Yazardan
Bu yaşadıklarına hala inanamıyordu Demir. Sevdiği adamı başka bi adamın kollarında ve dudak dudağa görmek kalbini hiç olmadığı kadar sızlatmıştı. Donup kalmıştı, tepki verememişti. Konuşsa daha gerçek olacaktı bu gördükleri, vursa kırsa geri dönülemez olacaktı. Sustu. Kaçmak istedi. Ona göre yeterliydi gördükleri. Ötesi yoktu. Açıklama istemiyordu. Zaten mecburiyetten olan evlilikleri sadece tek taraflı bir aşk ve kendini kandırmadan ibaretmiş işte.
Kalbi karardı Demir'in, keşke yanına gitseydi yeşil gözlüsünün ama bu yaşayacağı pişmanlıktan çok uzaktı şimdi hissettikleri.
Hayal kırıklığı, acı, hüzün vardı gözlerinde.
Aldatmıştı onu Can.
İçi cayır cayır yanarken ne zaman orayı terk edip uçurumun kenarında kendini bulduğunu bilmiyordu.Ağladı koskoca ağa. Yıkılmaz sanılan Demir gibi adam ardında bırakacağı gözü yaşlı anası, babası olmasa bi an beklemez atardı o uçurumdan kendini. Yaşarken ölmüştü işte bu gece.
Hıçkırıkları karanlığa karışırken yanı başında onu bekleyen Gülay'dı. Adım seslerini duyamıyordu Demir. Kendinde değildi. Usul usul yaklaştı. Elini Demir'in ensesine koydu. Saçlarının arasına zarif parmaklarını gezdirdi.
" Demir şimdi ağla ama yarın geçecek gidecek bu olanlar, yanında her zamanki gibi ben olacağım. Bugün burada seni böyle yıkılmış görünce tek pişmanlığım ne biliyor musun?"
Demir titreyen sesi ile konuşan kıza baktı. Makyaj yapmamıştı. Tayt ve salaş bi tshirt giymişti. Tek süsü kızıl uzun dümdüz saçlarıydı. Yine yanımda diye düşündü Demir. Uğruna canımı feda edeceğim aşkım bana ihanet ederken beni koşulsuz seven tek kişi Gülay dedi içinden.
Düştüğü çaresizlik, kimsesizlik, aldatılmışlık denizinde tutunduğu yılan karşısındaki Gülay'dı.
Kadın devam etti sözlerine. Onu dinlediğinden emin olmuştu şimdi. Ağlaması durmuş sert bakışlarıyla dikkatini kendisine vermişti Demir çünkü.
" Tek pişmanlığım seni ona vermek. Aşkımı yıllarca içimde tutmak. Duydun işte, seni kaybetmekten kortuğum için sustum, keşke susmasaydım Demir, belki beni severdin. Unuturdun belki onu, yıllarca içinde büyütmezdin. Şimdi böyle üzülmezdin."
Demir hırsla öptü kızıl şeytanı. Unutmak için öptü. İntikam için öptü. Kullandı Gülay'ın kendine olan aşkını. Tek derdi Can'ı bi anlık unutmaktı. Bilmiyordu ki kendine kurulan tuzaklarda ateşe dokunduğunu.
Oracıkta, arabanın arka koltuğunda zerre duygu içermeyen bir hırsla girdi kadının içine.
O gece Can ve Demir için ölüm yaşanırken bir yaşam tutundu şeytanın içinde.
Bu gecenin tek masumu Can ve o küçük yaşamdan başkası değildi...
(Mrb. Sevgili okuyucularım, biliyorum bana çok kızacaksınız ama kaosta zirveyi yapıp finale doğru ilermem lazımdı. Olayların başını ve sonunu anlatacağım elbette ama şimdilik kısa bir bölüm atmak istedim. Yorum ve votelerinizi bekliyorum.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecburiyetten Aşk (B×B)
RomanceGenç, yakışıklı, güçlü ağanın berdel yaptığı hırçın, kendine güvenen, zeki avukata aşkını anlatacağım. Aşkı için beklemek Demir'e düşerken töreye boyun eğmek Can'a düşmüş. Kader iki güzel kalbi birbirine kördüğüm ile bağlamış, bize ise tebessüm il...