Mecburiyetten Aşk (B×B)

16.

Yazardan

Demir ve Can nefes nefes kalmıştı. Can bu sefer de Demir'i içine almıştı ve bundan zerre pişman değildi. Sevişmeden hiç bu kadar zevk almamıştı. Demir' in bu kadar seksi bi adam olması ve tensel uyumlarının mükemmelliği Can için de doyumsuzluk demekti artık.

Can yorgunluktan uyuyakalırken Demir önce duşa girdi ardından bi haftalık valiz hazırladı. Saat epey ilerlemişti ve daha Can'ın işlerini ayarlaması gerekiyordu.

Yatakta sere serpe uzanmış güzel kocasını bi süre izledi. Ona her baktığında şükrettiği gibi yine şükretti.

Kocasını romantik bi şekilde uyandırmak istedi, nicedir eline almadığı gitarında parmakları dolanmaya başladı. Sesi çok güzel olmasa da detone olmadan söylemeye başladı şarkıyı.

Can gözlerini açtığında önce gülümseyerek izledi eşini. Yataktan kalkıp yanına gitti. Yerde oturan Demir'in arkasına geçip diz üstü oturdu. Belini kollarıyla sarıp yanağını omzuna koyarak boynunda yerini buldu.

Şarkı bitince dudaktan minik öpüştüler.

" Demir bu çok güzeldi, harikasın."

Can çok mutlu olmuştu. Dokunsa ağlardı. Kimseleri kolay kolay sevmeyen Can'ın kalbi Demir ile sımsıcak olmuştu.

"Asıl güzel asıl harika sensin, ben çok şanslı bi adamım."

Can ne diyeceğini bilemedi. Her şeye bi lafı vardı ya, işte nerede o geveze halleri. Nutku tutulmuştu bu adamın karşısında. Cevap olarak gözlerini kapattı ve Demir' in yüzüne yaklaştı.

Çok geçmeden ikili derince öpüşmeye başladı. Hoyrat bi öpücük değildi bu. Yumuşacık, sever gibi, çook özlemiş de kavuşmuş gibi, su içer gibi, kanamayacak gibi...

Demir transtan ilk çıkan kişiydi. Hala Yeşilleri kapalı olan güzelliğe bakıyordu.

" Hadi yavrum hazırlan da senin eve gidelim, Yusuf'u arayacaksın daha."

" Hiii evet ya hep senin yüzünden geç kaldık. "

" Güzelim son turu sen başlatmıştın hatırlatırım."

" Ben başlattıysam sen de uzattın ama."

" Altımda inlerken hiç şikayetçi değildin Can'ım"

" Seni bi altıma alacağım göreceksin inlemeyi terbiyesiz arsız yüzsüz seni."

" He gülüm olur yaparsın."

" Neyse tartışmayacağım he he diyip geçiştireceğin bi kocan yok senin. Nerde benim telefonum ya?"

Can yalancı bi sinirle kalktı Demir' in yanından. Erkeğinin baskın oluşu hoşuna gidiyordu.

Eline telefonu aldığında bi sürü çağrı olduğunu gördü. Yusuf, barodan birkaç kişi, müvekkilleri, abisi ve babası aramıştı. Ailesini sonra arayabilirdi zaten yarın Mardin'de olacaktı. Hemen Yusuf' u aradı. Kendisine ulaşamayanlar zaten
Yusuf' u aramış olacaktı.

Tel ile konuşurken hala çırılçıplaktı ve aç gözlerle onu izleyen Demir' in aklından hiç iyi şeyler geçmiyordu.
Can ise çıplaklığı önemsememişti hatta Demir'in içi giderek bakışı onu keyfe getiriyordu.

Uzayan telefon görüşmesi Demir'in sinirini bozmuştu. Yusuf'tan hoşlanmamıştı. Özel sorular sorduğu belliydi ki Can onu tersleyip
"Sana ne oğlum kocamla ne istersek yaparız, bi hafta yokum işte, uzatma. Hadi görüşürüz, bi şey olursa ararsın, iyi geceler." diyip kapattı.
Can arkadaşı da olsa kimsenin kendisine, özel yaşamına müdahale etmesini sevmezdi, gıcık olmuştu Yusuf'a.

Teli yatağa fırlatıp banyoya yöneldi. Demir ise bileğinden yakaladı. Göz göze geldiler. Boynundan öpülünce pamuk gibi oldu Can, sinir falan kalmadı.

" Benim kıyafetlerden ayarlayım sana sabahki takımını giyme gece gece tamam mı bebeğim."

" Hı hı tamam hemen çıkarım, bi tost yapsan acıktım da."

Can gülümseyince dünyalar onun oluyordu.

" Sabah tost akşam tost olmaz, dışarda yeriz."

" Tamam ağam uyar bana."

Demir dudağından öpüp poposuna şaplak attığında Can kıkırdayarak banyoya girdi.

Demir kullanılmamış bi baksır ve gri bi eşofman altı ve beyaz bi bluz çıkardı. Bedenleri aynı olmasa bile beli ipli olduğundan idare ederdi. Kendi kıyafetleri içinde Can'ı görmek için sabırsızlandı.

Aklına Yusuf geldi. Can'ı kırmadan defterini dürmeliydi piç kurusunun.

( Musmutlu oldum yine, ağa sıralamasında 1. olduk bu sefer. Bunun şerefine bölüm attım.
Bu arada zaman atlaması yapmak istemiyorum. İkilinin yaşadıklarını tüm ayrıntılarıyla anlatmak istiyorum, abartıyor muyum bilmiyorum. İlginize teşekkürler:)