HERKESİN RAMAZAN BAYRAMI MÜBAREK OLSUN.
HERKESTEN RİCAM BU BÖLÜMDEN SONRA OKUMAYI ASLA BIRAKMAMANIZ BEN BAZEN YAZMAYI BIRAKIP,KURGUYU DEĞİŞTİRMEK İSTEDİM AMA HİKAYENİN DÖNÜM NOKTASI OLACAĞI İÇİN VAZGEÇTİM.
HERKESİN AKLINDAKİ BİR SORU "TÖRE MUTSUZ SONLA MI BİTECEK?" HAYIR!KÖTÜ SONLA BİTMEYECEK.
TÖRE 2 NİN TANITIMI YAKINDA YAPILACAKTIR.
ARTIK TÖRE YAZIP ARANDIĞINDA İLK BEN ÇIKIYORUM VE BUNUN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUM.SİZ OLMASAYDINIZ YAPAMAZDIM HEPİNİZ, ÇOK SEVİYORUM VE HAYIRLI BAYRAMLAR DİLİYORUM.
UMARIM BEĞENEREK OKURSUNUZ
Şiddetle tavsiye edilir.
www.wattpad.com/story/20362372-vaveylaSabah gözlerimi açtığımda şişmişlerdi.Dün o kadar çok ağlamıştım ki Yekta en sonunda bebeklere ve bana masal okuyacağını söylediğinde biraz olsun susmuştum.Ağlamaya devam etseydim daha çok üzülecekti,anlattığına pişman olacaktı.Ben hayatımda Yekta'yı ilk kez dün gördüğüm gibi görmüştüm.Yaraları açılmış küçük bir çocuk gibiydi.O kaynanam denen şirret kadından nefret ediyorum ve ben de Buke Kandar'sam Yekta'da açtığı her yaranın hesabını ona soracaktım.
Yataktan yavaşça kalkarken yanımda uyuyan Yekta'ya baktığımda aklıma on gözlü köprü gelmişti.O an gözlerimin önünden geçiyordu.
Yekta uzun bir süre sarılmıştı.Teselli etmek istesemde tesellisi yoktu bunun ne söylesem geçmeyecekti,acısı hafiflemeyecekti.Benden ayrılıp Dicle Nehrine baktı.Bir süre ikimizde konuşmadık.Sormak istediğim şeyler vardı ama sırası değildi.Yekta birden
"Bakma böyle büyüleyici göründüğüne. Dicle'nin suları karanlıktır,öfkelidir.Bir aldığını bir daha vermez.Allah'a giden yoldur derler ama dalgaları öyle bir şiddetlidir ki seni birden içine çeker daha sen ne olduğunu bilmeden kendini Dicle'nin sularına hapsedilmiş bulursun.Dışardan baksan eşsiz bir güzellik diye hayran kalırsın ama içine girsen o karanlıktan korkarsın." Diyip bir an sustuğunda ben söylediklerini anlamaya çalışıyordum ama şu an uyku sersemi olduğum için anlamıyordum.Keşke arabada yatmasaydım.
"Babam ve annem amca çocuklarıydı.Töreyi bilirsin; eğer bir kızı amcasının oğlu isterse ne olursa olsun ona verilir.Babam ve annem nişanlıyken üvey annem yani Asya hanım babamın aklını çelmiş.Babam bir gecelik bir şey diye düşünürken düğüne 1 ay kala 'Ben hamileyim.' Diye annemin kapısına dayanmış.Nişan atılmış,düğün iptal edilmiş.Babam da mecburen imam nikahı kıymış ama hala aklı annemdeymiş.Bu yüzden biri istemeye gitmeden önce gidip tehdit etmeye başlamış en sonunda da mecburen vermişler.Annem resmi nikahla evlenirken,Asya hanım düğünü rezil etmeye çalışsa da becerememiş.Sonra ablam doğuduğunda babam onu evden yollamak istemiş ama kadın sülük gibi yapışmış." Bir an duraksayıp ellerini saçlarının arasında gezdirip öfkeyle Dicle Nehri'ne baktıktan sonra devam etti.
"Annem bana hamile kaldığında düşük yapması için yapmadığı şey kalmamış ama işe yaramamış.Annem erkek evlat doğurduğunda o kadar kıskanmış ki anlatamam.Annem erkek çocuk doğurduğu için ailenin gözdesi olmuştu gerçi annem ağa kızıyken,Asya hanım babamın köyünde çalışan hamallardan birinin kızıymış.Herkes annemin güzelliğinden önce asilliğini konuşurdu.Ben bir buçuk yaşıma geldiğimde annem Mert'e hamile kaldı.Ama o hamileliği de zehir etmişler Mert iki defa düşük tehlikesi atlattı.Annemde Mert'i doğurduktan 4 yıl sonra buradan atladı." Gözlerinde öfke vardı ama ondan daha çok özlem vardı.Kızıyordu belki ama hala özlüyordu.İçindeki çocuk o kadar yara almıştı ki kabuk bağlamadan bir yenisi eklenmişti.
"Gözlerimin önünde çıktı bu taşların üstüne son bir kes bana bakıp "Özür dilerim oğlum,kardeşinden de senden de özür dilerim.Mert artık sana emanet,emanetime gözün gibi bak." Dedikten sonra "Anne gitme!Yapma"diye ağlayıp koşsamda annem kendini bu karanlık sulara bıraktı.Dalgalar onu içine çekerken sadece 7 yaşındaydım.Annem çabalamadan ölümü bekliyordu.Görmüştüm ben de attım kendimi bu karanlık sulara,daha önce yüzme biliyordum ama Dicle Nehriydi bu insanı çekip,alırdı.Ben anneme doğru yüzdükçe sanki alttan bir şey beni çekiyordu.Ulaşamıyordum zaten ben nehirde ona ulaşmak için debelenirken o beni farketmişti.Bana doğru yüzüp "Korkma anne seni kurtarıcak." Diye bağırıyordu ama biliyordum.Annem beni kurtarsa da o konağın karanlığında hapsolacaktı.Kurtarma ekipleri ve ambulansın sesi gelince annem bir an bana baktı ve yüzmeyi bıraktı çünkü başkası kurtaracaktı.7 yaşındaki oğlunu bu karanlık sularda bir başına bıraktı.Ona yüzmeyi denesemde olmuyordu dalgalar beni geriye sürüklüyordu.Dalgalar şiddetlenirken annem git gide uzaklaşıyordu.Kurtarma ekipleri geldiğinde onlara yalvardım annemi kurtarsınlar diye ama beni kurtardılar.Annemin cesedi de bulunamadı." Bir an gözleri dolmuştu.Ne kadar çok acı çekmiş ve bunları nasıl kaldırmış.Ben bunları düşünerek ağlarken Yekta bir an bana bakıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE -Töre Serisi 1-
General FictionBir karar, bir insanın tüm hayatını değiştirebilir miydi? Umutlarını kurutabilir miydi? Gökkuşağının renklerini silebilir miydi gözlerinde? Bir adam, bu kadar acımasız olabilir miydi? Geride bıraktıklarını unutmaya çalışmak ne kadar doğruyd...