Mecburiyetten Aşk (B×B)

21.

Yazardan

Odaya geçtiklerinde Can sessizdi. Oysa Demir hesap sorar diye bekledi. Amcasıgilin ettikleri açıktı ve Can başına gelebilecekleri hesaplayıp oyunu bozmuştu.

" Bana kızmayacak mısın Can?"

" Niye ki senin bi suçun olmadığı belli."

" Ne bileyim kızarsın, kıskanırsın sandım."

" Kıskandım ama Zilana bakışını da gördüm, ayrıca çok iyi göt ettin o zilliyi. Yapmasaydın ya işte o zaman çekeceğin vardı. Bu yüzden sana tavrım belli."

" Neymiş bana tavrın?"

" Sarılmak, öpmek, sevişmek işte ne olsun."

" Bu tavır değil ki ödül güzelim."

Demir çoktan sarmıştı kocasının ince belini.

Öptü Can' ın pembe dudaklarını. Gurur duyuyordu kocasıyla. Bi insan daha fazla ne kadar sevilirdi ki. İşte Demir her an daha çok seviyordu. Hayran olmamak mümkün değildi Can'a.

Can ise aileyi kafasında tartmaya çalışıyordu. Amcası bi boklar yapabilirdi. Başka düşmanları da olabilirdi tabi. Demir' i korumak istiyordu her şeyden. Bu yüzden onun hakkındaki her şeyi öğrenmeye karar verdi. Bu sayede önlem alabilecekti.

Öpüşmelerini Can kesti bu sefer. Kaşlarını çatıp Demir'e ciddi bi soru sordu.

"Demir eminim bu yaşına kadar bir çok düşmanı ezip geçmişsindir ancak artık ben varım, kim senin ayağını kaydırmaya çalışıyorsa, kim düşmanınsa bana hepsini anlat. Anlat ki yanında olayım. Artık yalnız değilsin. Yükünü benimle paylaş. Sana bi şey olmasına asla izin vermem."

" Ah be güzelim. Kaç yıl senden ağa olduğum için boşuna uzak durmuşun desene. Seni uzak tuttuğum ağalığa, bana öyle güzel sahip çıkıyorsun ki ne kadar şükretsem  az. Tamam her şeyi anlatacağım. Tüm aşiretle olan ilişkilerimi bileceksin. Holdingin de hukuk danışmanı olacaksın kabul mü?"

Aynı şeyi Davut Ağa da teklif etmişti. Onun kendi iş düzeni ve Yusuf'la ortaklığı vardı ancak madem Demir'i korumaya karar vermişti. Hiçbir işi ucundan tutmazdı ki o. Kısa bi düşünmeden sonra.

"Tamam kabul. Her yerde dibindeyim bundan sonra. Her an, her yerde sevişebiliriz ne güzel "

Demir'in attığı kahkaha konakta herkes tarafından duyuldu nerdeyse. Oğullarının böyle mutlu olmasına Gülçiçek Hanım ve Davut Ağa çok sevindi. Çok da merak ettiler onların hikayesini. Berdel evliliği olamayacak kadar güzel bi düğünle evlenip aşk evliliği gibi mutlu gözüken oğulları için endişelenmeyi geride bırakmışlardı. Artık Can da onların evladıydı. İki evlat hayatı borçlulardı ona.

Zilan'ınsa yediği halt çok geçmeden başını yakacak cinstendi. Demir ve Can için hazırlanan odaya girmiş ve dantelli iç çamaşırını başucundaki komodine koymuştu. Çiftinizin kavga etmesini istiyordu. Yastık kılıflarına da yaptırdığı muskayı yerleştirmişti. Aklı sıra Can' ı delirtecekti.

Odadan çıktığı sırada Gülçiçek Hanımağa'yla karşılaştı.

" Zilan senin ne işin var burada?"

" Yenge odadan bi ses geldi sandım da o yüzden şey ettimdi."

" Bana bak Zilan ayağını denk al, gözüm üstünde. Oğullarıma dokunan eli kırmasını iyi bilirim ben."

" Ne çabuk oğlun oldu o Can. Daha dün düşman değil miydik biz bu aileyle. Demir Ağa'mı mutsuz edecek o çıyan gözlü şey."

" Yaren'imi bize bağışladığı an benim oğlum oldu, Demir'in gözünde mutluluğu gördüğüm an Can'ım oldu. Düşmanlık bitti Zilan. Sakın hayallere kapılma. Bi daha da düzgün konuşacaksın. Bu sana son ihtarımdır."

Zilan yengesinden çekindi. Dediğini yapardı. Tam bi hanımağaydı. Ama o daha iyi hanımağa olurdu. Bu konağa tek yakışan kendisiydi. Böyle böyle kendini gaza getirip sonunu hazırlıyordu Zilan.

Odaya hiç gelmedikleri için yaptığı hazırlıkları Can değil Gülçiçek Hanımağa gördü. Zilan'ın bi işler karıştırdığını bilecek kadar iyi tanıyordu. Eline aldığı çamaşırla bu kızın durma niyetinde olmadığını çok iyi anladı. Odayı aramaya devam ettiğinde muskaları buldu. İşte şimdi defterini dürecekti Zilan'ın.

( Mrb. okuyucularım. Birkaç gündür yazamadım kusura bakmayın. Heyecanla beklediğinizi biliyorum. Ben de çok severek yazıyorum. Hikayeye yeni karakterleri sokacağım ve akışta tanıtacağım. Baştan kişileri verince akılda tutması zor oluyor diye düşündüm. Sizi seviyorum, destek bekliyorum:))