"Bebeğim, nerdesin?"
"Cehennemin dibinde."
Silahımın parçalarını sertçe temizlemeye devam ederken Jeongguk kıkırdayarak yanıma gelmiş, kafama sarılmıştı.
"Çekil şuradan."
"Niye kızıyorsun ama şimdi bana?"
"Victor'u benim üzerimde görmene dayanamıyorum. Beni göndermedin göreve ama o gitti."
"Aşkım, bununla ilgisi yok ki. Çerezlik bir şeydi, bar basıp borç tahsil etmek seni eğlendirir mi?"
"Bana öyle güvensiz bir şekilde gitmeyeceksin dedin ki kafanı masaya gömesim geldi."
"Taehyung, şu an başka yerlere çekiyorsun bebeğim. Alakası yok, en çok sana güvendiğimi daha ne kadar belli edebilirim, hm? Yapma böyle. Yeni geldiler, onları denemeliydim. Dediğim gibi, çerezlik bir şeydi. Kendini de beni de üzme böyle konularla."
Dudaklarımı yumuşak bir şekilde öpüp elimden tuttu ve beni de yerimden kaldırıp odamıza çekiştirdi.
" Özledim bebeğimi, biraz baş başa vakit geçirelim. "
Ona dayanamamıştım, ne zaman başarabilmiştim ki?
Odamıza geçtiğimizde üzerimdeki gömleği omuzlarımdan sıyırdım, pantolonumu da çıkarıp iç çamaşırımla yatağa girdim. Gecenin bir yarısındaydık, Jeongguk beni almaya gelmese mühimmat deposunda uyuklamayı düşünüyordum.
"Gel buraya, aptal bebek."
Omuzlarımdan tutup kendine çektiğinde sırıtıp yüzümü sıcak göğsüne bastırdım. Rusların soğuk kanlı ve buz gibi insanlar oldukları söylenirdi. Gerçi, Jeongguk benim dışımda herkese gerçekten de tipik bir Rustu.
"Nefret ediyorum senden. Seni bu kadar sevmekten, hemen yumuşayıp sırnaşmaktan."
"Ben de seni seviyorum."
Kalbim çarptı yine her zaman olduğu gibi, bana tebessüm etse bile kalbim götümde atmaya başlıyordu.
"Üzerimdeki etkin hayret edilesi."
"Her konuda değil mi? İlk sevişmemizden sonra barda görmüştüm seni. Bir sürtük kucağında sürtünüyordu sana ama sikinde bile değildi."
"Evet, evet öyle. Sonra senin kucağına tırmandım ve sertleşmem saniyelerimi aldı. Beni her durumda mahvedebiliyorsun."
Üzerine çıkıp kasıklarına oturdum ve üzerine uzanarak boynuna yüzümü gömdüm tekrar. Ellerini enseme ve belime koymuştu, aramızda hiç boşluk kalmamıştı. Tenim tamamen tenine doyuyordu ve bu çok tatmin ediciydi.
" Sana temas etmeden günüm geçmiyor, boynuna sokulup saatlerce kokunu soluyarak öpmek istiyorum seni."
"Sana tekneden dönmeyelim demiştim bebeğim, buraya döndüysek bazı şeylerden feragât etmemiz gerek."
"Tekrar tatile çıkalım o zaman. Jeongguk, bir yerlere gidelim yine. Tekne, otel, ev, karavan, hiç fark etmez. Çadır bile kurabiliriz. Seninle tüm günümü geçirmeyi, hiçbir şey düşünmeden sadece sevişmeyi, uyumayı ve yemek yemeyi çok sevdim."
"Nereyi istersin? Yakında evleneceğiz, balayına gidelim."
Evlilik lafını duyduğumda kanatlanıp uçtum, boynunda konaklayan dudaklarım benden bağımsız gerildi.
"Gülüyorsun, esmer şekerim benim, çok tatlısın. Nereye gidelim sevgilim, hm?"
"Maldivler. Oradan da güzel bir kültür turuna çıkalım. Boynumda fotoğraf makinesi, kafamda şapka ve sandaletlerle aptal gibi gezinmek istiyorum. Akşam olunca da seninle soyunma cezalı kumar oynamak, ardından da gün doğana kadar sadece sevişmek istiyorum. Jeongguk, hemen evlenelim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore×Taekook ✓
FanfictionVincenzo Kim, Rus Mafyası Johannes Jeon'un kıymetli elmasıydı. By Amethyst ⛓️