Sabah uyanıp birlikte güzel bir kahvaltı yapmış, ardından eski evimize, işimizi bitirdikten sonra patlatacağımız binaya gelmiştik. Jeongguk oldukça rahattı, ıslık çalıp etrafına bakınıyordu.
"Burayı hiç özlememişim, yeni evimiz çok daha güzel."
"Buradaki bazı anılarımız aklıma geldikçe mutlu oluyorum ama aynen, ben de özlememişim."
"Beni ilk kez bu evde öptün."
"İlk kez burada seviştik."
"Beni kendi evimden kovdun."
"Sinirlendiğinde beni kovaladın."
"Omzumdan bıçakladın."
"Bacağıma bıçak sapladın."
"Çok haşin bir çiftiz."
Bana bakıp hırlamasıyla kıkırdayıp dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktım.
"Haşinlik bir kenara, çok aşık bir çiftiz. Hem taşaklı, hem haşin, hem aşık, hem seksi, hem şapşal. Aklına gelebilecek her türlü sevgili kalıbına uyuyoruz."
"Sen bana sevgili falan diyince kanatlarıp uçuyor gibi oluyorum ben hâlâ. Alışamadım resmen Taehyung, deli ettin beni."
"Sen zaten delisin, benim ayriyeten bir şey yapmama gerek kalmadı."
"Ay, konuştu dünyanın en normal insanı. Kendine bak sen önce."
"Jeongguk, yemin ederim vururum seni, canımı sıkma."
"Uuu, eski Taehyung sahalarda, hoş geldin bebeğim, özlemişim seni."
"Geri zekalı."
Göz devirip eve girdiğimde Hamlet paltolarımızı alıp berjerin üzerine bıraktı, o sırada Jeongguk da arkamdan yanaşmış, kollarını belime sarıp dudaklarını yanağıma bastırmıştı.
"Kızdın mı bana? Şaka yapıyordum ben."
"Biliyorum sevgilim, özlemişim seninle atışmayı. Çok sevgi pıtırcığısın şu an, yemek istiyorum seni."
"İşimizi bitirdikten sonra kim kimi yiyecek göreceğiz. Bir ay oldu, acı hissetmediğinize şükredeceksiniz Bay Kim."
Yüz ifademi korumaya çalışarak hafifçe yutkundum, sözleri bile etkiliyordu beni, herif resmen başlı başına afrodizyaktı.
Merdivenlerden aşağı indik el ele, gülüşerek mahzene girdiğimizde kan kokusu doldu burnumuza.
Deborah cansız gibi, öylece oturuyordu koltukta. Saç derisini yüzdükten sonra tekrar zımbalamıştım kafasına, berbat görünüyordu.
Hoşuma gitti bu görüntü, hatta öyle gitti ki gülümsemekten kendimi alamadım.
"Ö-Öldürün beni, bit-sin artık. Lütf-en."
Kan çanağına dönmüş gözlerini bize diktiğinde ellerimi havaya kaldırıp 'bu iş benden çıktı' dercesine diğer tarafa geçtim ve sandalyeye oturdum. Yandan onları izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore×Taekook ✓
FanfictionVincenzo Kim, Rus Mafyası Johannes Jeon'un kıymetli elmasıydı. By Amethyst ⛓️