Silah Sesi

93.2K 3.4K 464
                                    

Evet sonunda yeni bölümü paylaşabildim. Öncelikle burayı litfen sonuna kadar okuyup yeni bölüme öyle geçin. Töre final olmadı. Daha 15 bölüme yakın yeni bölüm var. Yayınevleriyle konuşmalarım hala devam ediyor ama ne olacağı belli değil. Ayrıca sınav için mesaj atan herkese çok teşekkürler bir çok kişiye yetişemedim zaten çok sık wattpade giremiyorum bana ulaşmak isteyenler instagramdan ulaşabilirler.

Umarım beklediğinize değmiştir. Keyifli okumalar...

Mir'i ayağımda sallarken arkama yaslanıp yorucu geçen günü düşündüm. Miran kucağımda "Baba" dedikten sonra Yekta on tane kurban kestirdi. Adak adamış eğer oğulları ilk baba derse on tane kurban kesecekmiş. Adağını anında yerine getirirken bütün gün beni sinir etmişti. Miran'ı ise kucağından indirmemişti.

"An-ne. Oğlum bak çok kolay. An-ne" Mir'i uyuturken aynı anda ilk anne demedsiyle ilgili çalışmalara başlamıştım.

"Buke gecenin köründe hala mı çocuğa anne dedirtmeye çalışıyorsun." Dediğinde Yekta'ya baktım.

"Evet saat üç benimde işim gücüm yok Mir'le uyumayıp konuşmasına yardımcı oluyorum. Yekta zaten uykusuzum sadece sayıklamışım abartma lütfen." Yekta söylediklerimin tek kelimesini dinleyemeyip uyumuştu.

Deniz ve Asım Bey bir iki saat sonra gideceklerdi. Sonunda bitiyordu bu çile. Yarın sabah bende Berat'la konuşmaya gidecektim. Toprakları ve ağalığı ona devr etmem karşılığında Roz'la evlenmesini isteyecektim. Başka çarem yoktu çünkü Berat'ın inadı insanları korkutuyordu. Roz geri geldiğinde ona nasıl aşık olduğun adamla evlenemezsin çünkü töreler bunu emrediyor bu kelimeleri kardeşime nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Kelimeler boğazımda düğümlenirdi. Roz geldiğinde elimden gelen herşeyi yapacaktım. Onun mutluluğu için ne gerekirse yapardım.

Yekta'nın telefonu çalarken Mir uyumuştu. Yekta uyanmadan kimin aradığına bakmadan telefonu açtım.

"Abi" Mert'in sesini duymamla bütün dengem alt üst olmuştu. Sesi berbat geliyordu.

"Ben Buke. Mert iyi misin?" Dediğimde aynı zamanda da Mir'i beşiğine koyup üstünü örttüm.

"İyi miyim? Değilim! İyi filan değilim. Yenge yolumu kaybettim. Roz yok ben de yokum. Çıkmazdayım sanki biri sürekli yoluöu değiştiriyor daha da çıkmaza sokuyor beni. Herşeyi ayarlamıştım. Bugün bana gelecekti ama Çetin" cümlesini tamamlayamadı. Ben yavaşça odadan çıkarken avluya doğru yürüdüm.

"Beni suçum Mert. Çetin benim yüzümden bunu yapıyor." Gözlerim dolarken yıldızlara baktım.

"Senin suçun değil. Roz senin mutsuz olmana dayanmazdı. Bende dayanamıyorum yenge Roz olmadığı için hiç bir şeye dayanamıyorum. Onun nasıl olduğunu bilmediğim için kafayı yemek üzeriyim. Aşık oldum ilk defa birini kendimden daha çok sevdim. Onun gözlerinde kendimi gördüm. Annemsiz geçen günleri gördüm. Onun sayesinde annemi affettim ben Buke. Roz'un masumluğu beni değiştirdi."

"Anneni affettin mi?" Şaşırmıştım. Mert'ten bunu beklemiyordum ama sevinmiştim.

"Abim bilmesin." Mert derin bir nefes aldıktan sonra konuşmalarına devam etti.

"Roz'a evlenme teklifi ettiğimde bana hayır demişti. Kızmıştım,öfkelenmiştim ama ona değil kendime ben yasak olanı istiyordum. Ama elimden başka bir şey gelmiyordu. Hiç bir şey yapamıyordum. Ne ona kızabiliyordum ne de ondan vazgeçebiliyordum. Roz'u bırakmak istesemde bir adım atmaya kalktığımda pişman olup Roz'a daha sıkı sarılıyordum. Kendimden vazgeçtim ama ondan vazgeçemedim. Bunun için miydi? Bir şey söyle! Beni teselli et! Geldiğinde evleneceksiniz de. Berat'la değil seninle evlenecek." Mert'in sesi titremişti. Bir an içim acıdı. Benim yüzümdendi ve Mert'ten bir şey saklamıştım.

TÖRE  -Töre Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin