Mardin'e Gidiş

405K 8.6K 1K
                                    

Sabah erkenden kalkıp hazırlanmıştım. İşteki ilk günümdü ve benim için çok önemliydi. Heyecanlıydım. Sonunda çocukluk hayalimi gerçekleştirmek için ilk adımı atmıştım.

Çocukken hakim olmak istiyordum babam okumama çok karşı çıktığı için ona rest çekmiştim.5 yıldır babamla hiç konuşmuşmamistim.İstanbul'da annemden,kardeşlerimden uzakta yaşıyordum. Arada bir haftalığına yanıma gelirlerdi ama çok sık olmazdı.Annemle her fırsatta konuşur dertleşirdik.

Babamla barışmayı da istiyordum ama babam, "Kız kısmı okumaz.Sen ağa kızısın.Liseye kadar okudun o bile fazlaydı." demesi üzerine bir daha barışmayacağımızı anlamıştım.Hem okuyup hem çalışmıştım.Annemin yolladığı tek kuruşa bile dokunmamıştım.

Sonunda Hukuk Fakültesinden mezun olmuştum.Bir holdingde işe başlamıştım. Sonunda hayatimi bir duzene sokmustum.

Evden tam çıkıcaktım ki, telefonum çalmıştı. Arayan Kaan'dı. Her anımda yanımda olan, beni yanlız bırakmayan sevgilim , sözlüm . Kendi aramızda söz kesmiştik.

"Heyecan var mı?" dedi telefonu açar açmaz. Sanırım benden daha heyecanlıydı.

"Olmaz mı hemde nasıl." dedim hızlı hızlı.

"Bizim holdingte çalışsaydın keşke. Hem stajı da orda yapmıştın. Babam da senden memnundu. Heyecanlanmazdın da." Evet, başa dönmüştük. Gülümsedim.

"Yakında nişanlanacağız. İnsanların bana torpille bir yerlere gelmişsin gibi bakmasından rahatsız oluyorum."

"Bu kadar ince düşünmene gerek yok. Babam senden memnun kalmasa istemezdi.Akşam ilk is gununu kutlayalım mı?" Tam cevap verecekken başka birinin aradığını farkettim.

"Kaan hatta birisi var." dedim yarım kalan konuşmamıza üzülerek. "Seni ararım"

"Tamam canım. İlk gününde başarılar." Arayan kız kardeşimdi şaşırmıştım. Çünkü babamlar bu saatte kahvaltı yapardı ve hep birlikte sofraya oturulurdu.

Hemen telefonu açtım. "Efendim Roz? Önemli bir şey mi var?"

"Abla, sorma." Nefes nefese kalmıştı. Tedirgin olmuştum. "Onur abi, Muhu aşiretinden kız kaçırmış. Ve... "Titreyen sesiyle devam etti. "Sanırım berdel yapılacak."

"Ne saçmalıyorsun Roz? Bu devirde berdel diye bir şey mi olurmuş?" diye sinirle soludum.

"Töre böyle der abla. Ya ikisi de ölecek ya da berdel olacak.Berivan yenge ağıt yakıyor sürekli. Babam da mecburen berdel önerdi."

"Berdel derken bizden kız mı alınacak? Kim biliyor musun?" diye sordum.

"Abla... Bilmiyorum.Dilan abla dışındaki bütün bekar kızlar bugün bize gelecek. Onlardan birini seçecekler..." dedi son cümleyi fısıldayarak. "Abla korkuyorum yardım et ne olursun?"

"Roz korkma. Tamam mı? Ben gelip seni alacağım. Böyle saçma şey mi olurmuş? Sen sadece beni bekle ve hüküm vermeyi ertelemeye çalış. Eğer seni seçerlerse bir şey yapamam. Kimseye görünme sakın." dedim. Sesimi korkudan yalıtmıştım.

"Tamam abla. Acele et nolursun." dedi yalvararak. Kardeşimin sesini böyle çaresiz duymak canımı yakmıştı.

"Tamam merak etme sen." diyip telefonu kapattım. Sonra ne yapacağımı düşündüm.Bugün işte ki ilk günümdü ama umrumda bile değildi. Hemen internete girip en erken uçağa baktım. Uc saat sonraydı, biletimi aldım.Kendime küçük bir bavul hazırlayıp hemen havaalanına gittim.

Bu sırada iş yerini arayıp gerekli bir açıklama yapmıştım.

Havalimanına geldiğimde uçağa yolcu alıyorlardı.Kaan'ı arayıp olanları anlatmayı düşündüm ama akşam zaten Roz'la birlikte İstanbul'a döneceğimizden  yüzyüze anlatmayı daha mantıklı bulmuştum.

Ve uçağa binmeden Çınar'ı aradım.Çınar babamın sağ kolu olan Mahir amcanın oğluydu benimle yaşıttı.

Çınar telefonumu açmayınca mesaj attım

"Çınar ben 12.40'ta Mardin'deyim. Havalimanından beni alabilir misin? Ama kimseye çaktırma babana bile" mesajı yolladıktan sonra telefonu kapayıp uçağa bindim.

-MARDİN-

Havaalanında Çınar'ı gördüğümde onu da özlediğimi farkettim ona gidip tam sarılıcakken bana karşı o kadar mesafeli davranmıştı ki şok olmuştum.Arabaya bindiğimizde sadece etrafa bakıyordum.5 yılda ne kadar çok değişmiş inanamıyordum.

"İnsanın memleketi gibi olmuyor hiçbir yer" diye mırıldanmıştım ama Çınar beni duymazlıktan geliyordu.Gücüme gidiyordu o da yanlış yaptığımı düşünüyordu.En sonunda dayanamayıp

"Sen de mi bana sırtını döndün Çınar biz söz vermemiş miydik?Boşuna mı senle süt kardeş  , kan kardeş olmuşuz. Yanlış birşey yapmadım ben sadece hayalimi gerçekleştirmek istedim." bir süre cevap vermedikten sonra sadece "Neden Buke?" demişti.

"Ne neden?"

"Bunca zaman yoktun şimdi niye geldin?" ona Roz'u almak için geldiğimi söylesem kıyameti koparırdı ben babamla bağımı koparmıştım ama Roz kaçıcaktı ve yakalanırsak sonu ölümdü.

"Onur kız kaçırmış o yüzden geldim" Çınar tek kelime bile etmemişti. Bana kırgındı o yüzden bende daha fazla üstelememiştim.Sessiz araba yolculuğundan sonra konağın önüne gelmiştik anlaşılan berdel için gelinmişti. Hemen telefonumu açıp Roz'u aradım ama cevap vermiyordu. İçime bir kuşku düşmüştü. Yavaşça arabadan çıktım. Kapıdaki korumalar hala değişmemişti beni gördüklerine şaşırsalarda birşey demeyip sadece kapıyı açmışlardı. Konağa girdiğimde kimseye görünmemeye çalışıyordum. Birden Zuhal teyzenin çığlığıyla bu son bulmuştu.

"BUKE SEN MİSİN KIZIM?" diye bağırınca gizlenmenin bir anlamı olmadığı için bütün sinirimi gün yüzüne çıkarmıştım.

"Zuhal teyze nerde onlar?" diye bağırınca kadın neye uğradığını şaşırmıştı.

"Bü-büyük salon" diyince hemen merdivenlerden çıkıp büyük salona daldım. İçeri girdiğimde şok olmuştum. En başta Rozalin olmak üzere neredeyse 30 kız duvarın dibinde yüzleri yerde bir şekilde bekliyorlardı. Kurbanlık koyun gibilerdi.

"Roz aşağı in ve beni bekle." diye bağırdım kardeşime.

O sırada babam bağırınca gözlerimi kızlardan kaçırıp babama baktım , "Dur durduğun yerde kızım. Baba ocağını terk etme hayırsız ablan gibi."dediğinde sinirim tepeme çıkmıştı.

"Bir kızının okumasına engel oldun şimdi de diğer kızını berdele mi kurban ediceksin? Neden berdel söylesene , baba neden? Onur kız kaçırdıysa kız da ona kaçtıysa kendileri ödesinler canlarıyla. Hem töre ne der onlar da bilirler. Onların yaptığı şeyin bedelini Roz'a ödetmem." dedim hırsla.

"Sen hani ölsen de gelmezdin bir daha bu konağa?" Babam iyice sinirlenmişti.

Ordan biri söze atladı. "Dizdar Ağa bu kimdir?" dedi. Babamın ne diyeceği merak konusuydu.

Kızım diyemezdi çünkü aramızdaki bağı ikimizde  koparmıştım.

"Densizin biri." diye yanıtladığında babam , şaşırmamıştım . Tam da babamdan beklediğim gibiydi.

Roz lafa atılıp , "Ablamdır ağam. Ama babamla arasındaki bağı koparmıştır." diye atladı.

Adını bilmediğim adam, "Dizdar ağa kahveyi kimden içeceğime karar verdim." dediğinde o zaman anlamıştım bu ağa bozuntusuydu .

Roz'u kolundan tutup dışarı çıkarıcakken ağa bozuntusu babamın kim demesine izin vermeden, "Senin kızın" dediğinde direkt arkamı dönüp bağırmaya başladım.

"Roz daha çok küçük on sekizine bile basmadı. Unut o dediğini. " dediğimde sadece sırıtmıştı.

"Seçtiğim kişi kardeşin değil, sensin."

TÖRE  -Töre Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin