Yazardan
İkilinin dudaklarını ayıran şey Volkan'ın "Hoop aile var aile, bu nedir canım, eniştemize de maşallah yedi bizim oğlanı, sofradayız alooo, kızım gözünü kapat sakın açma tamam mı, amcalar diş kontrolü yapıyomuş." gibi uzayıp giden cümleleriydi.
Elif ise kocasına kızıyordu bu süreçte. " Baksana ne kadar romantikler yaa. Volkan sen niye böyle değilsin, odun oldun iyice, bu gece koltukta yat da aklın başına gelsin hayatım."
Volkan karısına dil döküp koltukta yatmamak için uğraşırken olduğu ortamdan asla mutlu olmayan biri vardı. Gülay.
İkisini böyle mutlu görmek, Demir'in Can'ın üzerine titremesi, Can'ın da Demir'i sevdiğini anlaması Gülay için yıkımdı.
Kendini banyoya attığında bu gece özel olarak giydiği kıyafete baktı, özenerek taradığı saçlarına, kusursuz makyajına baktı. Aynadaki aksine söylediği tek şey
" Neden ben değil de o?"
Gözlerinden yaş akmayacaktı bu gece. Her zaman becerirdi duygularını saklamayı. Bi bahane bulup gitmek istedi, daha fazla görmek istemiyordu kendisinin yaşaması gereken büyük aşkı. Derin bir nefes alıp çıktığında karşısında görmeyi beklemediği biri vardı.
Can karşısındaki kadına küçümseyerek baktı, kaç saattir tahammül ettiği kadının yenilmiş hali zafer duygusu hissettirdi Can'a. Şimdi sıra bu kendini bilmez kadına gözdağı vermekteydi.
" Gülay napmaya çalıştığını ve neden yaptığını çok iyi biliyorum, bu zamana kadar Demir sana dönüp bakmadıysa bana olan aşkındandı, şimdi benimle evliyken sana bakma olasılığı yüzde kaç sence? Ben söyleyeyim sıfır, üstelik aşkı artık karşılıksız da değilken eksilerde bile şansın yok.
Ayrıca kocamı sana kaptıracak göz de bende yok.
Bi daha kocama dokunmayacaksın, onu tamamen kaybetmek istemiyorsan davranışlarına çeki düzen vereceksin.
Küflenmiş aşkını duyarsa ve bana rağmen ona sırnaşmaya devam edersen Demir'in gözünde bitersin. Aramıza girebileceğini, bizi ayırabileceğini asla düşünme." öldürücü bi tonda konuşan Can kızın gözünü korkuttuğundan emin olarak kocasının yanına döndü.
Telefon bahanesiyle yanlarından ayrılmıştı. Neyse ki kimseye yakalanmamıştı.Çok geçmeden Gülay da ardından geldi ve izin isteyerek evden ayrıldığında Can'ın söyledikleri içine oturmuştu. Öpüştükleri an gözlerinin önüne gelip duruyordu. Silmek istedi her şeyi, yaptıklarından utandı. Bu gece istediği tek şey sarhoş olmaktı, unutmalıydı hatta uzaklaşmalıydı. Can haklıydı, hiç şansı yoktu Demir'le. Kaderin ona barda tanıştığı bi adam ile oyun oynayacağını bilemezdi elbette.
Gülay gittikten sonra bi süre daha güzel sohbetlerine devam etmişti sıkı dostlar.
Can, Volkan ve Elif'i çok sevmişti. Gülay'ın yanında sinirlerine hakim olmaya çalıştığından tam kendini verememişti muhabbetlere. Ahtapot gidince Can da rahatlamış ve şen kahkahalar havada uçuşmuştu.
Demir ise kocasının rahat durmayacağını biliyordu, başından beri iyi sabretmişti. Sivri dilini tutmuştu, akıl oyunlarına da bulaşmamıştı.
Gülay'ın giderkenki halini gördükten sonra Can'ın kızın içinden geçtiğini anlamıştı. Eh işine gelirdi, o da zor sabretmişti Gülay'a. Gülay'ın haline üzülemeyecek kadar kızmıştı ona içten içe çünkü biricik kocasını üzen kimseye tahammülü yoktu.
Eskiden olsa kendisine yapılan saygısızlıklara, hadsizliklere cevap vermekle uğraşırdı, şimdi ise görüyordu ki minik sevgilisi ilişkilerini korumak adına, kocasını kaybetmemek için akıllıca davranıyor, onu sahipleniyordu.
Güvenli bir limanı olmuştu artık Demir'in. O ne kadar Can'ı hayatının merkezine koyduysa Can da onu hayatının merkezine güzelce koymuştu.
Sevmek güzeldi ancak sevilmenin güzelliği bambaşkaydı.
Kocasının kulağına eğilip dudaklarını değdirerek konuştu Demir.
" Hadi kalkalım kıskanç sevgilim. Sabaha kadar çok işimiz var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecburiyetten Aşk (B×B)
RomantikGenç, yakışıklı, güçlü ağanın berdel yaptığı hırçın, kendine güvenen, zeki avukata aşkını anlatacağım. Aşkı için beklemek Demir'e düşerken töreye boyun eğmek Can'a düşmüş. Kader iki güzel kalbi birbirine kördüğüm ile bağlamış, bize ise tebessüm il...