Önceki bölüm
Çin'in belli bir yerinde bir adam, aldığı işe baktı. Yüzünde pis ve karanlık bir gülümseme belirdi. Şu ana kadar aldığı en yorucu iş olacağına dair bir hisse sahipti.
.
.
.
.
.
Belli bir sürenin sonunda uçak havaalanına indi. Uzun yolculuk bitmişti.Herkes uçaktan indi. Zhang Yichen, uzun saatler uyuduğu için vücudunu gerdi. Yüzünde bir gülümseme vardı. Mesajlarını kontrol etti ve saate baktı.
Saat öğleden sonra 2'yi gösteriyordu. Hava açık ve güzeldi. Biraz rüzgar olsa da rahatlatıcıydı. Saatlerce uçakta kalmak yormuştu insanları.
Zhang Yichen, mesajlara baktığında X-Dragon'un çoktan 4 insanı yakaladığını gördü. Yetenekli bir adamdı.
Zhang Yichen, öncelikle annesini aradı ve mutlu bir sesle konuştu.
-Anne, geri döndüm.
Zhang Yiyi: Sonunda geri döndün oğlum. Şimdi neredesin? Seni alması için babanı gönderiyim mi? Bugün hafta sonu. Baban evde.
-Tamam anne. Havaalanına şimdi indim. Yanımda arkadaşlarım var. Bir taksiyle beraber gelsin. Çok fazla yemek yaptın mı?
Zhang Yiyi: Hahah..senin için hemen hazırlarım. İştahın iyi durumda mı? Sesin iyi geliyor.
-Çok açım anne. Kurt gibi açım. Bekliyorum o zaman.
Zhang Yichen, telefonu kapattıktan sonra havayı içine çekti. Memleketine geri dönmüştü. Her ne kadar burada pis anılara sahip olsa da iyi anılar da vardı. Burada doğmuş burada ölmüştü. Mezarıda burada olacaktı.
-Çocuklar, babam bizi almaya gelecek. O zamana kadar bir yemek yiyelim mi?
Herkes başını salladı ve onayladı. Jess, alaycı bir tavırla konuştu.
-Senin gibi şeytani bir adamın ne tür bir ailesi var oldukça merak ediyorum.
Zhang Yichen, omzuyla Jess'e vurdu ve alayla konuştu.
-Hahaha..beklentini düşük tutsan iyi olur. Benim dışımda ailem oldukça normaldir.
John, yarım bir gülümseme ile konuştu.
-Hayal edemiyorum. Sen ve normal bir aile!
Zeon, genellikle sessiz olsa da soğuk bir sesle konuştu.
-Yaptıklarını onaylamıyorum. Tam bir pisliksin. Senin gibi onlarca adamı yakalamıştım zamanında.
Zhang Yichen, orta parmağını kaldırdı ve konuştu.
-Çok korktum. Ben de zamanında çok şey gördüm. Senin gördüğünden daha fazla suçluyla karşılaştım. Ben melek kalırım yanlarında.
Jess, alaycı bir tavırla konuştu.
-Duy da inanma! Tanrı olsaydı eminim ki ilk seni cezalandırırdı. John, sen alınma.
John, omuz silkti. İnançlı biriydi. Açıkçası Zhang Yichen'in çok fazla hareketini onaylamıyordu. Fakat bir amacı olmadan da bir şey yapmayacağını bilecek kadar iyi tanımıştı Zhang Yichen'i.
Bob, zoraki bir gülümseme ile konuştu.
-Pekala millet, hadi burada daha fazla durmayalım. İlk önce valizlerimizi alalım.
Zhang Yichen, John ve Jess'in eşyaları sistemin envanterine gitmişti. Böylece valizler içine para ödememişlerdi. Fakat diğerleri bunu yapamamıştı. Çünkü sonradan buluşmuşlardı.
Grup, eşyalarını aldıktan sonra Zhang Yichen, Gizlice envantere attı tüm eşyaları. Bu, onları bir yükten kurtarırdı.
Grup, havaalanında ki lokantaya gitti. Zhang Yichen, üç masayı birleştirdikten sonra sipariş verdiler. Ayrıca grupta hep yabancı olduğu için dikkat çekmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker and Zombieland [BL]
FantasíaBir zombi salgınında zavallı bir hacker ne yapabilir? Daha fazla söze gerek yok. Öğrenmek için okumak yeterli olacak. Bu kitap BL'dir. küfür ve smut var.