VAZGEÇİLMEZİMSİN

92.9K 4.2K 276
                                    

Arkadaşlar gelen mesaj,yorum ve duvar panoma yazılanlardan sonra final yapma kararını erteledim, Final yaklaşık 15 bölüm sonra olacak. Yanımda olan herkese cok teşekkür ederim.

Mesajlara cevap atmakta zorlansamda herkesin mesajına yetişip cevap vereceğşm. Hepinizi çok seviyorum.

Bundan sonra her pazartesi yeni bölüm gelecektir.

Doktor içerideyken ben ve Çetin dışarıda olta atıyorduk. Acaba neyi vardı? Neden hastalanmıştı? Umarım kötü bir şeyi yoktu.

"Neden Yekta yanınızda yoktu?" Çetin'in sözleriyle ona döndüm. Öfkeliydi.

"Tartışmıştık." Diye söylendiğimde o anlar gözümün önüne gelmişti. Gözlerim dolarken başımı duvara yasladım.

"Ben sen mutlusun diye senden vazgeçmiştim Buke. Ben sırf o adamı seviyorsun diye yıllardır sevdiğim kadını unutmaya çalışmıştım. Ama şu an mutlu değilsin. Canın acıyor bunu ben görüyorum herkes görüyor. Kaan'ı sevmiyordun ona sadece minnet duymuştun ama Yekta'yı gerçekten seviyorsun. Onsuz gerçekten ne yapacağını bilmiyorsun. Yekta'nın öldüğünü düşündüğümüz zaman sende ruh gibiydin. Sadece çocuklarına bakıyordun. Sadece onların yanında gülebiliyordun ama yine korkuyordun. Eğer Yekta gerçekten ölseydi bırakmazdım ne seni ne de çocuklarını. Ama onun yaşadığını öğrendiğim an onu ölüme terk edemedim. Berat onu öldürürdü ama sen asla sen olamazdın. Bu yüzden onu kurtardım. Sen mutlu ol diye onu kurtardım ama ne oldu? Mut.."

"Mutsuz filan değilim. Çetin ben o olmazsa nefes alamazdım. İyi ki kurtarmışsın onu. Yekta ne yaparsa yapsın o benim aşık olduğum adam ben onsuz yapamazdım." Diye sözlerimi bitirdiğimde başımı duvardan ayırıp bebeklerime baktım. Melek gibilerdi. Merakla etrafa bakıyorlardı. Koltuklara oturduğumda ikisinide kendime çevirdim.

"Baba gelecek." Diye onlara söylendim sanki anlayacaklar gibi.

"Demir Doruk Kandar'ın yakınları kim?" Diye soran hemşireye baktım.

"Annesiyim." Diyip ayağa kalkıp hemşirenin yanına gittim.

"Doktor Bey sizi odasına çağırıyor. Beni takip edin." Dediğinde başımı 'evet'anlamında salladım. Hemşire önden ilerlerken bende ana kucağını alıp onu takip etmeye başladım. Birden bire ana kucağını başkası almaya çalışınca hemen o tarafa döndüm. Yekta karşımdaydı. Sarılmak istiyordum ama yapamazdım. Ana kucağını benden alıp yanımda ilerlerken bende onun ne hissettiğini anlamaya çalışıyordum.

"Burası." Dedikten sonra kapıyı tıklatıp açtı. Biz içeri girdikten sonra hemşire gitti.

Doktor elinde tahlilleri incelerken başını çevirip bana baktı.

"Demir'in ailesi değil mi?" Dediklerine başımı olumlu anlamda salladım.

Yekta koltuğa oturmuşken bende onun yanındaki tekli boş koltuğa oturdum.

"Demir'in tahlillerini inceledim. Kana mikrop karışmış bu yüzden ateşi bir anda çıkabilir ve bir anda düşebilir. Denetim altında kalması için hastaneye yatırmalıyız." Doktora cevap vereceğim sırada Yekta konuşmaya atıldı.

"İstanbul'a döneceğiz bugün orada bir hastanede gözetim altında kalabilir." Dediğinde panik yapmıştım. Ya yolda bir şey olursa. Yekta'ya dikkatlice baktığımda bana bakmıyordu bile

"Elbette ama dediğim gibi bir anda ateşi çıkabilir." Yekta ayağı kalktığında mecburen bende yağıya kalkmıştım.

"Her şey için teşekkürler." Diyip doktorun elini sıktığında hafif bir tebessüm edip bebekleri almıştı. Bende doktora teşekkür ettikten sonra dışarı çıktık. Çetin merakla yanıma koşup omuzlarımdan tuttuğunda istemsizce gerilmiştim.

TÖRE  -Töre Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin