ORADAYDI.

193K 5.5K 1.5K
                                    

BU BÖLÜMÜ YAZARKEN GERÇEKTEN ÇOK ZORLANDIM. HATTA BİR AN KURGUYU DEĞİŞTİRMEYİ BİLE DÜŞÜNDÜM AMA OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ OLDU. BU BÖLÜMÜ LÜTFEN SABIRLA OKUYUNUZ.

MEDYADA İKİZLER VAR.

BU BÖLÜM TÖRENİN EN UZUN BÖLÜMLERİNDEN BİRİ OLDU O YÜZDEN DİĞER BÖLÜM BİRAZ GECİKMELİ GELECEKTİR.ANLAYIŞINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER.

UMARIM BEĞENİRSİNİZ.

Gözlerimi açtığımda dalgınca etrafa bakıyordum. Gideli 5 gün rehin alınanı 3 gün olmuştu. Neden alınmıştı bilmiyordum.Tek bildiğim onsuz yapamadığımdı. Mert 'Abim Musul'da rehin alınmış.' Diye söylendiğinde inanamamıştım.Yalan demiştim. Ama yoktu. Günlerdir uyutuluyordum uyandığımda bir süreden sonra onsuzlukla baş edemediğim için sinir krizi geçiriyordum. Artık ben önemli değildim. Bir tek o vardı.

Onunla ilgili aldığımız son haber rehin alınmasıydı.Ulaşamıyordum ona. Musul'a gitmek istiyordum ama izin vermiyorlardı. Öğrendiğim an valiz hazırlayıp gitmeye kalkıştığımda Mert bana engel olmuştu. Gitmediğim için pişmandım. Çünkü onsuzluk bana eziyet gibiydi. Elim kolum bağlıydı. Oturup beklemek beni mahvediyordu. O orada neler yaşıyordu kim bilir? Derin bir nefes aldım. Ne diye sevmiştim ki? Ne diye evlenmiştim ki? Neden Mardin'e gelmiştim? Aklımda bu sorular varken kendime kızıyordum.

Bebekler tekme attığında derin bir iç çektim. Yataktan yavaşça doğrulduğumda gözlerim kararsada aldırmadım. Yataktan çıkarken gözümün önüne anılarımız geliyordu. Daha bebeklerini bile görmemişti. Onları kucağına alıp 'Aslan oğlullarım' diye söylenmemişti bile.

Odadan çıktığımda bebekler için hazırladığımız odaya gittim. Bu odayı en ince ayrıntısına kadar o yapmıştı. Her şey de onun dokunuşu vardı. Odanın her yerinde bebeklerin çerçevelenmiş ultrason resimleri vardı. Duvara asılmış "ASLANLARIMLA YAPILACAK" lisetesini görünce onu alıp koltuğa oturdum.

ATA BİNMEYİ ÖĞRETİLECEK

YÜZMEYİ ÖĞRETİLİP,YARIŞ YAPILACAK

YAKIN DÖVÜŞ DERSLERİ ALDIRILACAK

ATIŞ TALİMİ YAPILACAK

BİRLİKTE LUNAPARKA GİDİLECEK

ON GÖZLÜ KÖPRÜYE GİDİLECEK

İNCESUYA GİTMEK

ABANTTAKİ EVİMİZİ ONLARA GÖSTERMEK

ONLARIN İSTEDİĞİ OYUNLAR OYNANACAK

HER GECE ONLARA MASAL ANLATILACAK

BİRLİKTE ANNEYİ KIZDIRACAK

DERTLERİ OLURSA DİNLEYİP AKIL VERECEĞİM.

Listenin geri kalanını okuyamadan kağıt ellerimden düşmüştü. Göz yaşlarım akarken düşünüyordum. Acaba bunları çocuklarınla yapabilecek miydi? Onlara at binmeyi öğreticek miydi? Yüzme yarışı yapacaklar mıydı? Ben ne kadar hayır desem de bana inat çocuklara yakın dövüş dersi aldıracak mıydı? Çocuklara silah verme dediğim halde onları atış talimi yapmaya götürecek miydi? Hayatında hiç lunaparka gitmemiş adam çocukları için gidecek miydi? Yekta Kandar atlı karıncaya mı binecekti? Annesinin mezarı diye tabir ettiği on gözlü köprüye çocukları götürüp babaannelerini anlatacak mıydı? İncesuya gidip onlarla zaman geçirecek miydi? Onca işinin arasında cocuklara verdiği sözleri tutabilecek miydi? Abanttaki evimize gidebilecek miydik? Yekta Kandar çocukları isterse saklanbaç oynayacak mıydı? Her gece onlara masal anlatarak uyutacak mıydı? Üçü birlik olup beni kızdıracaklar mıydı? Dertleri olursa onlara tavsiye verecek miydi? Daha sayanadığım bir sürü şey vardı o listede. Onun tabiriyle aslan çocuklarına her şeyi o öğretecekti. Ama ya ona bir şey olursa? O zaman ne yapacaktım? Onsuz ölü hale gelecekken bebeklerime nasıl annelik yapacaktım? Nasıl onsuz yaşayacaktım? Aklıma kötüyü getirmemek istesemde korkuyordum. Ona bir şey olmasından deli gibi korkuyordum. Çünkü bu evin her yerinde o vardı. Biz vardık. Bunca yaşanmışlığa rağmen,o kadar kavga gürültüye rağmen vazgeçmemiştik birbirimizden. O olmazsa ben de olamazdım ki. Başım ağrıyıp,kasılmam başlayınca düşük tehlikesi aklıma geldi. Bu odada daha fazla kalmamalıydım. Bu odanın her köşesinde onun emeği varken bu odada daha fazla kalmak demek daha fazla acıydı. Ben yanımda o olmadan ilk kez girmiştim bu odaya.

TÖRE  -Töre Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin