HANZER AŞİRETİ

170K 5.1K 850
                                    

4 GÜN SONRA 3.AYA ÖZEL YENİ BÖLÜM GELECEKTİR. YAKLAŞIK 15 SAYFA OLMASINI DÜŞÜNÜYORUM.

O BÖLÜMDE YAKLAŞIK BİR SAYFALIK TEŞEKKÜR YAZISI DA OLACAKTIR.

BU ARADA BİR KONUDA KARARSIZ KALDIĞIM İÇİN SİZE DANIŞMAK İSTİYORUM. SİZCE TÖRE 2 OLSUN MU? BEN TÖREYİ 65-70 BÖLÜM YAPIP TÖRE 2'Yİ YAPMAMA TARAFTARIYIM AMA TABİ Kİ DE SİZİN NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ÖNEMLİ.

BU ARADA YENİ BÖLÜMDE BİR ÇOK OLAY YAŞANACAKTIR. MERAKLA BEKLEYİN. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM.

İKİZLER İÇİN İSİM ARIYORUM. YARDIMCI OLURSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM.

UMARIM BU BÖLÜMÜ DE BEĞENİRSİNİZ. UZUN YORUMLAR BEKLİYORUM.

Yekta konuşmasını bitirdiğinde ona sıkıca sarıldım.

"Ben sensiz nasıl eskisi gibi olabilirdim ki? Sana bu kadar alışmışken nasıl sensizliğe dayanabilirdim? O bebekleri sen o kadar görmek isterken nasıl onlara bakmaya dayanabilirdim? Kaçtım onlardan,kendimden,anılarımızdan hepsinden kaçtım. Yekta sen yokken ben nefes alamadım. Ölüyorum sandım." Dediğimde göz yaşlarım akarken ben Yekta'ya daha sıkı sarılıyordum. Yekta hiç bir şey söylemeden sırtıma hafif hafif vurup beni sakinleştirmeye çalışıyordu. En sonunda benden ayrılıp

"Süt anneyi bugün çıkartalım. İnfaz gerçekleştikten sonra da yeni konağa geçeriz. Mobilyalar hazır ama bu odalarda kalacak. Yarın atlar ve bebeklerin kıyafetlerini yollarız. Ona göre hazırlık yap ve artık geçmişi kafana takma. Ben yanındayım ve seni bir daha asla yanlız bırakmayacağım." Dediği sorada göz yaşlarımı silip başımı 'tamam' anlamında salladım. Bu durumda ne denir hiç bilmiyordum. Aklıma infaz fikri gelince ona engel olmalıydım. Ama nasıl? Ben bunları düşünürken bebeklerin ağlama seslerinin gelmesiyle ikimizde odadan fırladık.

Onların odadına nasıl girdiğimiz hakkında hiç bir fikrim yok. Ben bir bebeği,Yekta diğer bebeği kucağına aldığında onları sallayıp sakinleştirmeye çalışıyorduk. En sonunda Yekta bebeği susturduktan sonra yatağa bırakmadan önce bana dönüp

"Bebekleri yıkayalım mı?" Diye sorduğunda kucağımdaki miniğe baktım. Korkuyordum ya incitirsem diye.

"Şey biraz daha büyüseler." Diye çekinerek sorduğumda Yekta kaşlarını çatıp

"Korkma. Ben nasıl yıkanılacağını biliyorum. Berfin'i az yıkamadım." Dediğinde korkum git gide artıyordu. Berfin 20 yaşındaydı yani Yekta en son bir bebeği 20 yıl önce yıkamıştı. Tereddütle Yekta'ya baktığımda çok istekli olduğu için "Tamam ama ben su dökerim sen tutarsın." Diye söylendiğimde Yekta kucağındaki bebeğe sarılıp

"Aslan oğullarımı ben yıkayacağım." Diye böbürlenirken inanamadım. İkizler gerçekten bize çok iyi gelmişlerdi.

"Ben Deniz'e haber veriyim hamamı hazırlasınlar." Diye söylendikten sonra kucağımdaki miniği yatağına bıraktıktan sonra odadan çıktım. Merdivenlerin başına geldikten sonra "Deniz hamamı hazırla. Bebekleri yıkayacağız suyu ona göre ayarla." Diye söylendikten sonra odaya geri döndüm. Kapı biraz aralık olduğu için Yekta'nın kucağındaki bebeği bırakıp diğerini kucağına aldığını gördüm.

"Aslan oğlum bir daha sakın seni kaçırmalarına izin verme. Biliyorum şimdi içinden "Baba ben çok küçüğüm" diye bana söyleniyorsun ama ben bir daha ne seni ne de kardeşini kaybetmeyi göze alamam. Bir daha ne sana ne de kardeşine silah doğrultulmasına izin vereceğim. Cadı annen ne kadar silah konusunda başımın etini yesede 5-6 yıl sonra ikinize de öğreteceğim. Atış talimi yaparız birlikte ama anneniz üçümüzü de öldürebilir baştan söylemedi demeyin. Ben birine silah doğrultun diye değil kendinizi koruyabilin diye size öğretmek istiyorum. Ben bugüne kadar kimseye silah doğrultmadım ama beni buna zorluyorlar. Benim canımdan olana silah doğrultmamın bedelini ödeyecekler elbette. Ama anneniz aklımı karıştırıyor. Çünkü onun ailesinden onun kanını taşıyan insanlar ama onlarda bize yaptılar. Keşke biraz daha büyük olsaydınız en azından konuşur dertleşirdik be oğlum. Annenizi çekiştirirdik. Sahi annenize de kızmayın ben burada yokken size ilgi göstermediği için çünkü ben gerekli cezayı verdim. Yanlız baştan söyliyim annenizi sizinle paylaşmam." Diyip yanağını okşarken ben bu manzarayı tebessümle izliyordum. Bir insana babalık bu kadar yakışabilirdi. Odaya girdiğimde Yekta'ya hayranlıkla bakarken aklıma yine çocukların adları gelmişti.

TÖRE  -Töre Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin