ÇETİN SALHAN

216K 5.4K 364
                                    

GECİKME İÇİN ÖZÜR DİLERİM

ŞİDDETLE TAVSİYE EDİLİR:

http://www.wattpad.com/story/12331598-the-boss

Arabada ben Kaan'ın planını düşünürken Yekta ise öfkesiyle başa çıkmaya çalışıyordu.Arabayı o kadar hızlı kullanıyordu ki bir dikkatsizliğiyle ikimizde ölüme giderdik ama Yekta farkında değildi ya da umrunda değildi.

Öfkesinden korkuyordum çünkü Yekta öfkelendiğinde bir dağ ayısından kırmızı görmüş boğaya dönüşüyordu.Bu adamın içinde resmen hayvanlar alemi yaşıyordu.

Kaan ne yapacaktı?Düşünemiyordum bile konu Kaan ise sınırları zorlamam gerekiyordu.İstanbul'a geri dönmüştük ama bu yol Marina'nın yolu değildi.Acaba havalimanına mı gidiyorduk?Mardin'de beni neler bekliyor?Berat yüzünden aşiret toplanacak ve benim kararıma göre yaşayıp veya öleceklerdi.Bir de bunun üstüne bu olaydan haberleri olursa Kaan için toplanacaktı.Umarım haberleri görmezler.

Araba ani bir frenle durunca düşüncelerden sıyrıldım ama Yekta coktan arabadan inmişti.Ondan sonra bende hemen indim.

Ama burası ne marine ne de havalimanıydı.Burası ULBER HOLDİNG'di.İçeriye hızla girdiğimde Yekta asansörlerin olduğu kısıma gidiyordu.Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdığım sırada

"Buke" diye birisi bağırınca etrafa meraklı gözlerle baktım.Yanıma gelip konuşmaya başlayan kadının adını hatırlamaya çalışıyordum ama bir türlü hatırlayamıyordum.

"Ne zamandır görünmüyorsun." dediğinde ne diyeceğime karar veremedim.Birden aklıma ilk gelen şeyi söyledim.

"Koşturmaca işte zamanım olmadı." ben bile söylediğim şeye inanamıyordum.Neden evlendim demedim ki?İçimdeki sesle çelişkiye düşerken kadın elini omzuma koyup

"Düğün telaşı normaldir." dediğinde gözümü büyüterek kadına bakıyordum.Ne düğünü?Ne telaşı? diye sormak istesemde bu konuşmadan sıyrılıp Yekta,Kaan'ı öldürmeden yetişmek için kadına gülümseyip

"Acelem var.Daha sonra uzun uzun konuşuruz." diyip vereceği cevabı beklemeden hızla asansörlere doğru yürüdüm.Beni tanıyanlar başlarıyla selam veriyor,gülümsüyorlardı bende hızlı bir şekilde karşılıp verip sonunda asansörü çağırma butonuna basmıştım.

"Nolur bir delilik yapmamış olsun." diye defalarca içimden geçirirken asansörün kapısı açılmasıyla hızla asansöre girdim. 28.kata basıp asansörün biraz daha hızlı gitmesi için dua ediyordum.

Asansör kapısı açıldığında hızla Kaan'ın yeni odasına gittim.Umarım buradadır.Kapının önünde ecel teri döken sekreterini gördüğümde doğru yere geldiğimi anlayıp ona bir şey söylemeden hızla odaya girdim.

Yekta ve Kaan ikisi birbirlerine meydan okurmuşcasına bakıyordu.Beni gördüklerinde Yekta kaşlarını çatsa da Kaan özlemle bakıyordu.

Bir anda ne olduğunu anlamadan Kaan gelip bana sarılınca karşılık vermek istemezsemde verdim sonuçta bunca yıl yanımda olmuştu ve arkadaş olabilirdik.Kaan saçlarımı koklarken "Seni çok özledim." demesiyle tüylerim ürpermişti.Ama Kaan'ın sarılması fazla uzun sürmeden Yekta onu benden ayırıp yere fırlattı.Kaan ne olduğunu anlamamış bir şekilde bana bakarken içimden "Nolur kazasız belasız bitsin bugün." diye geçiriyordum.

"Karıma dokunma!Anlamıyorsun değil mi bittiğini,kaybettiğini?Seni değil beni seçti." diye üstüne kükrediğinde Kaan hızka ayağa kalkıp yakasına yapıştı.

"Seni seçmedi!Evlenmeye zorladın onu ve Buke'yi sana asla bırakmam!" diye bağırdığında Yekta alayla kahkaha atıp Kaan'ın ellerini tiksintiyle ittikten sonra yakasını düzeltip "Yenildiğini anla evet zorla evlendik ama beni seviyor." dediğinde Yekta'ya hakverdim.Evet onu seviyordum hemde herkesten daha çok.

"Bukeyle ilgili ne biliyorsun?Böceklere olan fobisini,patlıcana karşı alarjisini,çayı kaç şekerli içtiğini,kahveyi nasıl sevdiğini,hangi yemeklerden nefret ettiğini,hangi yemeği sevdiğini,çektiği acıları,zorlukları hangisini biliyorsun söylesene?" diye bağırdığında gözleri dolmuştu ve onu böyle görmek beni üzüyordu.

"Zamanla öğrenirim.Bu seni son uyarışım karımla ilgili şeyler söyleyip durma ve sakın bir daha benim olana göz dikme!" diye bağırıp benim kolumdan tutup sürüklerken bir an arkamda bıraktığım enkaza baktım.Kaan'ın yıkılışına ve gözünden düşen bir damla yaşa.

Yekta kolumdan tuta tuta sürüklerken o kadar çok sıkıyordu ki kolumu sıkarak kangrem yapmayı düşünüyor diye içimden geçirdim.Ama şu an Yekta'ya bir şey söylemem gerek kırmızı giyip bir boğanın karşısına çıkmak gibi bir şeydi.

Asansöre bindiğimizde kolumu bıraktığında biraz ovup "Böyle bir şova gerek yoktu." dediğimde Yekta ateş saçan gözlerle bana bakıp "Yerini bilseydi böyle bir şeye gerek kalmazdı.Herkes benim kadınımı onun kadını olarak görüyor." diye bağırıp asansörün kapısına bir tekme savurduğunda yerimden sıçrayıp "Başkasının ne sandığı önemli değil.Sen bilmiyor musun?" diyip yavaşça ona yaklaştım.Sakinleşmesi için bir şeyler yapmam gerekiyordu.

Tam ağzımı açıp bir şey diyecekken asansörün kapısı açıldı.Yekta hızla dıları çıkarken bende onu hızlı adımlarla takip ettim.Mecburen başımı önüme eğdim yoksa birileri selam verip bana vakit kaybettirecekti.Arabaya bindiğimizde Yekta'nın öfkesinden hala korkuyordum.

Arabayı hızla çalıştırdığında korksamda "Nereye?" diye sorduğumda dişlerinin arasından "Marina'ya bugün holdingle ilgili bir görüşmem var.Yarın sabahta erkenden Mardin'e dönüyoruz." dediğinde korkuyla biraz sinerken konuştukça yumuşayacağını düşünüp

"Artık bende holdingin hissedarı olduğuma göre ne işin olduğunu söyleyebilirsin." dediğimde Yekta sinirle gülüp "Çetin Salhan ortaklık teklif etti." dediğinde bütün vücudumu korku esir almıştı.Çetin Salhan ve ortaklık bu çok mantıksızdı. Salhan Grup'un buna ihtiyacı yoktu.Çetin yine hayatımı mahvedecekti.

"Çetin Salhan'ın buna ihtiyacı yok ki." Yekta'yı kararından vazgeçirmeye çalışacaktım.Yekta ise

"Onların istediği bir işi biz aldık ve onlarla sadece bu işte ortak olacağız." dediğinde şaka diye düşündüm.

"Bu adamın Amerika'daki Holdingi Dünyaca ünlü bir Holding üstüne üstlük adam gayrimenkul kralı diye biliniyor bir de üstüne mafya babalarının başı." diye sıraladığımda Yekta tatmin olmamıştı.Bana kısa bir bakış atıp önüne döndükten sonra "Bizim için iyi olacak.Aslında bu işi sana devr edecektim.Mardin'de bir proje hem kafanı dağıtırsın." dediğinde korkudan rengimin sarı olmadan beyaza döndüğüne emindim ama Yekta'ya bir şey belli edemezdim.Hafifçe gülüp konuyu değiştirmeyi en mantıklısı olarak buldum.

"Ee bugün kü yarışı sen kazandın.Ne istiyorsun?" diye sorduğumda Yekta bana hınzırca gülüp arabayı durdurdu.Bana bir ömür gelen araba yolculuğu bittiğinde hızla arabadan çıkıp yürüdüm.Yekta ise beni belimden tutup kendine çekip,saçlarımı koklarken "Bebek olana kadar bana her gece katlanacaksın." dediği an ona gözlerimi büyüterek baktığımda Yekta bana kahkahalarla gülerken az önce korkudan bembeyaz olan yüzüme şu an utançtan kan hücum ettiğine emindim.Ona sinirle baktıktan sonra hızla yata doğru ilerledim.Bu adam ne kadar terbiyesizdi böyle.

Hemen banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra kafama bir tane geçirip "Böyle utanmaz bir adamla bir iddaya nasıl girersin?" diyip gözlerimş kapatıp sakinleşmeye çalıştıktan sonra banyodan dışarı çıktığımda Yekta kapının önüne dayanmış bana bakıyordu.

"Çekil." yüzüne bakmadan otoriter bir sesle bunu söylesemde umrunda olmadan dibime daha da girip "Utandın mı?" diyip kahkaha attığında katil olma isteğim artıyordu.

Onu hafifçe itip hızla güverteye doğru giderken Yekta belimden sarılıp "Ne istersem demiştin.Şimdi çocuk gibi mızmızlanma." dediğinde hak vermiştim ama ben böyle bir şey isteyeceğini tahmin etmemiştim.

Ona doğru dönüp 'avucunu yalarsın' demek istesemde "Mızmızlanmıyorum.Sence de istediğin şey biraz ayıp değil mi?" dediğimde Yekta burnumu sıkıp "İddaaya girdiysen sonuçlarına katlanacaksın." dediği sırada

"Yekta Bey" sesini duymamla Yekta arkasına dönüp hızla ilerlerken bende onu takip ediyordum.Birden gördüğüm kişiyle olduğum yerde kalakaldım.

Karşımda Çetin Salhan duruyordu.Bu adamın burada ne işi vardı?Ne yani bu adamla mı görüşecekti?

TÖRE  -Töre Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin