-3.0-

6.6K 504 95
                                    

Medya : Sia - Everyday is Christmas

İyi okumalar. ❤️

By Amethyst ⛓️

°°°

"Siktiğimin süsü, takamadım bir türlü ya, götüne girsin, al."

Ağaca fırlattığım süsle koltuğa çöktüm ve alnımda biriken teri elimin tersiyle temizledim. Jeongguk ağacın tepesine büyük yıldızı iliştirip sandalyeden bana kahkahalar atarak inmişti.

"Gülme Jeongguk, sinir oldum. Nasıl Noel bu? Mutlu olup şakımamız gerekirken sinirden kudurmak üzereyim."

"Bebeğim sakin ol. Ben takarım şimdi onu, önemli değil ki."

"Terledim de bir sürü, duş almıştım bir de. Sikeyim ya, hiçbir şey yolunda gitmiyor, niye?"

"Aşkım, her şey yolunda. Sen biraz fazla gerildin."

"Bu bizim sevgili olduktan sonraki ilk Noel'imiz. Önemli günleri güzelce kutlamak istiyorum. Ama tersine, gittikçe sinir olacağım şeyler gerçekleşiyor."

Ellerimden tutarak beni koltuktan kaldırıp bedenine yaslamıştı. Burnu hemen kulağımın altından köprücüklerime değin çizgiler çekerek gezinmeye başladığında mayışıp boynuna kollarımı sardım.

" Çok tatlısın, çok güzelsin ve seni seviyorum. Önemli günleri güzelce kutlayacağız, kutluyoruz da. Gerilme bu kadar, bak, dışarıda ne güzel kar yağıyor."

Ormanın içindeydi bu kez evimiz. Jeongguk gerçekten dediği gibi halletmişti ve bize harika bir ev yaptırmıştı. Şöminemiz cayır cayır yanarken önüne post halı atmıştık, üzerinde de iki tane büyükçe minder vardı. Yine tatlı mı tatlı, minicik bir evdi. Pencereler açıktı, kar yağışını çok net görebiliyorduk. Dışarısı buz gibiydi ama evimizin içi sıcacıktı.

Bakışlarım penceredeyken dudaklarını yanağıma bastırmıştı. Gözlerimi kapatıp biraz daha yanaştım ona, belimdeki ellerini sıkılaştırıp minik öpücüklerine devam etti.

"Hadi, sen şöminenin karşısına otur, ben de şaraplarımızı getireyim. Biraz sevişelim, ardından hediyeleşeceğiz."

Gülerek hemen şöminenin karşısındaki mindere oturup ince örtüyü üzerime aldım ve çıtırtıları dinleyerek amerikan tarzı mutfakta şişenin tıpasını açan adamımı izledim.

Benim olduğuna hâlâ daha inanamadığım adamımı.

Kadehlerle birlikte geldiğinde gözlerimi üzerinden çekememiştim, nasıl bu kadar deli olmuştum onun için, nasıl narsist kişiliğimi siktir edip bir insanı kendimden bile üste koyabilmiştim, bilmiyordum. Onu insanların hastalıklı diyebileceği kadar çok seviyordum, aynı onun beni sevdiği gibi.

Ama hastalıklı, zehirli bir ilişki değildi bizimkisi. Oldukça gerçek, oldukça tutkulu ve aşk doluydu. Sadece biz vahşi insanlardık.

Kadehlere şarabı doldurup örtünün altına girdiğinde sırtımı göğsüne yasladım ve sıcaklığına sokuldum. Saçlarıma dudaklarını bastırıp kadehi kavramayan elini kendime çektiğim bacaklarıma bırakmıştı, parmaklarımı parmaklarına kenetledim ve şarabımdan bir yudum aldım.

"Dört gün sonra doğum günün, ne istiyorsun benden, hm? Ne yapayım senin için?"

"Sadece yanımda olmanı ve bütün gün benimle ilgilenmeni istiyorum sevgilim, sen benim en kıymetli hediyemsin çünkü."

Salvatore×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin