"Ve bitti, ben kazandım."
İç içeydik neredeyse. Çıplak bacaklarım onun teniyle sarmalanmıştı, bir oyunu ben kazandığım için üzerinde gömlek yoktu. Benimse sadece gömleğim ve iç çamaşırım kalmıştı ama şimdi yeniden beni yenmiş, istediği bir parçayı çıkarmaya hak kazanmıştı. Kartları yatağa bırakıp biraz daha eğildi üzerime, gömleğimin düğmelerini çözerken açılan göğsüme ve boynuma ıslak öpücükler bırakırken başımı biraz daha geriye atıp yatağa uzandım. Sırtımı hafifçe yataktan ayırıp gömleği tamamen bedenimden çıkarıp yeniden üzerime uzandı.
"Ben kazandım."
"Hayır, daha bir el daha oynayabilirim. İç çamaşırım hâlâ duruyor."
"Taehyung, ben kazandım."
"Ben de hayır dedim."
"Peki, bu eli kazanırsan, beni sikmene izin vereceğim."
"Jeongguk, bunu isteseydim çoktan yapardım ve adım kadar eminim ki bunu hiç istemezsin. Beni becermene bayılıyorum, lütfen yer değiştirmeyelim."
Hafifçe kıkırdayıp biraz daha boynuma gömüldü ve bir süre sonra yerinden kalkıp ellerini bana uzattı.
"Peki, son el. Kazanırsan bir hafta daha tatil yaparız."
Kahkaha attım ve kafamı sallayıp kucağına yerleştim.
"Bunun için her şeyi yapabileceğimi biliyorsun değil mi, her şeyi."
Parmaklarımı usulca pantolonunun üzerinden erkekliğine indirdim ve sıkıştırdım. Minik bir inlemeyle dudaklarımı öptü.
"Ben kazanırsam, siktir Taehyung, yavaş, elinde kalacak."
"Güzel olurdu, nereye istersem oraya götürürdüm, istediğim zaman kullanırdım."
Mırıltımla sırıtıp dudaklarımın üzeründen geçti diliyle. Titrek bir nefes alıp birbirinden farklı, şeytani parıltılarla ışıl ışıl olan gözlerine baktım.
"Bebeğim, ne zaman istersen kullanıyorsun zaten. İşemekten çok sevişmeye yarıyor artık. Hatta, resmen sadece sevişmeye yarıyor."
Kıkırdayıp aletini bıraktım ve kucağından kalktım.
"Evet, sen kazanırsan da sabaha kadar sevişeceğim seninle. Hadi bakalım, hodri meydan. Sikine güveniyorsan bekliyorum."
"İkimiz de kaybetmeliyiz bence. Kim kaybederse karşı taraf da mükafatlandırılacak çünkü."
"Bence de, eğlencesine oynayalım hadi."
Oyuna başladığımızda Jeongguk yine munzurluğunu konuşturmuş, parmak uçlarını çıplak bacaklarımda gezdirmeye başlamıştı.
"Jeongguk."
"Pardon şekerparem, elim alışkanlıktan gidiyor öyle."
"Sensin şekerpare."
"Jimin miyim ben, noldu, şekerpare diye atışacak mıyız yoksa?"
Jeongguk'un cümlesini biter bitmez telefonum çalmaya başlamış, kağıtlarımı saklayıp komodine uzandığımda adamım kalçama sert bir şaplak atmıştı. Ona pis pis bakıp telefonumu aldım ve eski yerime döndüm.
" Jimin arıyor. "
" İti an, çomağı hazırla. "
"Jeongguk!"
°°°
Jakuzinin içinde iyice mayışmıştım. Oyunu yine hiç şaşırmadığım gibi Jeongguk kazanmıştı. Beni temizlenmem için yalnız bırakmıştı ve ben de işimi halledip jakuziyi doldurmuştum. Sıcak su bedenimi gevşetirken bir de masaja ayarlanmıştım, su kaynıyor gibi gözüküyordu. Göz kapağımın üzerinde hissettiğim ıslak dudaklarla gülünsedim boşta kalan gözümü açıp ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore×Taekook ✓
FanfictionVincenzo Kim, Rus Mafyası Johannes Jeon'un kıymetli elmasıydı. By Amethyst ⛓️