Yazardan
Can ile Demir yemeklerini yerken telefon çaldı. Arayan Demir'in babasıydı.
El mecbur açtı telefonu Demir.
Düğün sonrası kaçar gibi gittikleri için Mardin'e çağırmıştı yeni evli çiftin ziyaretçileri gelecekti düğün sonrası, koskoca ağaydı ya yapması gereken şeylerden sadece biriydi bu.Bu geleneklerin içinde Can' ı boğmak istemiyordu. Onu alıp balayına gitmek, gülüşünü izlemek istiyordu.
Can ise babası ile konuşan Demir' i izledi. Belliydi halinden zorda kaldığı.
Telefonu istedi daha doğrusu çekti aldı elinden. Bunu Demir Ağa'ya yapabilecek tek insan Can'dı zaten. Başkası olsa ölüm fermanını yazmış olurdu bu hareketle.
Kayınpederine ciddi bi sesle yarın oraya gelecekleri söyleyip kapattı.
" Neden yaptın bunu Can, gitmek zorunda değilsin, ben hallederdim?"
" Demir seninle evlenirken ağa olduğunun bilinciyle evlendim, sorumlulukların var ve ben seni yalnız bırakacak kadar bencil bi adam değilim. Yarın gidelim işte, hem birkaç gün kalırız fena mı? Ne kadar uzak kalsam da ben de ağa çocuğuyum. Aşiret laf eder gitmezsek."
'Eğlendiğimiz de mutlu olabileceğimizi bile düşünmemiştim en başta ama bana sevdalı bi kocam olmuş meğer. Şimdi umudum var mutluluk için. Bu yüzden kalbinde olduğum kadar yanında olmalıyım bu adamın.' diye geçirdi içinde Can.
" Tamam Can Ağa'm, iki gün kalırız sonra balayına gideceğiz, işlerini Yusuf'a devret."
Can emrivaki yapmasına kızmamıştı. Az önce de o aynısını yapmıştı. Gerçi azıcık öküzce söylüyordu ama olsun tabi ki giderdi kocasıyla balayına bayıla bayıla hem de.
" Kaç gün kalırız ona göre haber vereyim Demir Ağa'm?" heyecanla yanına gitmişti, cilveli sesi kuş cıvıltısı gibi gelmişti Demir'e.
" Ağan yesin sen gel bakayım şöyle." dizine vurup kocasını kucağına çağırdı.
Can bi Demir'e bi kucağına bakmıştı. Oturduğu için sıyrılan şortundan esmer kaslı bacaklarına ve arasındaki kabartıya baktı. Yanlamasına oturdu. Kedi gibi yerleştiğinde Demir boynunu öpüp kokladı.
" Nerde kalmıştık güzelim?" dedi Demir kalçasını avuçlayıp.
Bu adam nasıl bi şey bi çözemedi. Sert duruşu olsa bile nazik, aşık olsa bile yavşaktı. Bu hallerinin Can'a romantik gelmesi normal miydi?
" Kaç gün kalacağımızı sormuştum ve cevap bekliyorum rahat dur ya."
Demir kulak memesini emiyordu ve Can kendinden geçmeye başlamıştı bile.
" Bi hafta kalırız güzelim. Hadi gel balayımıza odamızda devam edelim."
" Dur Demir ya Yusuf'u arayayım. Valiz hazırlanacak daha." Can kaçmaya çalışmıştı. Demir yakaladığı gibi omzuna attı kocasını. Poposuna bi şaplak attı.
" Kocaya itiraz edilmez yavrum, az seni seveyim sonra hazırlanırız."
" Öf be adam nasıl bi şeysin ya!"
" Cezan katlanıyor güzelim, kocana öff dersen dilini ısırırım demiştim."
" Ya tamam tamam dur beynim aktı lan.. yani kocacığım diyecektim."
Demir Can'ı yatağa yumuşak sayılmayacak şekilde fırlatıp üstüne çıktı.
"Bu kaçtığın için....( öper)"
"Bu itiraz ettiğin için... ( öper)"
"Bu öff dediğin için...( öper)"Can da karşılık vermeye başlayınca dilinin ısırmıştı.
" Ya acıdı Demir"
" Öpeyim geçer Can' ım."
Tutkuyla öpüşmeye başladıklarında ne işler, ne valiz, ne saat umurlarında değildi artık.
Can kendini hiç bu kadar rahat, hiç bu kadar mutlu, hiç bu denli ait hissetmemişti.
Üstündekileri tek tek çıkarıp oldukça iri aletini ağzına aldığında Can'dan bunu beklemiyordu. Mest olmuştu Demir, kendini Can' a doğru itmeye başladığında sabit durması için acıtmayacak şekilde ısırdı kasıklarındaki yeşiller çatık kaşıyla baktı ona. Aklını başından almak istiyordu Can. Almıştı da zalımın oğlu yapılır mı bu hareketler. Şeker gibi emip yalarken son demlerini yaşatoyordu Demir'e. Küçük sevgilisi çok acayip bi şeydi...
( Mrb. Okuyucularım, destekleriniz için teşekkür ederim. Kısa kısa yazıyorum ancak sık sık bölüm atmaya çalışıyorum. 500-600 kelime olunca yayımlıyorum. Yakında tekrar görüşmek üzere:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecburiyetten Aşk (B×B)
RomansGenç, yakışıklı, güçlü ağanın berdel yaptığı hırçın, kendine güvenen, zeki avukata aşkını anlatacağım. Aşkı için beklemek Demir'e düşerken töreye boyun eğmek Can'a düşmüş. Kader iki güzel kalbi birbirine kördüğüm ile bağlamış, bize ise tebessüm il...