Kuzenlerim ilk başta Hazer' i görünce şoka girmiş gibi donup kaldılar. Sonrasında ise aynı gülümseme onların da yüzlerinde yerini aldı. Bu alaycı bir gülümseme mi yoksa samimi mi pek anlayamamıştım. Ben kuzenlerimin vereceği tepkiyi beklerken sandalyeye daha fazla sinmiştim. Kuzenlerim ayağa kalktılar. Tam Hazer'e yumruk atmasını beklerken - ki niye yumruk atmasını beklediğimi bilmiyorum, gerginlikten kafam düzgün çalışmıyor- Fuat konuşmaya başladı.
" Abi? Nasılsın? Uzun zaman oldu görüşmeyeli."
Ardından sırasıyla sarılıp tokalaştılar Hazer' le. Ben şaşkın şaşkın onları izlerken Hazer bana döndü ve konuştu.
" İyiyim bir Bürge daha buldum ve onun da hayatını değiştirmekle uğraşıyorum " dedi ve ekledi. " Tabi iyi anlamda bu değişim. "
" Abi Bürge ile görüşüyor musun? " diye sordu Fuat şaşırarak. Kim bu Bürge ya? Artık canım sıkılmaya başlamıştı.
" Hey ben buradayım" dedim konuşmaya beni de dahil etmeleri ve bir açıklama yapmaları için. Ama dahil ettiler mi? Hayır. Suratıma bile bakmadan kaldıkları yerden devam ettiler muhabbetlerine. Hazer de bir sandalye çekip yanımıza otururken konuşmaya başladı.
" Aradım ama bir türlü ulaşamadım. Sena kendi gibi onu da benden mahrum etti" dedi.
Biri bana da açıklama yapsın artık! Kim bu Bürge? Sena kim? Nereye gittiler? Siz nereden tanışıyorsunuz? Ben bunları dışımdan saydırdığımın farkına varıp susunca Hazer " Bürge neyiniz oluyor? " dedi. Niye ben yokmuşum gibi konuşuyordu ki?
Fuat " Kuzenimiz" dedi.
Suat da " Ağzı sıkıdır, kimseye bir şey söylemez. Ona güvenebilirsin abi" dedi.
" Artık biriniz bana bir şeyler anlatabilir mi? Ne bu saçmalık? Nereden tanıyorsunuz birbirinizi? " dedim. Sesim haddinden fazla çıkınca Hazer çatık kaşlarıyla daha da sert bir hal almış yüzünü bana çevirdi.
" Burada konuşamayız. Bizim eve gidelim" dedi. Kuzenlerim onaylarken ben de " Gidelim bakalım. Ama bana her şeyi anlatacaksınız. Tamam mı? " dedim.
" Tamam baş belası" dedi Fuat ve Hazer' in arkasından yürümeye başladık.
Arabanın yanına geldiğimizde kuzenlerim hemen arka koltuğa geçtiler ve beni de arkaya oturmam için çekiştirdiler. Ama ben öne oturmak istiyordum. Tam yoğun kuzen baskısına boyun eğip arka koltuğa geçecektim ki Hazer " Sorun değil Fuat. Öne oturmak istiyorsa otursun" dedi.
Ben öne geçince arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk. Neden öne geçmeme bu kadar karşı çıktıklarını anlayamasam da elbet öğrenecektim.
Hepimiz sanki önceden sözleşmişiz gibi hiç konuşmadan Hazer'in evine kadar susmayı başarmıştık. Ben bile...
Hazer'in peşi sıra apartmana girdik. Buraya ilk geldiğimde - yani dün- çok gergindim. Şimdi ise meraktan ölmek üzereydim. Merak ettiğim birçok şey vardı ama en çok kuzenlerinmin Hazer’i nereden tanıdığını merak ediyordum.Hazer evin kapısını açtı ve içeri girdi. Ardından ben de içeri girdim ama kuzenlerim kapının önünde dikiliyorlardı.
" Ne bekliyorsunuz? Davetiye falan mı? Girsenize içeri " dedim adeta ev sahibi edasıyla.
Hazer onlara dönüp " Girin içeri. Bu seferlik izin veriyorum" dedi. Anlamamış gözlerle onlara baktım. Biraz daha bu gizemli tavırlarına devam ederlerse içimdeki sinirli Bürge daha fazla dayanamayıp üçünü de yumruklayacaktı.
Kuzenlerimde yeni gelin gibi çekingen bir tavırla içeriye girince hep beraber salona geçtik. Ben bu meraklı halimi geride bırakıp hemen Turuncu’nun evine koştum. Kendini sevdirmeyi biliyordu bu kedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAN YERİ
Novela JuvenilTan yeri kızıllığının seyircisi , Duyduğu gecenin ayak sesi , Umut kokan günlerin habercisi, Unutulmaz bir aşkın hikayesi. Sıradan hayatının ardında beş bilim insanından geriye kalmış büyük sırlar, kilitli kasalar ve unutulmaz bir aşk bekliyordu gen...