42. BÖLÜM ~ BÜYÜK HATA

54 6 9
                                    

Sena'dan...

Akşam yemeğinden sonra herkes bir köşeye kıvrılmış televizyon izlemeye başlamıştı. Hazer'in yanından ayrıldıktan sonra kapıda beni bekleyen Berra'nın yanına gidip müjdeli haberi vermiştim. Nihan bu evden iyi bir ders almadan gitmeyecekti. Bu yüzden onlar, bilerek açtığım aksiyon filmini izlerken ben de işi getireceğim noktayı kafamda hesaplıyordum.

" Bunu yapmak istediğine emin misin?"

Berra'nın sorusuyla hemen yanımda oturmuş olan arkadaşıma baktım. Filmin heyecanından kimse bizi duymuyordu. Oturduğum yerden hafifçe Berra'ya doğru eğilerek konuştum.

" Beklediğin vakit geldi işte. Şimdi neden tedirgin olmuş gibisin?"

Berra kaşlarını çatarak bana baktı.

" Tedirgin miyim? Kızım onu bana bıraksan tek kaşık suda boğarım ama söz konusu sen olunca sana bir zarar gelsin istemiyorum."

Hafif gülümseyerek kardeşten öte dostuma baktım.

" Bana bir zarar gelmeyecek, korkma. Hem benim yumruklarıma hiç mi güvenmiyorsun? "

Bizim fısıldaşmalarımız Melih'in ilgisini çekmiş olacak ki Berra'ya doğru sokulup o da bizim gibi fısıldadı.

" Ne kaynatıyorsunuz siz bakayım?"

Berra, Melih'in yüzünü elleriyle tutup tekrardan televizyona doğru çevirirken bana bakıp sessizce konuştu. " Güveniyorum özellikle sağdakine "

Dedikleriyle ben de gülümsedim ve önüme döndüm. Filmin tam beklediğim sahnesi gelince yerimde heyecanla kıpırdandım. İki oyuncunun kıyasıya dövüştüğü sahnede karşısında azılı bir düşmanı olan başrolümüz, dövüşmekten pek anlamayan hayatını pısırık bir karakterde yaşamış bir insandı. Ancak her insanda olduğu gibi onun da bir kırılma noktası oluyordu ve içinde biriktirdiği ne varsa bir anlık patlamayla dışa döküyordu. Şimdi sıra bendeydi.

" O adamın yerinde ben olacaktım var ya, karşımdakinin hiç şansı yoktu." dedim biraz ukala bir tavırla.

Sözlerim herkesten önce Hazer ve Nihan'ın ilgisini çekmişti. Hazer, Nihan konusunda tarafsız kalacağını söylemişti ancak sanki şu an bu kararından pişman olmuş gibi bakıyordu. Nihan'ın bana zarar verebileceğinden endişeleniyor olmalıydı. Nihan ise küçümser bir bakış atıp konuştu.

" Anlaşılan kendine çok güveniyorsun ancak bunlar gibi dövüşmek senin gibi kızlar için hayal ötesi bir şey "

Beklenen atak geldiğinde benden mutlusu yoktu. Oltaya düşmüş sazan balığımızın yüzüne bakıp gülümsedim. Diğerlerinin de ilgisini çekmiş olmalıyız ki herkes filmi bırakmış pür dikkat bizi izliyordu.

" Aslında haklısın dövüş konusunda pek eğitim görmedim ama deli cesareti derler ya, işte onu sonradan kazanmıyorsun. Doğmadan önce yüklenmiş oluyor. O da bende fazlasıyla mevcut "

Nihan ne yapmak istediğimi anlamışçasına yüzüme baktı. Ona meydan okuyordum ve karşılaştığımız ilk andan itibaren aramızda olan bu sessiz kıvılcımları bugün harlamanın vakti gelmişti. Bugün onu elimden babası gelse alamayacaktı.

" Yapmak istediğin şeyi görebiliyorum Sena. Hiç deneme, bana karşı şansın en fazla yüzde 3 "

Berra güç verircesine elini sırtıma koyduğunda sonucu ne olursa olsun buradan geri dönmeyeceğimi biliyordum. Bu sefer ben başlatmıştım ve artık kaçmak yoktu.

" Denemek ister misin?"

Nihan teklifime gülüp ikizlere baktı.

" Biri şuna ne kadar iyi dövüştüğümü söylesin "

TAN YERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin