51. Final

6.1K 277 155
                                    

Kızına her gece olduğu gibi yine Can masalını anlatıyordu Demir. Birden sordu küçük kız

" Babacım ne zaman Can babamı göreceğim, bana çok mu kızgın, öpsem barışmaz mı?"

Kızının sözleri ile güçlükle yutkundu Demir. Kızına her gece aşkla anlattığı adamı babası yerine koymuştu küçük kız. Hiç görmediği babası ona kızgın sanıyordu.

" Bir gün gelecek bebeğim, inanıyorum ki gelecek. Hem sana hiç kızgın değil. Seni bana getiren oydu, o olmasaydı seninle kavuşamazdık bebeğim. "

" O gelmezse biz gidelim olmaz mı babacım, geçen gün Efe ile ne güzel konuşuyordu demi, ben onu görünce heyecanlandım ama keşke konuşsaydım demi babacım. Belki yanımıza gelirdi."

Evin her yerinde Can ile fotoğrafları vardı, küçük kızdan güzel eşini hiç saklamamıştı. Küçük kızda anne kavramı yoktu, onun hayalindeki tek kişi Can babasıydı. Demir babasının onu ne kadar çok sevdiğini özlediğini küçücük kalbiyle bile görebiliyordu.

" Nazlı'm bu konuyu konuşmuştuk ama gidemeyiz güzel kızım. Ama istersen Efe ile birlikte ararsınız onu olmaz mı? Hadi uyu bitanem."

Kızını saçlarından koklayarak öptü Demir. Kızına arama izni vermekle iyi mi yaptı kötü mü bilmiyordu.

Son beş yılda asla vazgeçmemişti Can'dan. Bir ömür beklemeye razıydı ama hiç umudu yoktu. Can'ın son sözleri hep aklındaydı. Evet becerememişti sevmeyi, sevilmeyi. Şimdi yaptığı o büyük hatadan sonra dön bana demeye yüzü yoktu.

Hayatında sadece kızı ve ailesi vardı. Mardin'de yaşamaya başlamıştı çünkü küçücük bebekle ne yapacağını bilememişti o vakitler, annesi ve kızkardeşi çok destek olmuşlardı Nazlı'yı büyütürken.

Hayatına asla birini almamıştı tıpkı Can gibi. Evet Can'ın hala kendisine sadık olduğunu biliyordu. Can'ın komşusu İsmet amcadan dayak bile yemişti ama babacan adam ona da kucak açmıştı. İki dertli yüreğin ortak kapısı olmuştu yaşlı adam. Tabi bundan Can'ın haberi yoktu. Can bazen tanıdık bir koku duyardı İsmet amcanın evinde, hemen orman gözlerine yaşlar birikirdi ama inatla bırakmazdı sağanaklarını o vakit.

...

Telefon çaldığında arayanın Efe olduğunu görerek hemen cevapladı görüntülü aramayı Can.

Karşısına gelen minik yüz ile şaşkınlığını bi kenara bırakıp gülümsedi. Küçük bir kızla nasıl konuşması gerektiğini bilmeyecek biri değildi.

" Merhaba Nazlı." dedi gülümseyerek.

Küçük kızın gözleri sevinçle parladı.

" Merhaba babacığım." işte bu sözle kitlenmişti ekrandaki beyaz tenli simsiyah saçlı minik yüze. Kız onu babası biliyordu.

" Hmm söyle bakalım kim söyledi baban olduğumu güzelim."

" Babamla düğün fotoğraflarınızdan anladım ben, sen benim babamsın demi? Hem Demir babam da hep seni anlattı bana, sen bana kızmamışsın doğru mu? Küsmedin demi bana babacım?"

Can art arda gelen cümlelerle ne diyeceğini bilemedi önce, sonra küçük kızın pembeleşen yanaklarına simsiyah gözlerine baktı, inceledi güzel yüzü. Sevdiği adama benziyordu minik kız.

" Küsmedim güzelim küser miyim ben sana hiç?"

" O zaman gel yanımıza, artık özledik biz seni babacım."

" Geleceğim Nazlı, geleceğim güzelim."

Telefonu kapattıktan sonra Can hemen İsmet amcanın yanına gitti. Olanları anlattı. Yaşlı adam onun ne kadar heyecanlandığını gördü, zaten yıllardır Demir'e olan aşkını dinliyordu, şimdi baba olma heyecanını dinledi.

" Bana bak Can yeter artık kaç kez anlattın koçum be, anladık baba oldun. Hadi kızınla kocanın yanına gitme vaktin, yeter bunca yıllık hasret."

" Nasıl giderim İsmet amca bunca yıldan sonra, hem beni beklediğini nerden bileceğim."

" Beklediğini biliyorsun inatçı keçi, kokusundan tanırsın sen onu, buraya geldiğini de biliyorsun ama bana çaktırmıyorsun güya. Oğlum ben sizin ciğerinizi biliyorum. Derhal gideceksin, o sana gelemez ama seni bekliyor.

Can üstünden bir yük kalkmış gibi hissetti. Şimdi aklında da kalbinde de sadece Demir ve Nazlı vardı.

...

Demir koşarak kapıyı açmaya giden kızının ardından 'koşma düşeceksin kızım' diye seslenirken çoktan kapı açılmıştı.

Karşısında gördüğü yeşil gözler aşkla parlıyordu.

(Mrb. Sevgili okuyucularım, hikayemin sonuna geldik. Bu süreçte yanımda olduğunuz için teşekkür ederim. Son bölümler sizi çok üzdü biliyorum, affedin. Ben de yazarken sinirlendim Demir'e, Can için  ağladım. Benim için unutulmaz bi hikayeydi.

Bazılarınız Demir'i affetmenin yanlış olduğunu söyledi evet kabul haklısınız ama Can Demir'i affetmeyi seçti. Çok uzun bir süreç gerekse de affetti işte.

Hepinize mutlu okumalar diliyorum. Kendinize iyi bakın.)





Mecburiyetten Aşk (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin