Bir saatlik araba yolculuğu sonrası arabadan indiğimizde nereye geldiğimizi anlamıştım. Hasankeyf'e getirmişti beni. Neden?
Gözlerim ona kaydı. Arabasının kaputuna oturmuş, heybetli gövdesiyle etrafı seyrediyordu. İşin garibi ağa bozuntusu huzurlu görünüyordu.
Yanına gidip sadece onun baktığı gibi bakmaya çalıştım. Gerçekten de insana huzur veren bir yerdi. Ama sırf huzur veriyor diye de Batman'a getirilmez ki bir insan.
Huzurunu burada bozmayacaktım ama Mardin'e döndüğümüzde burnundan getirecektim . Bir an Batman'dan İstanbul'a gitmeyi düşündüm. Ama ağa bozuntusundan nasıl kurtulacaktım? Aklımdan hesap yapmaya , tercihler sunmaya çalıştım . İstemsizce kaşlarım çatılmıştı . Burası uygun değildi. Ağa bozuntusu plani mahvedebilirdi. Bunun riskine giremezdim.
Etrafta yürümeye başladım . Hava kış olmasına rağmen ılıktı. Ancak varlığını hissettiren rüzgar açık kalan yerlerime çarpıyordu. Göbeği açık bir t-shirt giydiğim için üşüyordum . Ellerimi kollarıma doladım.
Nerden geldiğini görmediğim ağa bozuntusu önümde durup montunu uzatınca, "Senden gelecek hiçbir şeyi istemiyorum." dedim sinirle birbirine vuran dişlerimi engellemeye çalışarak.
"Neden bana karşı böylesin? Sana karşı iyi olmaya çalışıyorum ama sabrımı deniyorsun resmen." Benden çok kendi kendine söylermiş gibiydi. Sağ elini saçlarına daldırınca gözüm kol kaslarına kaydı. Cidden formda bir vücudu vardı . Bunu düşünür düşünmez kendime kızdım.
"Senin iyi niyetin olmaz olsun." dedim sinirli bir sesle.
"Evlendiğimizde de böyle didişecek misin? Kafanın dikine mi gideceksin her dakika?"
Ona evlenmeyeceğimi söylesem beni duman eder , kapının önüne en az alti tane koruma dikerdi.
"Şartlarım vardı , unuttun galiba." dedim ters ters ona bakarak.
"Unutmadım . Söyle bakalım şartlarını." diyip kollarını kavuşturdu.
"Ayrı odalarda yatacağız." diyerek ilk ve en önemli maddemi koydum.
"Babamlarla yaşayacağımız için bu dediğin imkansız . Ayrıca ben bir ağayım ve soyumun devamı için gerekli." dedi ilgili bir sesle . Aslında ondan böyle bir sakinlik beklemiyordum.
"Ben ailenle yaşamam beni ilgilendirmez . Ayrıca sadece kağıt üstü bir evlilik olacak . Üç ay sürse yeter . Sonra birbirimizi tanımayacağız." dedim tıpkı onun gibi kollarımı kavuşturarak.
"İkimizin ailesinde de boşanma diye bir şey yok . Bunu biliyorsun."
Düşündüm, haklıydı. İçimden hiç evlenmeyeceğiz diye düşündüm ama güvenini kazanmalıydım.
"Bunu düğünden sonra detaylıca düşünür bir çözüm buluruz . Şimdi konağa götür beni."
"Bin arabaya."
Yolda giderken hiç konuşmadım ama kaçış planım etkisiz haldeydi . Çünkü otobüs kaçmıştı . Bir sonraki otobüs 40 dakika sonraydı ama yakalanırdım . Annesi arayınca çaktırmadan konuşmayı dinlemeye çalışıyordum.
"Alo ana ," Annesi öyle bir konuşuyordu ki dinlediğimi anlamış olacak , sesi kıstı.
"Ana sakin ol. Ne oldu anlat?" Annesi bir şeyleri hızlı hızlı anlatıyordu ama duyamıyordum.
"Tamam 5 dakikaya ordayım." diyip telefonu kapadığında gazı köklemişti.
"Deli misin sen? Nerden baksan yarım saatlik yol var." dedim yüzüne bakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE -Töre Serisi 1-
General FictionBir karar, bir insanın tüm hayatını değiştirebilir miydi? Umutlarını kurutabilir miydi? Gökkuşağının renklerini silebilir miydi gözlerinde? Bir adam, bu kadar acımasız olabilir miydi? Geride bıraktıklarını unutmaya çalışmak ne kadar doğruyd...