş alıp temiz kıyafetler giydiğinde bile neden bu halde olduğunu anlatmamışken, Hazer efendi gayet anlayışlı bir şekilde Nihan'la iletişim kuruyordu.

" Aç mısın Nihan? "

" Teşekkür ederim Hazer, canım bir şey istemiyor "

Senin o Hazer diyen kemçük ağzını...

O aptal aptal Hazer'i süzen gözlerini....

Sakinleşmek adına başımı Bürge'ye çevirdim. Ancak bunun daha kötü bir fikir olduğunu anlamam kısa sürdü.

TAN YERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin