Önceki bölüm
Artık geri dönme zamanıydı.
Zhang Yichen, kapıyı ortaya çıkarttı ve içinden geçti aynı anda da Hei'an Long da geçti ve ortadan kayboldular.
.
.
.
Zhang Yichen ve Hei'an Long'un gitmesinden beri geçen zaman 1 haftadan sadece birazcık azdı.Zhang Yichen yokken grup da emirleri yerine getirmişti. Hiçbir sorun çıkmamıştı. Bazen buraya sığınmak için gelen kişiler olmuştu. Fakat grup onları kabul etmemişti.
Küçük gruplar ne kadar ağlasa da yalvarsa da Zhang Yichen'in emirleri kesindi. Liderin sözünden çıkılmazdı!
Dünya da yeni yeni evrimler başlıyordu. Fakat şimdiden bölgeler ve gruplaşmalar oluşmaya başlamıştı. İnsan nüfusu sürekli azalırken zombiler ise artıyordu.
Bu tabi ki normal bir durumdu. Sebebi ise, elbette insanoğlunun öldürmesi zor zombilerle başa çıkacak olan güce henüz tam anlamıyla kavuşamamasıydı. Ayrıca tek başına olmaktansa grup halinde olmak daha güvenliydi.
Tabi bir de her gün sayısız kez asker ve silah sesi ayrıca çığlıklar ve yangınlar görmek normalleşmeye başlamıştı. Daha doğrusu ortada bir felakete alışma vardı.
İnsanoğlu cidden hızlı adaptasyon yaşayan bir canlı türüydü.
Devlet adamları çoktan sığınma evlerinde rahattı. Tabi zenginler de öyle. Fakat halk kırılıyordu. Suç oranları %500-700 artmış durumdaydı. Her 100 insandan 100'ü de hayatta kalmak amacıyla 5-7 suç işliyordu.
Bu gerçek kıyametti!
Yiyecekler de azalmaya başlamıştı. Market reonları tamamen boşalmıştı. Sadece işe yaramaz eşyalar kalmıştı. Çalışan kimse yoktu. Fabrikalar durmuştu. Yakında nükleer bombalar atılabilirdi.
Bu işin daha kısa sürmesinde Zhang Yichen'in biraz da olsa bir payı vardı. Çünkü önceden bir çok marketin reonlarını boşaltmış, halka John ile istilaya dair bir bildiri yayınlamış ve daha çabuk alışmaları için bir zombi oyunu yapmıştı.
Bu kaosun içinde Zhang Yichen ve Hei'an Long, mukden sarayına geri dönmüştü.
-Hey, millet! Geri döndüm!!
Grup, Zhang Yichen'in geri döndüğünü fark edince rahat bir nefes verdi.
Jess ve John, hemen konuştu.
-Sonunda geri döndün patron!
-İyi ki geldin. Şimdi ne yapacağız?
Zhang Yichen, dostça ikisinin de omzuna vurdu ve gülümsedi. Biraz etrafa baktı.
Burası cidden yaşanabilecek bir yere dönüşmüştü!
-Aç mısınız? Bu arada...söylediğim gibi kafalar nerede?
John, derin bir iç çekti ve konuştu.
-Kafaları bir çuvala koyduk ve başka bir odaya yerleştirdik. Sen yokken pek de sorun çıkmadı.
Zhang Yichen, başını salladı ve onayladı. Hei'an Long'a dönüp konuştu.
-Onlara avladıklarından bir tanesini verebilir misin? Ben de zombi kafalarına bakacağım.
Hei'an Long, başını salladı ve onayladı. Avladıkları arasından küçük bir tane çıkarttı. Bu bir boynuzlu, keskin dişli tavşandı. Normal tavşanlardan çok farklıydı. Öncelikle etçil ve yırtıcıydı. Ayrıca normal tavşandan 30 kat daha büyüktü.
Grup, bu kadar büyük ve tuhaf bir tavşanı hiç görmemişlerdi!
Zhang Yichen de bu sırada yanda ki odaya john ile birlikte gitmişti. Kötü bir koku yayıyordu. Kafalara bir kez baktı ve saydı. Toplam da 51 taneydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker and Zombieland [BL]
FantasyBir zombi salgınında zavallı bir hacker ne yapabilir? Daha fazla söze gerek yok. Öğrenmek için okumak yeterli olacak. Bu kitap BL'dir. küfür ve smut var.