-3.9-

6.5K 467 184
                                    

JEONGGUK

°°°

Olayın üzerinden on dört, bebeğimin hastaneden taburcu olmasının üzerinden üç gün geçmişti. Minik evimizde, yatak odamızdaydık ve tabii ki de Taehyung'um yatmaktan sıkılmıştı.

"Jeongguk, iyiyim diyorum ama, bıraksana beni be adam!"

Yatağa tekrar yatırıp tepsiyi kucağıma aldım ve ifadesiz bir suratla ona baktım.

"Annem eve geçince, bir hafta dikkat etsin dedi. Bir haftanın bitmesine daha dört gün var, yat yerine deli etme beni."

"Zorla bakıyorsun bana ya! Ben kendim içerim çorbamı, ver!"

"Hasta bakıcıyım ben şu an, Taehyung'um, hadi güzelim."

"Ama Jeongguk-.."

"Tabak taşımama bile izin vermiyordun, hatırlatırım. Bırak biraz kendimi iyi hissedeyim bebeğim, her şeyi sana bıraksam rahat edebilir miyim sanıyorsun, hm?"

Sus çizgisini ve yanaklarını öpücüklere boğduğumda ellerini yanaklarıma sarıp kendine daha çok çekmişti yüzümü.

" Tamam, haklısın, mızıldanmayacağım. Ama alıştım her şeyi kendim yapmaya, şimdi birden alışmamı bekleme benden. "

" Tabii ki de güzel bebeğim, keyfine bak sen."

Kafasını sallayıp beni onayladığında artık bir şeylere itiraz etmeyeceğini tescilleyip derin bir nefes vermiştim. Çorbaya daldırdığım kaşığı dudaklarına uzattığımda bir şey demeden içmiş, beğeniyle bana bakmıştı.

"Aşçı Noona'yı mı çağırdın? Çok iyi olmuş."

"Yok, ben yaptım, güzel olmuş mu gerçekten?"

"Siktir bebeğim, ciddi misin? Çok lezzetli! Bir tabakla yetinmem, ona göre."

"İstemeyeceğin kadar çok yaptım, biraz tarifi tutturamadım gibi oldu ben de malzemeleri eş oranda daha fazla ekledim. Koca bir tencere duruyor içeride, bir hafta içersin artık."

Hafif bir kahkaha atıp dudaklarını yanağıma bastırdığında ben de güldüm ve çorbayı tamamen içirip yeni bir kase doldurmak için mutfağa geçtim. Çorbayı tencerede karıştırdığım sırada iki kürek kemiğimin arasında hissettiğim dudaklarla sinirli bir nefes verdim, beni yatıştırmak için öpücüklerine devam ediyordu.

"Bir kere dinlesen beni, dişimi kıracağım Taehyung, gerçekten bebeğim."

"Ama sevgilim, bak, gerçekten kendimi zorlayacak hareketlerde bulunmayacağım. Ufak ufak adımlar atıyorum."

"Aşkım, güzel bebeğim, biliyorum çok sıkıldın. Bak, ben vurulduğumda durmam gereken yeri biliyordum çünkü canım yanıyordu. Ama senin dikişlerin patlasa haberin bile olmaz. Ekstra dikkatli olmamız gerek, her saat başı dikişlerini kontrol etmeliyim."

Arkamı dönüp bedenini yavaşça kendime çektim ve dudaklarından öptüm bolca, hiç durmadan. Mırıldanıp kollarını boynuma sarmış, hafifçe gülümseyerek öpücüklerimi kabul etmişti. Dikkatlice üzerine yürüyüp onu sandalyeye oturttum ve burnumu sızlatan kokusunu soluyup minik bir öpücük buraktım saçlarına. Ellerini masada birleştirip kafasını bana doğru kaldırdığında şirin yüzünden de birkaç kez öpüp arkamı döndüm, çorbayı kaseye doldurup önüne bıraktım.

Salvatore×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin