Uçaktan iner inmez sırtımdaki çantayı atmış, elleri kumaş pantolonunun cebinde beni bekleyen adamıma tüm hızımla koşmuştum. Yaslandığı arabadan kalçasını ayırıp ellerini ceplerinden çıkardığı gibi kucağına atladım ve sımsıkı sarıldım. Yüzünü hemen boynuma gömmüştü, belimdeki kollarını öyle sıkı sarmıştı ki nefes almakta zorluk çekiyordum.
"Çok özledim, Taehyung, Tanrım, nasıl bir şey bu böyle?"
Mırıltılarıyla belindeki bacaklarımı sıkılaştırdım ve geri çekilip tüm yüzüne öpücüklerimi bıraktım.
"Hiçbir siktiğimin yerine sensiz gitmiyorum artık. İki günde kafayı yedim, evin içinde gezinsem bile yanımda duracaksın. Anladın mı beni?"
Saçlarını çekiştirerek söylediklerim üzerine o birbirinden farklı gözlerini yüzümde gezdirmeye başladı.
"Aynı şeyi sana ben söyleyecektim. Zaten psikopat insanların tekiyiz, iyice çekilmez oluyoruz. Haberlerde izledim, sen gerçekten de delirmişsin, on beş dönüm bağ, yok oldu."
"Sana küfür etti. Beni tehdit etti, kim olduğumu bilmiyormuş gibi sikinde bile olmadı. Az bile o siktiğimin şerefsizine, yanarak geberdi."
"Victor video çekmişti arkandan. Çok azdım."
"Ya benimle gelen herkes neden video çekip sana atıyor?! Sikilen benim en sonunda! Tüm o artistlik bir yerlerime giriyor!"
Jeongguk gür bir kahkaha attığında kalçasını kaputtan ayırdı ve arka koltuğa yürümeye başladı. Adamlarımızdan biri kapıyı açtığında kucağından indim ve adamımı bindirdim, ardından tekrar kucağına geçtim.
" Dayanamıyorum sensiz olmaya, manyak ettin beni. Gerçekten Jeongguk, teninden bir saniyeliğine bile ayrılmak aşırı sinirlendiriyor beni. Sıkıca sarıl lütfen, çok özledim."
Bedenimi kasıklarına iyice çekip yanaklarımdan öptü ıslakça. Parmaklarımı omuzlarında ve saçlarında gezdiriyordum. Gözlerimi kapatıp sadece hissettim. Evimze geldiğimizde kucağından ayrılıp arabadan indim ve adamımın da inmesini bekleyip elinden tuttum. Eve girdiğimizde arkamdan belime sıkıca sarılmıştı ve beni direkt merdivenlere yöneltti. Dudakları boynumda gezinirken isteğinin ne olduğunu anlamamak aptallık olurdu zaten.
Odamıza girdiğimiz gibi beni narince kapıya yasladı, şokla baktım gözlerine. Biz ki her ayrı kaldığımızda birbirimizi kanatarak sevişirdik, şimdi narin davranması akıl kârı değildi.
"Pek bir şok oldun bakıyorum da?"
"Düşman siker gibi sikmeyecek misin şimdi sen beni?"
"Hayır, aşkımla sevişeceğim."
Hafifçe gülümseyip sarıldım yine, yüzümü boynuna gömmüştüm.
"Buna kalbimin eriyeceğini düşünmezdim."
"Sen benimle ilgili her şeyde eriyorsun bebeğim."
"Haklısın, evet."
Kıkırdayıp dudaklarına yapıştığımda gülümsemekten gerilen dudaklarını hisledikçe daha çok güldüm. Üzerindeki ceketi omuzlarından sıyırıp gömleğine geçtim, giyindiğim boğazlı kazağı çıkarmak için dudaklarımızı ayırdı. Bir eli pantolonumun üzerinden kalçama inmişti, diğeri yanağımda geziniyordu. Islak bir sesle ayrıldığımız gibi onu yatağa çektim. Uzandığında altındaki pantolonu çıkardım ve kasıklarını sıkı sıkı saran siyah baksırının üzerinden dudaklarımı bastırdım ona. Karayı ve denizi simgeleyen gözleri hamlemle geriye kaymıştı hafifçe ve kafasını yatağa tekrar bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore×Taekook ✓
FanfictionVincenzo Kim, Rus Mafyası Johannes Jeon'un kıymetli elmasıydı. By Amethyst ⛓️