3.

11.9K 652 45
                                    


Yazardan

Demir Ağa odadan çıktığında elini kalbine koydu. Bu yaşına kadar hiç kimseden bu derece etkilenmemişti.

Yataktan fırlatılmasaydı o anda kesinlikle duramazdı. Kavuşurdu özlemini çektiği bedene. Hoyratça severdi her zerresinde sahiplik izlerini bırakırdı, sadece ona ait olduğunu dünya aleme gösterirdi.

Dünden beri kendine hatırlattığı gibi yine tekrarladı içinden
'Can artık benim...sakin ol...onu korkutma...sana aşık olması lazım...sakin... tamam... nefes al... Ohh...'
Gülümseyerek indi merdivenleri.
Can' ın yanına gitmeden Süleyman Ağa' ya kalbinde taşıdıklarını anlatmıştı. İçi rahat etsin, aklı oğlunda kalmasın istiyordu. Duyduklarına çok sevinmişti yaşlı adam. Gözbebeği emin ellerdeydi çok şükür. Demir bunları anlattı anlatmasına ama tek şartı vardı 'Can bilmeyecek.'

İstiyordu ki yavaş yavaş tanısın onu, sonra sevsin, saysın. Belki ilerde ikinci bi gömlek gibi giyerlerdi birbirlerini, olmaz mıydı ki.
Kendisini Can'ın gözünden görmeye çalıştığı için bu kararı aldı. Can' a göre kızkardeşini bile öldürecek kadar gözü dönmüş, acımasız, zalim bi ağa bozuntusuydu. İşte bunları tahmin etmek zor değilken bir de zavallı bi aşık olamazdı.
Onun yıllarca büyüttüğü karşılıksız aşkını Can'a bile ezdirmezdi.

Boşuna beklememişti sevdiceğini. Elindeki tek güzel fırsatı değerlendirmek, güzel bir başlangıç yapmak istiyordu. Varsın bu yolda eşit olduğumuzu düşünsün, düşünsün ki bana bi adım gelsin. O adım atarsa koşmazsam şerefsizim diye ikna etti kendini.

Demir böyle derin düşüncelerle planlı hareket etmeyi tasarlarken zıplayan bi tavşan belirdi az ilerde.

'Her hali mi güzel olur bi insanın yarabbim ya' diye iç çekti. Tutup içine sokası vardı ya neyse.

Can ailesine baktı önce, gözleri hafif boynunu yana eğip kendisine bakan elalarla buluştu.

' Allah var yakışıklı bu öküz... Kocam olacak akşama... Kocam... Benim kocam... Kırk yıl düşünsem böyle evleneceğim aklıma gelmezdi'

Kendini ikna ede ede ilerledi eli cebinde. Elalar gözlerinden derin v yaka t-shirtünün açıkta kalan beyaz teninde dolandı, ardından şortuna gidince sert bakışları yoğunlaştı.

Özgürlüğüne düşkün olan Can, öküzün neye sinirlendiğini anlamıştı da bu sıcakta hiç kimse ona uzun şeyler giydiremezdi. Taviz vermeyeceğini anlasındı çam yarması.

" Hadi gidelim, bize müsaade Serdaroğulları. İstediğin bi şey olursa haber edersin tamam mı anacığım?" dedi Can. Aile onun için her şey demekti.

Demir de 'Allahaısmarladık' diyip önden ilerleyerek dışarı çıktı. Sakinleşmesi gerekiyordu.
Can' ın bembeyaz tenini gözler önüne sermesi onu iyice germişti.
İlk günden kavga çıkarıp günü mahvetmemek için derin nefesler alıp veriyordu ki yanına oturan Can ona bakıp sırıttı. Öküzü burnundan soluyordu ki boğa olarak lakabını değiştirdi içinden.
Demir' in gözleri ise oturduğu için daha çok yukarı çıkan şort yüzünden sütun gibi bacaklardaydı.
Bir kez daha derin bi nefes aldı, aracını çalıştırdı. Lüks jip tozu dumana katarak yolda ilerledi.

Kahvaltı için yöresel lezzetlerin sunulduğu otantik, şirin bi mekana geldiler. Can bayıldı buraya. İştahla yedi önüne gelen her şeyi. Malum uzun zamandır İstanbul'daydı ve özlemişti memleketinin yiyeceklerini. Ee dün gece de aç yatınca kıtlıktan çıkmışa dönmüş ve bu hali Demir'e çok hoş görünmüştü.
Etrafında bi sürü zayıf kalayım diye diyet menüsü yiyen kız vardı. Gıcık olurdu o tiplere.
Halbuki Can öyle mi?
Adam gibi yiyip sporunu yapar dengeyi sağlardı, öyle mıy mıylanıp insanın iştahını da kaçırmazdı. Nerden mi biliyor dersiniz? Hakkında bilmediği bi şey yok denecek kadar azdı ki...

Karnı doyan Can nihayet konuşmaya başladı.

" Kaç yaşındasın?" ismiyle hitap etmek istemiyordu henüz.

" 32 ya sen?" bilmiyormuş gibi sorması da garibine gitmişti ya neyse

" Kaç gösteriyorum?"

" Tahminen 25-26 yaşındasın ama 20 gösteriyorsun."

" Minyon olmanın avantajı diyelim. Ne iş yapıyorsun, ne mezunusun?"

" Aile şirketinin başındayım, Finans ve uluslar arası ilişkiler mezunuyum. Amerika'da master yaptım. Transkript de ister misin? "

" Olsa iyi olurdu:)" diyip gülüştüler. Beklediğinden fazlasıydı bu adam kesinlikle.

" Nelerden hoşlanırsın?" diye sorunca içinden 'Can' dan hoşlanırım, Can neyi severse ben de onu severim.' dese de

" Hobilerle uğraşacak çok vaktim yok ama kendimle kaldığım zaman müzik dinlemeyi ya da gitar çalmayı severim." dedi Demir.

" Hadi ya işte bu şaşırtıcı; boş zamanlarında adam öldürmek, dayak atmak, racon kesmek olduğunu sanıyordum. Göründüğünden daha büyük bi kalbin mi var acaba?"

" Bugüne kadar kimseyi vurmadım, öldürmedim. Ağalık racon kesmek değil, birliğimizi dirliğimizi korumak, bizden olanın elinden tutmak, mazlumun yanında durmak, zalim ise gerekirse cezalandırmaktır. Bunun içinse dayak atmadım diyemem sana. Yılların getirdiği geleneklerde, törelerde bi güzellik olmak zorunda yoksa kendimi kapana sıkışmış hissederim. Ağa olmayı ben seçmedim
ama madem boynumun borcudur, başıma taç edip ondan gelen kabulümdür. Artık sen de Ağasın Can. Hakkımda beni tanımadan hüküm verme, sen başarılı bir avukatsın, yargısız infaz etme. Yanımda dur. Beni sana muhtaç etme."

Mecburiyetten Aşk (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin