Selam Çiçeklerim 🌼
Okuyacağınız 53. Bölümümüze hoş geldiniz!
Aylardır burada sizinleyiz..
Yeri geldi kahkahalar attık, yeri geldi sinirden deliye döndük.. Çoğu zaman ise ateşler içinde yandık 😋
Ama değişmeyen tek şey oldu.. O da benimle hala bu yolu yürümeye devam eden siz kalbi güzel dostlarım..
Size minnettarım!
Beni motive eden yorumlarınız ve mesajlarınız bu yolda adım adım ilerlememdeki en büyük mutluluğum oldu.
Bu yüzden size büyük bir teşekkürü borç bilirim, desteğinizi hiç eksik etmeyin üstümüzden.. ❤️
Ayrıcaaaaa, yarın sınava girecek olan herkese bol bol başarılar! Her şey gönlünüzce olsun. Tüm dilekleriniz kabul olsun. Dualarım sizinle siz başaracağınıza inanın gerisi Allah'ın izniyle hallolur..
Bölümü bu gece atmayacaktım aslında fakat belki size küçükte olsa bir keyif verir umuduyla paylaşıyorum..
Keyifli okumalar!
_________________________Bölüm 53 🍷
_____________________________
...
Francesco'nun hastaneden çıkmasının üzerinden altı gün geçmişti. Yarası neredeyse iyileşmek üzere ve sağlığı da gayet yerindeydi. Yatıp dinlenmek tam manasıyla onun için bir işkenceye dönüyor olsa da iyileşmesi adına bu gerekliydi. Ve her ne kadar memnun kalmasa bile geçen bu zamanın çoğunu yatarak ya da bazı dosyaları düzenleyerek geçirmişti.
Ona bir şey olacak korkusu hayatımın en kötü kabuslarından biriydi. Onu göremeyecek olma, sesini duyamayacak olmak korkunçtu. Hastanede birlikte geçirdiğimiz ilk gün hemen uyandıktan sonra beni oyuna getirmişti. Bana sürprizin ne olduğunu söylemek için küçük bir komplo kurmuş; yanına yatmam karşılığında sürprizi açıklayacağını söylemişti. Fakat Francesco Galvano, bana sarılarak uyumayı istediğini, çok yorgun olduğunu, dahası sürpriz için hala zamanımızın olduğunu dile getirerek beni hayal kırıklığına uğratmıştı.
Bu duruma bir parça bozulsamda kızgınlık hissederek yataktan kalktığım ilk an beni durdurmak adına ani hareket yapmış ve neredeyse dikişlerinin açılmasına sebep olacaktı. Bunun korkusu bile yetmişken biraz daha beklemekten zarar çıkmaz diyerek sabretmeyi tercih etmiştim.
Hastanede geçirdiğimiz üçüncü gün Alberto, taburcu olmuştu. Her daim Francesco'nun yanında kaldığım için kızlarla ilgilenmekte ona düşmüştü. Tabi bundan asla rahatsız olmamakla hayatında aldığı ilk iyi iş olabileceğini düşündürecek davranışlar sergilemişti. O koca cüsseli adam bir çocuk kadar neşeli, karşımızda elini ayağını koyacak yer bulamamıştı. Tabi Francesco'nun yakınlarında bu pek mümkün olmamakla ruh hali her saniye eski ciddi tavrına bürünmek için hazır ol da bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖL ÇİÇEĞİ +18
Roman d'amour"Küçük bir kız çocuğu gibi bana kafa tutuyorsun.. Ama bedeninin bana verdiği tepkileri görmekten deli gibi kaçıyorsun.. Söylesene Lillian, beni kışkırtmaya çalışıyor olmaktan hiç korkmuyor musun?" "Ben küçük bir kız çocuğu değilim!" dedim dişlerimi...