...
Eve dönüş yolu biraz mide bulantısı ve kızların kendi aralarında yaptığı dedikodularla geçmişti. Zaman ve ya mekan umrumda değildi. Kendimi öylesine yorgun hissediyordum ki tek istediğim şey günlerce ama günlerce uyumaktı. Anna aldığı alkolün etkisiyle hafif sarhoş Laura ise her zaman ki gibi aklı başında bir şekilde bizi toplamakla meşguldü. Bazen ona bu kadar yük olduğumuz için kızıyordum. Ne yaparsak yapalım düştüğümüz yerden bizi kaldıran da toparlamak zorunda kalan da o oluyordu. Sanki onun hiç dağıtmaya ihtiyacı yokmuş gibi..
Bindiğimiz taksi binanın önünde durduğunda ağır aksak adımlarla arabadan indik. Sokakta esen hafif rüzgar saçlarımı havalandırdığında ter ve alkolle harmanlanan bir koku yayılıyordu etrafa. Ama en çok şaşırdığım şey ise burnuma dolan başka bir kokunun daha baskın gelmesi olmuştu.
Eşsiz Vanilya Kokusu..
Üzerime sinmişti kokusu. Sayısız dokunuşları vücudumun her yerini talan ederken ona ne kadar çok sokulduğum gözlerimin önünde canlandı. Yaşadığımız andan geriye kalan ise tenime yapışan kokusu olmuştu..
İçime çektiğim koku içimin yanmasına sebep olurken yaşadıklarımızı unutmak için sanki mümkünmüş gibi başımı iki yana sallayıp gözümün önünde canlanan hayalinin uçup gitmesini sağladım. Yanımda yürüyen Laura yaptığım şeyi fark edince koluma dokunarak beni durdurdu.
"Lily, yanımıza döndüğünden beri iyi değilsin. Neler oluyor?"
Her zaman olduğu gibi sergilediği anaç tavır yüzünden bir kez daha ona yakalanmıştım. Ve cevabını alıp sıkıntıma çözüm bulmadığı sürece de beni rahat bırakmayacağını çok iyi biliyordum.
"İyiyim Anne merak etme" diyerek göz devirdiğim esnada Laura'nın eli aynı hızla kalçama bir tokat indirdi.
"Küstah" dedi kızgınca ve hızla ilerledi.
Peşine koşup koluna girdiğimde siyah kıvırcık saçlarını omuzlarından geriye alarak yanağına küçük bir öpücük kondurdum.
"Her şeyi anlatacağım merak etme" dedim ve diğer boşta kalan elimi arkamızda kalan Anna'ya uzattım.
Biz üçümüz bir olduğumuz sürece bize bir şey olmazdı. Yere sabit bastığımız adımlar birbirimizden aldığımız güçten geliyordu. Yıllardır birlikte yaşıyorduk. Ne kadar daha yaşayacağımı bilmesem de onlardan ayrılmayı aklımın ucundan bile geçirmemiştim.Hızlı adımlarla binanın altıncı katına dairemize geldiğimizde kızlardan önce davranıp kapıyı açmaya çalıştım çünkü biliyordum ki eve ilk giren duşu kapardı.
Beyaz ahşap kapı ardına kadar açıldığında ayağımda ki botları çekiştirerek dolabın önüne fırlattım. Üzerimdeki deri ceketi dolabın içine asarak küçük ama bizim için dünyanın en büyük salonuna giriş yaptım.
"Benim duşa girmem lazım!" diyerek elimdeki çantayla odama gitmek üzere hareket ettiğimde Laura arkamdan seslendi.
"Ben kahve koyuyorum" dedi. Bu söz muhtemelen banaydı. Neler olduğunu öğrenmeden asla durmayacaktı. Başımı hızla onaylarcasına salladım.
"Benim işemem lazım. Ve unutmadan bir daha sizinle dışarı çıkmak istemiyorum" diyen Anna bir elinde tuttuğu ayakkabısı diğer eli başında salonun ortasındaki pufa oturdu.
"Hemen ordan kalkıyorsun Anna!"
Laura, salonla bir olan amerikan mutfağımızda kahve makinasını çalıştırırken Anna'yı kendine gelmesi için azarlıyordu.
"Ben taşınmak istiyorum Lily" dedi büyük bir bıkkınlıkla. Anna'nın verdiği tepkilere Laura'da ben de büyük bir kahkaha attığımız da Anna'da bunu milyonuncu kez dile getirdiğini çok iyi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖL ÇİÇEĞİ +18
Romance"Küçük bir kız çocuğu gibi bana kafa tutuyorsun.. Ama bedeninin bana verdiği tepkileri görmekten deli gibi kaçıyorsun.. Söylesene Lillian, beni kışkırtmaya çalışıyor olmaktan hiç korkmuyor musun?" "Ben küçük bir kız çocuğu değilim!" dedim dişlerimi...