Can' dan
Evden çıktığımızda üç tane siyah araç arka arkaya dizilmiş, siyah giyimli korumalar hazır halde bizi bekliyordu. Bu adama alışayım diyorum tamam da bunlara nasıl alışayım. Off off!
Neyse ki çook yakışıklı, katlanılabilir bi durum bu.Mahkemeyi lehimize çevirecek çok iyi kanıtlarımız vardı. Bu yüzden oldukça rahattım. Adliyeye yaklaşınca otoparka girip aracı durdurdu. Merdivenlerde müvekkilim ile konuşan Yusuf'u gördüm. İnmek için kapı kilidine ekimi uzatıp görüşürüz diyecektim ki koluma dokunup beni durdurdu.
" Bi şey unutmadın mı güzelim?" dedi sert bi ifadeyle. Çantama baktım dosyalarım içindeydi, cübbem yanıdaydı.
" Yoo her şey yanımda, bakıyım telefonum da ceb..." sözümü ensemden tutup kendine çekerek kesti. Ufacık bi buse bıraktı.
' Lan böyle yapma işte düşerim ben, alışırım, sevdiğine inanırım. Mecburiyet değil aşk derim.' nefesimi kesen öpücükte çok şeyler düşündüm.
Geri çekilip gülümseyerek
"Bundan sonra öpmeden ayrılmak yok, özle beni. Ha bu arada kolay gelsin, başaracağına eminim güzelim."
'Al işte ego var bu adamda, özle beni diyo öküzcüğüm, özlerim demiyor. Öpme kuralımız da geldi maşallah. Bu adama hayır demek de ne bilim salaklık yani, öperim ki canıma minnet'
" Olur öpersin yine, özletmem kendimi. Hadi hayırlı işler, görüşürüz Demir." yüzündeki sertlik yok olup çapkınca sırıttı.
" Özledim bile, öpeyim bi daha"
'Bu adama kalsa arabada beni si.. Neyse Yusuf da bakıyo kötü kötü ben kaçar.'
Ufak bi buse kondurup çıktım arabadan.
Müvekkilimin ve Yusuf'un yanına gittim, ellerini sıkıp selamlaştık.
Hakime sunduğumuz kürtaj raporu ile manken kadının talep ettiği tazminat ve nafaka isteği iptal oldu. Arsız kadın ayrı oldukları süreçte başkasından yaptığı birkaç haftalık bebeğine kıymıştı ve bunun ortaya çıkabileceğini hesaplayamamıştı yüzsüz. Timsah gözyaşını döken kadın a iğrenerek baktım. Elimden gelse hapse attırırdım bu sadakatsiz ve kendi bebeğine kıyan acımasız kadını.
Nefret ediyorum ihanet edenlerden.
Zamanında yediğim kazıktan bilirim nasıl bi his olduğunu. Bi kaşık suda boğmadığım kalmıştı eski sevgilimi.
Arkasından çok ağlamıştım, onu sevdiğim, ona güvendiğim için kendime kızmıştım.Kaç sene geçti hayatıma kimseyi almamıştım. Gel gör ki iki gündür evliyim üç gündür tanıdığım bi ağayla ve ona çekiliyorum. Tırsmıyor değilim ama berdelle yapılan evlilikte boşanma olmaz, mecburuz birbirimize. Hayat kavga ederek de geçmez.
Korkum onu sevmek değil, onun tarafından sevilmemek. Hep demezler mi, sevdiğinle değil seni sevenle evlen ki mutlu olasın.
Bugüne kadar bekledim ki beni gerçekten seven biri çıksın. Her şeyi ben olayım. Bencillikti belki bu istek.
Ama bi kere ihaneti yaşayan kendime tekrar aynı şeyi yaşamamak için söz vermiştim. Tüm hayatını bana adayan bi kocam olmalıydı ki ben zaten tüm kalbimle severdim, bağlanırdım ama nasibimde böyle bi evlilik varmış.
Çıkışta hiç beklemediğim bi şey oldu. Mahkeme sonucu geleceklerini tahmin ettiğim basın Demir Ağa'nın etrafını sarmıştı ve taktığı yüzüğün ne anlama geldiğini soruyorlardı.
Malum birden evlendik ve basına kapalı bi düğünümüz oldu ve sosyal medyada da paylaşmamıştık yani ben paylaşmadım, onun hesabı olup olmadığını bile bilmiyorum.
Ne şahane be, kocamı hiç tanımıyorum!
Merdivenden indiğimizi fark eden basının bi kısmı yanımıza gelince sorularını cevapladık. Bana düşen kısmı hallettikten sonra vedalaşarak Demir' in yanına ilerliyordum ki etrafındaki basından müsaade isteyip yanıma geldi, saçımdan öpüp elimi tutarken flaşlar çoktan bize dönmüştü.
( Yorum ve beğenileriniz musmutlu ediyor. Kaç kişi okumuş diye sürekli bakıyorum. Hikaye sevilince ben de istekle yazıyorum. Çiftimizin ruh halini anlattığım bölümleri attım ki karakterleri daha iyi tanıyalım. Yakında kavuşacaklar, beklettiğimin farkındayım.
Hepinizi seviyorum; )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecburiyetten Aşk (B×B)
Lãng mạnGenç, yakışıklı, güçlü ağanın berdel yaptığı hırçın, kendine güvenen, zeki avukata aşkını anlatacağım. Aşkı için beklemek Demir'e düşerken töreye boyun eğmek Can'a düşmüş. Kader iki güzel kalbi birbirine kördüğüm ile bağlamış, bize ise tebessüm il...