Selamlar! 🖤Yeni bölüm bekleyenlere müjde 💃🏻💃🏻
Ayrıca önceki bölümde oluşun aksaklık yüzünden çoğu kişiye bildirim gitmemiş. 19. Bölümü okumadan bu bölüme geldiyseniz eğer önceki bölümü okumayı unutmayın🖤...
Bölüm 20 🍷...
Uyku ve uyanıklık arasında saçlarımda hissettiğim baskı ile göz kapaklarımı usulca araladım. Dört bir yanımı saran vanilya kokusu kollarında olduğumu hatırladığım adama aitti. Gözlerimi açtığımda karşımda gördüğüm ilk şey büyük siyah zemin üzerine çizilmiş kırmızı bir elbise giyen kadın tablosuydu. Hiçbir yüz hattı barındırmayan tabloda görünen tek detay parlak sarı saçlardı. İnce bel oyuntusuna oturan kırmızı kumaşın bacak boyunda ki yırtmaç kasıklarına kadar ulaşıyordu kadının. O an fark ettiğim farklı detaylar ile gördüğüm şeyin ne olduğunu anlamam bir kaç saniyemi almıştı.
Bu bendim..
Francesco ile ilk karşılaştığımızda giydiğimi hatırladığı kırmızı elbiseydi bu. Sonrasında ise farkında olmadan çizdiğini söylemişti. Ve Francesco'nun yıllardır sakladığı bu çizim şimdi tam karşımdaydı. Daha dün gece duvarda hiçbir şey görmediğime yemin edebilirdim. Şimdiyse o buradaydı. Odasındaydı. Ve üstelik bu kez bende onunla birlikteydim.
"B-bu?" diyebildim heyecanlandığım gerçeğini gizleyemeyerek.
Sol omuzumun tepesine konan yumuşacık öpücük ile başımı yana doğru çevirdiğimde koyu bir çift gözle karşılaştım. Francesco'ya ait bir çift muhteşem bakış.. Aşık olduğum adama ait olan içimi titreten gözler..
Şefkatli bakışları içinde barındırdığı koyuluğa rağmen bir güneş gibi doğmuştu yeni güne. Onunla bu şekilde yeni bir sabaha uyanıyor olmak tarif edilemez bir mutluluk katıyordu ruhuma.
"Aslında hep benimleydin.." dedi kısık ama güçlü çıkan sesiyle.
"Bunca yıl bunu saklamış olamazsın" dedim inanamayarak.
Siyah çarşafların arasında çırılçıplak olan bedenimi göğsümde birleştirdiğim çarşaf ile doğrultarak arkamda duran yastığa yaslandım. Benimle birlikte hareket eden Francesco uzattığı sağ kolunu bedenimin arkasına dolayarak göğsüne düşmeme izin verdi.
"Sakladım" dedi bir gerçeği itiraf ediyormuş gibi.
"Neden?" diye sordum meraklı bakışlarımı ona çevirerek.
"Bilmiyorum" diyerek hızla cevap verdi.
"Ne demek bilmiyorsun?"
Dürüst oluşuna her ne kadar anlam veremiyor olsamda içten içe bunun asıl nedenini deli gibi merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖL ÇİÇEĞİ +18
Lãng mạn"Küçük bir kız çocuğu gibi bana kafa tutuyorsun.. Ama bedeninin bana verdiği tepkileri görmekten deli gibi kaçıyorsun.. Söylesene Lillian, beni kışkırtmaya çalışıyor olmaktan hiç korkmuyor musun?" "Ben küçük bir kız çocuğu değilim!" dedim dişlerimi...