"Yeontan! Pati uzat! Aferin benim oğluma, canım çocuğum."
Minik suratını avuçlarımın arasına alıp kafasının üzerine bastırdım dudaklarımı birkaç kez. Çok çabuk alışmıştık köpeklerimize, onlar da bizi hemen benimsemişlerdi. Bam bir köşede kıvrılıp uyurken Yeontan kemik şeklindeki oyuncağıyla yanıma gelmişti. Bilgisayarımın önüne ağzındaki oyuncağını koymuş, kafasını hafifçe eğerek şirin şirin bakmıştı.
Kucakladığım gibi yüzümü tüylerine gömdüm ve birazcık daha oynadım patileriyle. O sıralarda Jeongguk'um yanıma gelmiş, Yeontan ile oynayışıma bakıp hafifçe kıkırdamıştı.
"Resmen çaldı seni benden küçük, sevimli, şanslı it. Nefret ediyorum o yiyilesi suratından."
"Ağla bir de istersen adamım, hm?"
"Ağlarım. Ağlayacağım da işte, bak ağlıyorum."
Tek bir noktaya odaklanıp gözlerini hafifçe kıstığında kahkaha atıp yanağından öptüm bir sürü.
"Ağla da üzüleyim."
"Bırak o iti o zaman, hadi sevişelim."
Yeontan'ı kucağımdan alıp tüylerine yüzünü gömmüş, küçük kafasına minik bir öpücük bırakıp bebeğimizi kardeşinin yanına bırakmıştı. Yeontan biraz daha kafasını yana eğip bize bakmış, ardından da Bam'ın yanına geçip ona sokulmuştu. Ben bebeklerimizin güzelliğine erirken Jeongguk dudaklarını boynuma bastırmıştı derince nefeslenerek. Hafifçe ona meylendim, üzerime eğildiğinde koltuğa uzandım ve gözlerinin içine baktım.
"Bebeğime bir daha it dersen yatağa oğullarımızla birlikte girer sana hiç yer bırakmayız."
"Tehdidin güzelliğine bak, seninle uyumayı seviyorlar zaten bebeğim, gerçekten. Hayvanlara bile kendini fazlasıyla sevdirebiliyorsun. "
"Sen de sevdirebiliyorsun bebeğim, pandadan falan biliyoruz ."
"Yaram o benim, canım pandam, annesi sanıyordu beni. Ne olurdu alsaydık sanki?"
Büzdüğü dudakları ve çattığı kaşlarıyla sıkıca sarıldım boynuna. Doymayacağımı biliyordum ama yine de doyana kadar öptüm güzel tenini.
"Şapşal adam, Yeontan var artık. O da pandaya benziyor birazcık. Onu sev, Bam var, kocaman bir bebek o da. O pek benzemiyor pandaya ama olsun."
"Benim pandam sensin. Seni seveceğim onun yerine. Hem öyle demiştin bana zaten, evet evet, öyle demiştin. Ben yuvarlanırım yerlerde, sarılırım sana dedin. Hadi, yuvarlan benim minik pandam."
"İğrençsin, yuvarlanamam. Belki sonra."
Kıkırdayıp ellerimle yüzümü kapadığımda parmaklarımın üzerinden öptü uzun uzun ve bedenini üzerime bıraktı.
"Sen de bana aşıksın."
"Yaptık bir kere öyle bir hata. Ne yapalım, alışkanlık bir de, vazgeçemiyor insan kolay kolay."
"Boğarım seni."
"Bayılırım."
"Biliyorum bayıldığını, özellikle de sevişirken."
"Jeongguk, yemin ederim, hayatımda senin kadar sikiyle düşünen başka bir adam görmedim. Her şeyi evirip çevirip istediğin yere getiriyorsun. Her konuştuğum şeyde bel altı anlam yok be adam!"
"Tepkilerini görmek hoşuma gidiyor. Yiyesim geliyor seni."
"Yemek yiyelim, onu bunu boş ver sen. Acıktım."
"Doyurabilirim-.."
"Sus manyak!"
°°°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore×Taekook ✓
FanfictionVincenzo Kim, Rus Mafyası Johannes Jeon'un kıymetli elmasıydı. By Amethyst ⛓️