Bölüm 5 🍷

30.5K 703 27
                                    

Detaylar 🖤 ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Detaylar 🖤 ✨

...

Tutku neydi? Birine veya herhangi birşeye duyulan aşırı istek duygusuydu. Çok yoğun olmakla birlikte çoğu zaman hastalıklı bir ruh halinede dönüşebiliyordu. Getirdiği bazı sonuçlar hastalık derecesinde bir saplantıya dönüşürken buna rağmen bedenimizi kavuran bir ateş topuydu. Herşey gibi bu duyguda tüketildiğinde geride bıraktığı kalıcı hasar her zaman ruhumuzun derinliklerinde peşimizi bırakmazdı.

Oysa şu an hissettiğim şey tamamen bir açlıktı. Ona duyduğum katıksız açlık. Bedenine, bakışına, dudaklarına duyduğum özlemdi tutku.

Beni öpmesini istemek akla ve mantığa uymayan tek şeydi. Zaten aklım başımda olsaydı bulunduğumuz şu an kaçarak uzaklaşmam gereken tek zaman dilimiydi. Ama şu an mantığım tamamiyle devre dışı kalmış bedenimi ele geçiren hormonların istekleriyle hareket eder olmuştum.

Kısa bir süre ne dediğime inanamamış olmalıydı ki bakışları dudaklarım ve gözlerim arasında mekik dokuyordu. Ben gözlerinde bulmaya çalıştığım o parlak karartıyı ararken o ilk kez kendine hakim olmayı başarıyordu.

"Hayır sarışın" dedi gözlerinde ki kesinliği belli ederken.

"İstediğin bu değil miydi?" diye sorarken buldum kendimi.

Göz hizama ulaşabilmek için eğdiği başını alnımın hemen üzerinde sabitledi. "İstediğim bu evet" dedi gözleri gözlerime takılı kalırken.

"O zaman neyi bekliyorsun? Yalvarıyorum işte. Bunu duymak istemiyor muydun?"

Akıl sağlığımı yitirdiğim bu dakika o benim gözlerime bakarken ben beklemekten bitap düşmek üzereydim. Ve buna son vermek için dudaklarına yaptığım hamleyle yükseldiğim parmak uçlarım bana yardımcı oldu. Tenine değmek üzere olan dudaklarım yaptığı ani refleksle karşılıksız bırakıldı.

Hissettiğim öfke ise bir lav parçası kadar yakıcıydı.

"Böyle değil" dedi tok sesiyle. "Bu şekilde değil." Parmak uçlarının kıvrımı sol yanağımı yukarıdan aşağıya inerek okşadı. "Aklının başında olması gerek. Sana hatırlatmaktan zevk aldığım şeyi asla unutmaman gerek" dedi.

Yanağımda ki eline başımı yasladığımda gözlerimi yumdum.

"O zaman sert bir kahveye ihtiyacım var önce" dedim bıkkınlıkla. Bir an önce aklıma mukayyet olmam gerekiyordu.

Kapadığım göz kapaklarımın ardından gülüşünü duydum. Sarhoşluğun kıyılarında dolaştığım için miydi gülüşünün bu kadar güzel olduğunu düşünmem? Yoksa elde edilememiş haz tüm fonksiyonlarımı ele mi geçirmişti?

"O halde seni bir yere götürmem gerekiyor" dedi.

Hızla araladığım gözlerim tebessüm kırıntılarını hala yüzünde barındıran bakışlarına döndü. Merakla vereceği tepkiyi bekledim.

ÇÖL ÇİÇEĞİ  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin