Bölüm 27 🍷

12.7K 713 114
                                    


Çoğu kişiye yeni bölüm bildirimi gitmemiş..
26. Bölümü okumadan buraya geldiyseniz eğer bir önceki bölümü okumayı unutmayın!! ❤️

Vee sizi bekletmeden bir koşu yeni bölüm geldi 💃🏻💃🏻

🔞Bölüm içeriğinde yaş sınırlandırması vardır🔞

🌟🌟Yıldıza basıp oy vermeyi unutmayın 🌟🌟

🎈 KEYİFLİ OKUMALAR 🎈

.

..

Bölüm  27  🍷

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm  27  🍷

...

Aradan geçen üç gün bile içimde taşıdığım öfkeyi dizginleyememişti. Bir yanım sürekli yüzleşmem gereken konular olduğunu bas bas bağırırken, diğer yanım Francesco yüzünden sessizliğe mahkum ediliyordu. Neymiş? Beklememiz gerekiyormuş. Neyin ne olduğunu anlaması için zamana ihtiyacı varmış. Ama anlamadığı şey benim beklemek istemediğimdi. Ben artık içimde taşımakta zorlandığım şeylerle bir an önce yüzleşip artık tüm bu gizli saklılığa son vermek istiyordum. Bundan öncesinde Francesco saklanmak istemez ben ertelemek için taklalar atarken bu kez onun bu yaptığına ise akıl erdiremiyordum.

Herkes hayatında yanlış yapabilirdi. Asla hatasız ve dosdoğru insanlardan olmamıştım. Ama kimsenin canına da kast etmemiştim. Ve Eleanor'un bana yaptığı şey tam olarak işte buydu. Rahatsızlığımı bile bile sağlığımla oynamıştı. O kokteyli içtikten sonra her şey olabilirdi. Ben odama gidebilirdim ya da yalnız kalabileceğim herhangi bir yerde fenalaşabilirdim. Ve yardım edebilecek kimse olmadığı için ölebilirdim de.

Bu kadarını haketmediğimi düşündüm. Çünkü sadece aşık olmuştum. Ben, hayatımda ilk defa ayaklarım yerden kesilecek kadar mutlu olmak istemiştim. Ama bunu yaparken de kimsenin sevgilisine göz koymamıştım. Hatta aksine aralarında yıllar önce bitmiş olan ilişkiye rağmen Francesco'yu sürekli görmezden gelerek ikimize de işkence çektirmiştim. Ve sırf Eleanor'a ihanet etmemiş olabilmek içindi tüm bu kaçışlarım. Oysa şimdi dönüp baktığımda onu düşünerek kendime de Francesco'ya da büyük haksızlık yaptığımı fark ediyordum.

"Ne düşünüyorsun?"

Düşüncelerimin arasına sızan tok sese başımı kaldırdığımda Francesco oturduğum koltuğa doğru  yaklaşıyordu.

"Hiç. Aynı şeyler işte" diyerek omuzlarımı havalandırdım. Günlerdir aynı şeyleri konuşuyor olmaktan artık yorulmuştum sanırım.

Francesco'nun ofise ne zaman geldiğini anlamamıştım. Beni yanına çağırıp girmesi gereken bir toplantıdan sonra döneceğini söylemişti. Yarım saat önce oturduğum koltukta kılımı bile kıpırdatmadan kendimi düşüncelere boğmuş zamanın nasıl geçtiğini fark edememiştim.

ÇÖL ÇİÇEĞİ  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin