"Küçük bir kız çocuğu gibi bana kafa tutuyorsun.. Ama bedeninin bana verdiği tepkileri görmekten deli gibi kaçıyorsun.. Söylesene Lillian, beni kışkırtmaya çalışıyor olmaktan hiç korkmuyor musun?"
"Ben küçük bir kız çocuğu değilim!" dedim dişlerimi...
Bayram tatili bitmeden sizi yakaladığım için çok mutluyum!
Sanırım bu aralar modum epey yüksek ve size istediğim gibi vakit ayırabiliyorum.. Hep böyle olalım inşallah ❣️
Keyifle okuyun, okutun bebekler 💞
Yıldızımızı parlatmayanları ve beni güzel yorumlarından mahrum bırakanları kara tahtaya yazıyorum, benden söylemesi 🤪
Öpüldünüz😘
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 49 🍷 __________________________________
...
"Francesco indir beni saçmalama!"
Sesim yatak odası kapısının kapanmasıyla hafif yüksek bir desibelde çıkıyordu. Ama bu elbette Francesco'nun umurunda bile olmamıştı.
"Sakin olmadığın her an için yeni bir tokat daha geliyor sevgilim" dediğinde kalçamın üzerine ikinci tokat darbesinide indirmişti.
"Heyy!" dedim, sızlayan kalçamın üzerinde bıraktığı karıncalanmayla.
Bedenimi sıkıca tutarak aşağı indirdiğinde derin bir soluk aldım. Fakat henüz kendimi toparlamama fırsat tanımadan beni kolları arasına alarak sırtımın kapıya yaslanmasına sebep oldu.
"Kızdın mı?" diye sordu biraz sonra. Ses tonu ise öyle yumuşak ve öyle arzu dolu çıkmıştı ki o an hayır, devam edebilirsin dememek için zor tuttum kendimi.
"Bunu bilerek yapıyorsun" dedim, sızlanarak.
Koyu karartıları yüzlerimizin yakınlığıyla gözlerimin içinde kaybolurken sağ eli tişörtümün altına kayarak tenime ulaştı. Büyük avuç içi dokunduğu her yanıma alevleri getirdi. Beni bu kadar etkisi altına alıyor olmasına ise gözlerimi devirerek karşılık verdim.
"Neyi bilerek yapıyorum?" diye sordu gözlerimi devirdiğimi fark eden kaşları usulca havalanırken.
"Bunu!" dedim hafif yüksek sesle ve belime uzanan kollarına tutundum. "Beni manipüle ediyorsun. Sana karşı koyamadığımın oldukça farkındasın ve sen bunu kullanmaktan asla geri kalmıyorsun"
Dudaklarının kıvrımına alayla karışık ve durumun zaten bilincinde olduğunu açıkça belli eden kışkırtıcı bir gülümseme sığdırdı. Daha sonra ise başını hafifçe yüzüme doğru eğerek onu arzulayan dudaklarımın üzerine yumuşak bir öpücük bıraktı.
"Tehlikeli sınırlarda geziyorsun" dedim, kendimi toplamaya çalıştığımda. Çünkü elleri rahat durmuyor, bedenimi aldığı istila altında ruhumu kıvrandırıyordu.
