Önceki bölüm
Sattığı serumlardan bu sefer 22 puan toplamıştı. Onları ruh taşları ile takas etti ve gelişim yapmaya başladı.
.
.
.
.
Zhang Yichen, bir Cd'ye yüklediği filmleri tek tek ailesine söyledi.-Ben bugün Amerika ya bir arkadaşı ziyarete gidiyorum. En az bir hafta yokum. Burada 10 film var. Her gün için bir film. Ayrıca telefonlarınıza dediğim oyunu yükleyin. Bir şey olursa kesinlikla bana haber verin. Anlaşıldı mı?
Zhang Yichen, çoktan valizini hazırlamıştı. Kendisine yeni kıyafetler almak için biraz erken çıkıyordu. Daha sonra Haoran Zihao'yu görecek ve taksiye binecekti. Oradan da uzun bir uçak yolculuğu başlayacaktı.
Amerika'nın Washington eyaletine gidiyordu. Çin ile arasında 13 saatlik bir zaman farkı vardı. Ayrıca orası şu anda soğuktu. Ona göre kıyafetler ayarlayacaktı.
Zhang Yiyi, endişeli bir sesle konuştu.
-Orada nerede kalacaksın? Kiminle buluşuyorsun? Yine ne işler peşindesin?
Zhang Yichen, gülümsedi ve konuştu.
-Endişelenme anne. Sadece John Smith ile buluşacağım. Onunla konuşmak istiyorum. Kalacak bir yer bulurum.
Zhang Yiyi, bu durumdan hoşlanmasa da oğlunun bir yetişkin olduğuna biliyordu. Yine de bir anne olarak endişeleniyordu.
-Paran var mı? Gerçekten de başını derde sokmayacaksın değil mi? O adam, polisler tarafından yakalandı.
Zhang Yichen, annesine sarıldı ve rahatlatmak amacıyla konuştu.
-Merak etme anne. Param var. Ben, kendi başımın çaresine bakarım. O zaman ben gidiyorum.
Zhang Yiyi, oğluna sıkıca sarıldı. Gitmesini kesinlikle istemiyordu. Fakat onu durduramayacağını da biliyordu. Çünkü o gerçekten de inatçıydı. Ayrıca aklına koyduğunu yapan bir tipti. Gitme dese de gidecekti.
-Dikkat et. Amerikadan bir kaç hediye getirmeyi unutma.
Zhang Yichen, gözlerini devirdi. Annesinin olası zombi felaketini unuttuğunu varsayıyordu. Yine de hatırlatma işini sonra yapardı. Şimdi gider ayak moral bozmaya gerek yoktu.
-Tamam anne. Size bir kaç hediye getiririm.
Zhang Yichen, kardeşine ve Babasına da veda etmek istemişti fakat onlar işte ve okuldaydı. Bu yüzden bu es geçmişti. Annesi onlara durumu anlatırdı.
Zhang Yichen, annesinin yanağına bir öpücük kondurdu ve evden ayrıldı. Elinde sürüklediği valizine bir bakış attı.
-Sistem, envanter uygulanan felan yok mu? Sürekli eşyalarımı elimde mi taşıyacağım?
Sistem: Var.
Zhang Yichen, bunun olabileceğini yeni fark etmişti. Daha önce böyle bir şey yoktu. Fakat Teknomancer yeteneği buna izin veriyordu.
Zhang Yichen, önünde kimsenin görmediği bir pencereye valizi hızlıca yerleştirdi. O kadar hızlıydı ki kameranın bunu çekmesi zor olurdu. Zaten valizi küçüktü.
Valiz gerçekten de ortadan kaybolmuştu.
Zhang Yichen, eşyaların depolanabileceği oyunlara benzer şeyi gördü. Bir çok kutucuk vardı. Kutucuklardan birinde minik bir valiz görülüyordu.
Zhang Yichen, bunun var olmasına gerçekten de şaşırmıştı. Hızla eve döndü ve annesinin şaşkın bakışları altında odasına gidip sakladığı eşyaları sistemin envanterine gönderdi. Her zaman bu eşyaları kendisi ile birlikte nasıl götüreceğini düşünmüştü. Fakat aklına Envanter'i olacağı aklına gelmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker and Zombieland [BL]
FantezieBir zombi salgınında zavallı bir hacker ne yapabilir? Daha fazla söze gerek yok. Öğrenmek için okumak yeterli olacak. Bu kitap BL'dir. küfür ve smut var.