TAN YERİ

46. BÖLÜM ~ DOĞUM GÜNÜ

Merhabalar Tan Yeri'nin güzel insanları😊 Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Bu bölümde aralarda birkaç fotoğraf kullandım. Bürge'nin olduğu bölümde koyduğum fotoğraftaki kişi Bürge karakteri için düşündüğüm kişiydi zaten ancak Sena'nın olduğu kısımdaki fotoğraftaki Sena değil. Sadece kıyafeti için o fotoğrafı koydum. Bir süre daha kafamdaki Sena'yı paylaşmayı düşünmüyorum. Diğer bölüm gibi uzun bir bölüm oldu. Lafı daha fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakayım. Keyifli okumalar...

8 sene önce...

Yazardan...

Sabahın erken saatlerinde yatağından kalkmıştı genç adam. Mart ayının biriydi, sevgilisi olan biricik cennet gözlüsünün doğum gününü kutlayacaklardı bugün. Aslında doğum günü yarındı ama sürpriz olsun diye bir gün önceden kutlamaya karar vermişlerdi. Bu fikri veren Berra'ya teşekkürlerini yolladı tekrardan.

Günler öncesinde Rüzgar'la yapmış olduğu kavga, doğum günü hazırlıklarını sekteye uğratsa da, yine de son dakikada her şeyi ayarlamış ve kendince kusursuz bir plan hazırlamıştı.

Berra ve Melih Sena'yı alışveriş bahanesiyle evden uzaklaştırırken o da annelerle birlikte evin geniş bahçesini süsleyecekti. Akşam saat tam 6 olunca Melih, Berra ve Sena'yı eve getirecek, Berra da hemen Sena'yı hazırlayacaktı. Hazer Sena'ya, akşam için onu bir yere yemeğe götüreceğini mesaj attıktan sonra Sena'nın Berra'ya, neden kendisini hazırladığını sormayacağını ummuştu. Bu fikir de Berra'dan çıkmıştı. 'Resmen ilişkimizin kilit taşı oldu' diye geçirdi içinden Hazer.

Dışarıda mart ayından beklenmeyecek derecede sıcak bir hava vardı. Hafif hafif esen rüzgarı saymazsak doğum gününü kutlamak için bahçeyi seçmeleri iyi fikirdi. Timur belasının başlarında olması ellerini bağlıyordu. Yoksa genç adam sevdiği kız için daha güzel bir mekanda doğum günü partisi vermek istiyordu.

Hazer erken kalkmanın verdiği avantajla kahvaltısını yapmış evdekilere görünmeden evden çıkmıştı. Bütün gün bahçenin dekorasyonuyla ilgileneceği için elini çabuk tutmak istiyordu.

Sena saat on olduğunda ancak uyanabilmişti. Başında dikilen arkadaşına başının altındaki yastığı fırlatıp uykulu bir sesle mırıldandı.

" Başka zaman olsa inek gibi yatarsın. Bugün neyin var senin beni de uyutmuyorsun? "

Berra arkadaşının kendisine fırlattığı yastığı havada yakalayıp Sena'nın suratına attı.

" Dün ne konuştuk seninle! Bugün benimle birlikte alışverişe gelecektin! Madem kalkmayacaksın niye söz veriyorsun?! "

Berra'nın sitemli bir tavırla söyledikleri etki etmiş olacak ki Sena başını yataktan kaldırıp ters bir bakış attı arkadaşına.

" Biz mi açacağız dükkanı, ne bu acele? Gideriz öğleden sonra " diyince Berra komodinin üstündeki suyu alıp Sena'nın başından aşağı döktü.

Sena yerinden fırlayıp Berra'ya saldırmayı planlarken Berra çoktan kapıdan çıkmış, Sena'ya öpücük atıyordu.

Berra, " On dakika sonra aşağıda ol. Yoksa bir bardak suyla kurtulamazsın " dedi ve görevini layıkıyla yerine getirmenin verdiği rahatlıkla Melih'in yanına gitti.

Sena yataktan hiç hoşlanmadığı şekilde kaldırılmanın verdiği sinirle banyoya gidip elini yüzünü yıkadı. Ardından üzerine uygun bir şeyler geçirip Berra'nın yanına geldi. Berra Sena'nın intikamını almasından korkmuş olacak ki Sena'yı görür görmez Melih'in arkasına saklandı.

Sena Melih'e bakıp " Şu deli kızı benden uzak tutamadın mı? " diyince Melih arkasında saklanan sevgilisine bakıp gülümsedi.

" Ablası küçük o. Bakma sen onun kusuruna "