HERKESİ ÇETİN İÇİN ENDİŞELENSE DE ÇETİN FİNAL İÇİN LAZIM OLDUGUNDAN HİKAYEYE KOYMAK ZORUNDAYDIM.ÇETİN HİKAYEDE FİNALE KADAR SADECE 3-4 DİYALOGDA OLACAK BUNU İÇİN ENDİŞELENMEYİN.YENİ BİR HİKAYE YAZDIM.UMARIM BEĞENİRSİNİZİ.ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER :)
www.wattpad.com/58295428-havin
Konağa geldiğimizde söylene söylene içeri girdim.Hayır yaklaşık 5 saat içinde defalarca tarıştık.Yekta nerede mavi bir şey görse karnımın üstüne koyup
"Aslan oğluma cok yakıştı." diyip aldı ve yaklaşık 8 mağaza boşalttı hepsi de erkek kıyafeti ne kadar ona kızımız olacağını hatta henüz hamile olduğumu söylesem de dinlemedi.Oda takımına gelince sadece mavilerden oluşan bir takım aldı.Hayır normalde bu adamın "Sana benzeyen güzel kızlarımız olsun." diyeceğine "Oğlum her şeyiyle bana benzeyecek.Huyu sana çekerse yandık." demesi beni çıldırtmıştı.Oyuncak mağazasında ise bütün silah ve arabalaraı aldı."Küçücük çocuğa silah mı aldın?" dediğimde kendiyle böbürlenip bir saat bebekliğini anlattı.Arabadayken de karnımı okşayıp "Oğlum" demesiyle bendeki sabrın sonuna geldi."Ortada fol yok yumurta yok Yekta abartmıyor musun?" dediğimde bana küstü evet bildiğiniz küstü.
Merdivenlerden yavaşça çıkarken Yekta'yı bu bebek meselesinden nasıl uzaklaştıracağımı düşünüyordum.Her an böyle olması heralde sinir hastası olmama yol açardı.Aklıma izlediğim bir dizi gelince sinsice güldüm.Yekta'yı ilgiyle boğacaktım tıpkı onun bugğn bana yaptığı gibi.
Yukarıdaki avluya geldiğimde herkes masada oturmuş bizim gelmemizi beklliyordu.Beni görenler tebrik etmek için ayağa kalktığı sırada öküz kocamın
"Bugün çok yoruldu ayakta kalmaması gerek başka zaman tebrik edersiniz." demesiyle hepsinin yüzü asılmıştı.Masada Yekta baş köşeye otururken bende sağına oturduğumda her şey tamamdı.Tam yemek yiyecekken sinsi şeytan yani kayınvalidemin "Erkek torun doğurmayacaksan hiç doğurma." demesi üzerine elime aldığım çatalı sert bir biçimde masaya bıraktığımda Yekta söyleyeceklerimin önüne geçip "Kız olursa da senin adını koyarız." demesiyle sinirlerim gerildi.Daha ortada cocuk yok ama plan kuruyorlar.Sinirle ayağa kalktığımda ilk Yekta'ya öfkeyle dönüp
"Gelenek olabilir büyük erkeğin ilk kızına annesinin adını koyması ama ben buna asla müsade etmem Yekta.İsim sahibine çeker derler Allah korusun ya kızım annene çekerse." dediğimde Yekta'nın boynundaki damarlar belirginleşsede aldırmadım.Kayınvalideme döndüm bu defa hedefimde o vardı.
"Cinsiyet önemli değil.Sağlıklı olsun yeter." diye bağırıp gidecekken Yekta istifini bozmadan bileğimden tutup beni hızla sandalyeye oturttuğunda ona öldürücü bakışlar atarken Dilan'ın
"Bebeği bu kadar erken düşünüyorsan neden önceden kayınvalidene söylemedin boşuna tokat yadin." demesiyle Yekta'nın masadan sıçrayıp annesine doğru kükremesi bir olmuştu.Evet bu adam tam bir hayvanat bahcesi besliyordu ruhunda.
"Sen benim karıma mı vurdun anne?" dediği sırada olacakları kestirmeye çalışıyordum ve bu olaydan nasıl sıyrılacağımı.
"Oğul bak otur din.." Yekta sözünü bitirmesine izin vermeden
"Sen beni karıma vurdun bunun açıklaması olamaz.Kabullen artık hanımağa değilsin.Bu evde sadece benim annemsin ve bir daha Buke'ye dokunmayıgeç kötü bir söz söylersen hatta tek bir kötü bakışını yakalarsam kendine yeni bir ev ara." dediğinde gözlerimi kapattım.Yekta çok ileri gitmişti.Ama içten içe de seviniyordum.Zalim kaynanam boyunun ölçüsünü aldı diye.
Yekta bana dönüp "Sen aldığın nefesi bile bana haber verme bak neler gelir başına." dediği an korkudan sesim çıkmayacağı için sessizce kafamı tamam anlamında salladım.Ama Yekta bunla yetinmeyip bileğimden tuttuğu gibi sürükledi.Hayır nereye gideceğimizi söylese ben onu takip ederim bilekten tutmakta neymiş bu adam çok türk filmi izlemiş diye içimden geçirirken yatak odasına doğru gittiğimizi anlamamla az önceki korku yerini telaşa bırakmıştı.Odaya hızla girdiğimizde Yekta beni yağa oturtup volta atmaya başlamıştı.Tavırlara bak sanki hapishanede mapus yatıyorda bahçe izninde volta atıyor.Bir o yana bir bu yana giderken en sonunda dayanamayıp
"Yeter ama benim başım döndü.Bir şişe şarap bitirdim bu kadar başım dönmedi." dediğimde Yekta alayla güldü evet sanırım yatışmıştı.
"Başın dönmedi mi?Dün gece ne saçmaladığını bir hatırlasan eminim böyle demezdin." dediğinde dün geceyi hatırlamaya çalıştım ama yok sadece koskoca bir karanlık.Yekta'ya sorarcasına baktığımda o tepki vermiyordu.
Bir süre böyle bakıştığımızda bu durumdan sıkılıp kıyafetlerimi değiştirmek için dolaba doğru yönelecekken Yekta'yı bebekten soğutma planım aklıma geldi.
Evet sen beni bugün delirtirsin hı ben de sana bir şey yapmayacağım.Oldu başka?
Hızla Yekta'nın yanına gidip Yekta'nın yanağına onlarca sulu öpücük bırakmaya başladım.Yekta benden uzaklaştıkça ben dibine giriyordum.Yekta eminim ilgiden midesi bulanacaktı.Bir an da yanlışlıkla dudağını öpmemle bütün plan aleyhime işlemişti.Kendi kazdığım kuyuya yüz üstü düşmüştüm.
Sabah uyandığımda planın ilk halkası başarısız olmuştu hem de ne başarısızlık.Düşünmeyecektim önüme bakmalı ve hedeften şaşmamalıydım.Yekta'nın yanağına bol sulu bir öpücük bıraktığımda Yekta hemen uyanıp bana ters ters baktı sonrasında ise elinin tersiyle yanağını sildi.
"Bu kadar sulu uyandırma beni." diyip yataktan kalktığında ilk adımı başarmıştım.Hızla yataktan kalktığımda banyoya doğru koşup hızlıca bir duş aldım.Malum Yekta'yı gitmeden delirtmem gerekiyordu.
Duştan çıktığımda Yekta takım elbisesini giymişti.Takım elbise bir insana bu kadar mı yakışırdı.Yanına hızla gidip yanaklarını mıncıklayıp
"Oy oy takım elbisede mi giymiş.Ne kadar da yakışmış." dediğimde Yekta ellerime hızla vurup "Buke hamile olduğun veya olacağın bana sululuk ypmanı gerektirmez." dediğinde sabah sabah 2 defa delirtmiştim ayrıca daha bitmemişti.Yakta tam çıkacakken poposuna vurmamla elindeki dosyalar yere düştü ve ağır çekimle bana döndü.
"Karıcım şuan üzerinde bornoz varken bu tür haraketler hiç hoş değil ayrıca dua et önemli bir toplantım var yoksa bu iş burada bitmezdi."diyip dosyaları aldıktan sonra kapıdan çıkmadan önce bana dönüp
"Sapık" demesiyle yüzüm kıpkırmızı oldu ve Yekta çıksada kapıya baka kaldım.Sapık hı ben sapığım öyle mi Yekra?Bittin sen.
Dolabı hızla açıp kendime Yekta'nın sinirden kıpkırmızı olacak kıyafetler aradım.Yeşil bir elbise gördüğümde hızla onu aldım.Askılı ve bel dekoltes olan bir elbiseydi üstüne üstlük miniydi.Üzerime hızla bunları giyinip saçlarımı kurutup hızlıca bir makyaj yapıp odadan çıktım.Hızla mutfağa giderken Mert'in ıslık çalması üzerine ona gülümsedim ama Mert bir anda "Anne olacak biri bu kadar açık giyinmemeli yengecim.Abim görse çocuk doğduktan sonra topuğuna sıkardı." dediğinde kahkaha atıp mutfağa gittim.
Yekta'ya sefer tası hazırladım.Hızlıca konaktan çıktığımda kapıdakiler beni gördüklerinde başlarını önlerine eğmişti.Araba geldiğinde arkaya oturmamla yine iki araba birden çıktık yola ben ise Yekta'nın sinirden kıpkırmızı yüzü ve vereceği tepki gelince kahkahama engel olmadım.
Yekta holdingin işlerini buradan yürütüyordu bir nevi burası holdingin bir koluydu.Araba önünde durunca hızla arabadan çıktım.Hızla merdivenlerden çıkıyordum.Ağzım kulaklarımdaydı.Toplantı odasının önüne geldiğimde sekreter hızla "Efendim Yekta Bey toplantıda" dediğinde omuz silkip kapıyı açtım.Yekta bir şey söylerken içeriye girdiğimde beni gördüğünde ağzı açık kalmıştı.
"Ben geldim.Yeni elbisem yakışmış mı?" diyip kendi etrafımda 360 derece döndüğümde Yekta "Buke!" diye bağırmasıyla amacıma ulaşmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE -Töre Serisi 1-
General FictionBir karar, bir insanın tüm hayatını değiştirebilir miydi? Umutlarını kurutabilir miydi? Gökkuşağının renklerini silebilir miydi gözlerinde? Bir adam, bu kadar acımasız olabilir miydi? Geride bıraktıklarını unutmaya çalışmak ne kadar doğruyd...