-0.4-

12.6K 949 474
                                    

Teslimat günü gelmişti.

Sihaımı doldurup bacağımdaki kemere geçirmiş, fırlatma bıçaklarımdan en keskin olanları dikkatle seçip onları da kemerlere geçirmiştim. Arkamdan gelen sesle hemen oraya döndüm, siyah dar bir pantolon, aynı renk boğazlı kazak giyinmişti. Gözleri öyle güzel duruyordu ki iç çekmeden edemedim.

"Bana aşık olduğunu bu kadar belli etme."

"Siktir git."

"Terbiyesiz sürtük."

Postallarının bağcığını bağlayıp koltuğa oturdu ve dirseklerini koltuğun başlığına yaslayıp kafasını geriye attı. Bacaklarını aralamış, kaslı uyluklarını ve kasıklarını gözüme gözüme sokmuştu. Dayanamadan yanına gidip kucağına yerleştim. Bayık gözlerini aralayıp üstten bana baktığında dudaklarımda dilimi gezdirdim ve ona iyice yaklaştım.

İki gözü ayrı iki insandı. Bir yanda kahvenin yumuşak bakışları, diğer yanda mavinin ölümcül soğukluğu. Ona baktıkça hem mayışıyor, hem de diken üzerinde hissediyordum.

"Gidelim mi artık? Zaman yaklaşıyor."

"Bana hâlâ dargın değilsin, değil mi?"

"Taehyung, neden bu kadar takıldın? Bir hafta önce barıştık ya?"

"Geldiğimden beri yabancı gibiyiz. Hoşuma gitmiyor bu."

Kollarını belime sarıp kendini hafifçe yükselttiğinde gülümseyip dudağımın kenarına dudaklarını bastırdı.

"Bana aşık olduğunu söylemeyecek kadar kibirli ama bunu sevimliliğinle ve sözlerinde az da olsa çıtlatacak kadar bipolarsın. Bu haline bayılıyorum."

"Sana aşık değilim."

"Doğru, bu aşktan daha fazlası."

"Jeongguk, kıçını tekmelememi mi istiyorsun?"

"Kıçını dağıtmayı tercih ederim."

Dudaklarımın üzerine fısıldamasıyla yutkunup gözlerimi kapattım.

İki haftadır buradaydım ama biz hâlâ sevişmemiştik.

"Hazır mısın? Çıkalım mı?"

"Meksika'ya ne zaman döneceğim?"

Ani sorumla donmuş, yutkunup gözlerimin içine bakmıştı.

"Gitmek istiyor musun?"

"Orada bir hayatım ve başında olmam gereken insanlar var."

"Buradan da idare edebilirsin."

"Burası buzluk gibi Jeongguk. Ben Meksika'da doğup büyüdüm, bu soğuğa katlanamıyorum."

"Senin için tüm Rusya'yı yakabilirim."

Sırıtıp kucağından kalktım ve elimi ona uzattım.

"Bunu düşüneceğim, geç kalmayalım."

°°°

"Herkese merhaba!"

Siktiğimin genetiği bozuk herifi bir anda teslimat alanına atladığında sert adımlarla arkasından yürüdüm.

"Umarım sikine bir kurşun yersin de aklın başına gelir."

"Sikime kurşun yersem, bu senin zararına olur."

Fısıldaşmalarımızı bölen, etraftaki tüm adamların silahlarını bize doğrultmasıydı.

"Johannes, biz de seni bekliyorduk."

Salvatore×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin