"Şapşal bebeğim uyuyor mu hâlâ?"
Yanaklarımda gezen kor parçası dudaklarla uykumdan sıyrıldım ve gözlerimi açmadan parmaklarımı saçlarında kaydırdım. Dudaklarını boynuma bastırmıştı bu kez de, beni farkında olmadan iyice mayıştırıyordu.
"Günaydın güzelim, uyanma vakti."
"Saat kaç?"
Çatallı sesimle yutkunup yorganın sıcaklığına biraz daha sokuldum. Halime kıkırdayıp üzerimdeki yorganı hafifçe çekti.
"On bire geliyor, çok uyuduk, kalkalım hadi."
"Çok geç olmuştu yatağa girdiğimizde, yorgunum ben hâlâ, biraz daha uyusam?"
"Hayır, kalk hadi. Yeter bu kadar tembellik, acıktım ben, hani benim kahvaltım?"
"Gel buraya, beni ye, geçer açlığın."
Kollarından tutup dikkatlice kendime çektim, kafasını göğsüme koyup bana biraz daha sokuldu.
"Ağrın yok, değil mi?"
"Hayır bebeğim, hiç yok hem de."
Saçlarından öpüp yanaklarında parmaklarımı gezdirdim, o sırada parmaklarımı tutup ısırmaya çalışıyordu.
"Canın ne istiyor? Özel olarak istediğin bir şey varsa yapabilirim, hm?"
"Seni yiyeceğim ben."
Kıkırdayıp elimi ondan kurtardım ve saçlarından öptüm.
"Ramen falan yemedim uzun zamandır, lezzetli kore yemeklerine hayır demem."
"Tamam o zaman, ama alınacaklar var. Hoseok'a liste vereyim, aldırsın."
"Olur fındığım, hadi kalkalım artık."
Hitabıyla kahkaha atıp yüzünü öpücüklere boğdum.
"Fındık mı? Sensin fındık."
°°°
"Dudaklarını büzüp yemesene şunu. Dikkatim dağılıyor."
Ona bakmaktan soğumaya yüz tutmuş ramenimi karıştırıp hızla yedim, çubuk kullanmayı tam çözememişti, o yüzden çatal ya da direkt elini kullanıyordu.
Fındık beyinli.
Parmaklarındaki sosu yalayıp tavuk kemiğini tabağına bıraktı ve bana döndü dudaklarını büzüp çiğneyerek, aklımı kaçırtacaktı en sonunda.
Çubuklarımı bırakıp dudak kenarına minik bir öpücük bıraktım, ağzı dolu olduğundan gülemiyordu ama sevimli ifadesi yüzünde bakiydi.
Jeongguk korkunçtu, sevgi pıtırcığı olmasına kanmamak lazımdı, gerçekten korkunç bir insandı. Çekinirdi herkes ondan, aynı bende olduğu gibi. Ama biz birbirimize en güzel, en aşık yönlerimizi gösteriyorduk. Onu güldürmeyi seviyordum, öpmeyi, o tavşan dişlerini göreceğim şekilde sevimlice gülümsemesini, bana karşı bir bebek gibi davranmasına, gerçekten bayılıyordum. Ona tüm ilgimi vermeyi, her şeyiyle ilgilenmeyi, geceleri göğsüne sokulup uyumayı, güne onunla başlamayı, kahvaltılarımızı, şaklabanlıklarını, aşkını göstermesini seviyordum.
Aslında ben, direkt onu seviyordum ama, uzun uzun listelemek daha çok hoşuma gidiyordu.
"Beğendin mi yemekleri?"
"Çok beğendim, şiştim yemekten bak! Kaslarımı kaybetmem umarım."
"Korkma, kolay kolay gitmez onlar. Biraz daha toparlan, birlikte sporuna devam ederiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore×Taekook ✓
FanficVincenzo Kim, Rus Mafyası Johannes Jeon'un kıymetli elmasıydı. By Amethyst ⛓️