Bu defa geri adim atmayacaktim. Yekta ustume yürüken sadece olduğum yerde durdum.Başımı dik tutup gözlerinde sabitledim öfkeden yine simsiyah olmuş gözlerine ama bu defa gözlerinde tek öfke yoktu.Ne olduğunu çözememiştim.
"Ne demek erkekler beni böyle görmeyi tercih eder?Kaç erkek seni böyle gördü?" dediğinde hırsla ona bakıp derin nefes aldım.
"Bu demek oluyor ki senin hayatında nasıl benden önce kadınlar olduysa benim de hayatımda senden önce erkekler oldu.Ama doğru sen erkeksin sen yaparsın ama ben kız olduğum için yapamam değil mi?Evlenmeden önce önüne gelen kızla yatıyorsun ve o kızların yatağından başka yeri yok ama iş evlenmeye gelince kimse dokunmasın istiyorsun değil mi?Noldu hayal kırıklığına mı uğradın?Kıyamam." Bunları ben mi demiştim ne cesaretle demiştim ki içimden kendime sayıp dururken Yekta elini duvara vurmaya başlamıştı.Titreye titreye geri çekilirken ateş saçan gözlerle bana baktı.
"Olduğun yerde dur Buke!" dediğinde korkudan adım dahi atamamıştım.Üç adımla aramızdaki mesafeyi kapatıp
"Eğer gerçekten bunu yaptıysan sana yapacaklarımdan kork Buke!İşte o zaman sana gerçekten cehennemi yaşatırım!" diyip odadan çıktı ve konağı ayağıya kaldıracak şekilde bağırmaya başladı.
"Bekir sen Buke'nin kapısından ayrılmayacaksın odadan adımını dahi atmayacak.Yemekleri odasına götüreceksiniz onun dışında odaya kimse girmeyecek." Ne yani bu odaya hapsolmuştum öyle mi?Bu odun fazla olmuştu ama şu an sinirlerimiz fazla gergindi ve üstelemeyecektim.Kendimi duşa attım.Bütün gün bu odada ne yapacağımı düşünürken aklıma telefonum geldi.Hızla duşumu alıp odaya girdim.Dolabı açtığımda ne giyeceğime karar vermemiştim en sonunda uzun turkuaz renginde etek giyip üstüne de beyaz bir t-shirt geçirip saçlarımı kurutttum.
Odaya bir kız kahvaltıyı getirince kızı iyice süzdüm.Bu kız benim evden gittiğim gün ağlıyordu ve Yekta'yı gördüğünde tepkileri normal değildi.Canım sıkılmıştı ve biraz eğlenmekten zarar çıkmazdı.
"Kocama aşık olduğunu biliyorum." dediğim an elindeki tepsiyi düşürdü.Ben sadece şüphelenmiştim ama demek ki doğruymuş.
"Y-yo-yok öy-öyle bir şey?" dediğinde kahkaha atıp
"Ondan mı onla beni gördüğünde bana düşman gibi bakıyorsun ondan mı ben Yekta'ya bağırdığım gün bizi ağlayarak izliyordun?" bana ne olmuştu böyle bana ne Yekta'dan.
"Her neyse hemen şurayı düzelt." diyip telefonumu alıp kendimi yatağa attım.Telefondan internete girip Yekta Kandar yazıp aradım.O gün okuyamadığım habere girip baktım.Haberi okudukça sinirleniyordum.Anladığım kadarıyla Yanındaki kız manken ve Yekta'ya aşık olmuş sadece iki defa görüştükleri halde orada burada Yekta Kandar sevgilim diye dolanıyormuş.Yekta'da açıklama yapmış.Resimde önceden buluştuklarında çekilmiş bir resimmiş.Boşu boşuna mı günahını aldım sabah sabah huzurumuzu bozdum.
Telefonu kilitleyecekken aklıma Kaan geldi.Kaan Ulber yazıp aradım.En son haberlere baktım iki gün önce röpörtaj vermiş.Girip okuduğumda şok oldum.Soruların yarısı nişanla ilgiliydi ve Kaan ayrıldığımızı hala açıklamamış.Nişana sadece 10 gün kalmıştı.Ne yapmaya çalışıyordı anlamıyordum.
Telefonu kilitleyip yanıma koydum.Yekta'ya platonik olan kıza baktım içimdeki sesler yine çelişkiye düşmeye başladı.Biri "Neyini sevdi Yekta'nın?" derken diğeri "Kocandan hoşlanıyor ve sen bu kadar sakinsin pes doğrusu" diye beni azarlıyordu.Kafamı silkeleyip düşüncelerden sıyrıldım.Ama içimden bir ses
"Ya Yekta'yı ayartırsa diyordu." Aman ayartsın belki Yekta ona aşık olur.Birden dayanamayarak
"Yekta'nın nesini sevdin?"dediğimde inanamayan gözlerle bana bakıyordu.Cevap beklediğimi anlayınca
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE -Töre Serisi 1-
General FictionBir karar, bir insanın tüm hayatını değiştirebilir miydi? Umutlarını kurutabilir miydi? Gökkuşağının renklerini silebilir miydi gözlerinde? Bir adam, bu kadar acımasız olabilir miydi? Geride bıraktıklarını unutmaya çalışmak ne kadar doğruyd...