HAMİLESİN

94.9K 3.3K 331
                                    

Roz ve Çetin'in hikayesi yayınlandı!

Uyku tutmamıştı. Bütün gece Yekta'yı izleyerek geçirmiştim. Aklımda Roz vardı. Miniğim şimdi nerede,ne yapıyor? İyi mi,kötü mü? Bilmiyordum. Bu belirsizlik beni dibe çekiyordu. Mir'in ağlamasıyla yataktan hızla kalkıp Mir'i kucağıma alıp odadan çıktım. Miran ve Yekta'nın uyanmasını istemiyordum. Avluya çıktığımızda üstümdeki ince sabahlıkla üşümüştüm. Ama odaya giremezdim. Mir'i yukarıya kaldırıp zıplatırken ağlaması durmuştu. Merakla etrafa bakıp bana gülüyordu.

"Evet küçük ağa sabah keyfimiz bu kadar sıra şimdi sabah sporunu yaptırıp altını değiştirmekte. Sonra da babayla,ikizini uyandırıp kahvaltı yaparız." Diyip sıkıca sarıldıktan sonra çocukların oyun odasına gidip Mir'i divanın üstüne yatırdıktan sonra kollarını gerdirip bacaklarını esnettim. Bebek bezine yöneldiğim sırada dışarıdan silah sesleri yükselmesiyle Mir'in ağlaması bir olmuştu. Mir'i kucağıma aldığım gibi odadan çıkıp yatak odasına gittim. Yatak odasına girdiğimde Yekta üstünü giyinmişti. Silahını alıp gidecekken onu durdurmaya çalıştım. Ama Miran'ın da ağlamasıyla Yekta'yı bırakıp çocuklarımı susturmaya çalıştım.

"Yekta Ağa!" Diye bağıran birinin sesisini duymamla bebekleri odada bırakıp avluya koştum. Ya Yekta'ya bir şey olduysa avluya girdiğimde Yekta da karşıdakilerde havaya ateş açıyordu.

"Yeter!" Diye bağırdığım sırada silah sesleri kesildi. Avlunun kapısına yönelip kapıyı açtığımda gördüğüm şeyle ne yapacağımı şaşırdım.

Babam,amcam,Çınar,Berat,Onur ve onlarca koruma vardı.

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Silah ne demek oluyor baba?" Diye bağırdığımda babamın gözlerinden öfke fışkırıyordu.

"Namusuma laf getiren sizsiniz. Kardeşin Mert Ağayla kaçmış diyorlar. Sizin evde saklanıyorlarmış. Kapıdan çekil arama yapacağım." Diye bağırdığı sırada Yekta beni yanına çekip babamlara yol verdi. Berat bize öylece bakarken benim tek düşündüğüm şey olanları babama nasıl anlatacağımdı?

"Bebeklere bakalım." Yekta'nın sesiyle kendime geldim. Konağa doğru yürürken yavaş yavaş bütün adamlar avluya çıkıp burda yok dediler. Babam

"Saat 13.00'de aşiret toplantısı olacak Yekta Ağa." Dedikten sonra ilerlerken arkasından bakıyordum.

"Hanımağayı da bekliyoruz." Dediğinde bütün kanım çekilmişti. Olanları nasıl anlatacaktım. Gözümden yaşlar akarken yatak odasına doğru gittim. Yekta elini belime koyduğu için güç buluyordum.

Ben Miran'ı Yekta Mir'i kucağına almıştı. İkimizde tek kelime etmiyorduk. Sanki kelimeler yasaklanmıştı. Konuşsak felaketler ağzımızdan çıkacaktı.

"Ne diyeceğiz?"diye dayanamayıp sorduğumda Yekta ilk bana bakıp sonra derin bir nefes aldı.

"Çetin'in kaçırdığını söyleyeceğiz. Zaten herkes senin kaçırıldığını da biliyor. Buke aşiret toplandığında üstüme çok gelecekler belki de hayatımın en zor kararını vericem. Ama sakın yanlış anlama benim hep bir kaçış planım var."

"Korkuyorum. Roz bulunduğunda,onu kurtardığında bile ona zarar gelebilir. Babam namusuna laf geldiyse durmaz. Roz'un ölüsünü görene kadar rahat etmez. Töre'yi biliyorsun."

"Baban artık bir ağa değil Buke. O aşiretin ağası sensin."

****

Eski konağa girdiğimizde kanım donmuş gibiydi. Etrafta bir sürü koruma dolanıyordu. Avlu insan akınına uğramış gibiydi. İlk defa bir aşiret toplantısı bu kadar kalabalıktı. Dışarıda izlemeye gelenler bile vardı. Merdivenlerden çıkarken Yekta'nın elini sıkı sıkı tutuyordum. Korkuyordum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimi açtım. Yekta'nın ellerini yavaş yavaş bırakıp yukarıdaki avluya adımı attım. Herkes bir köşede oturmuştu. İki köşe boştu. Birisi babamın yeri diğeri de Yekta'nın yeriydi. Yekta yerine otururken bende eskiden babamın oturduğu koltuğa oturdum. Aşiret Toplantısına ilk kez ağa olarak katılmıştım.

TÖRE  -Töre Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin