Yonsei Lisesinde ne kadar sıradan olabilirse o kadar sıradan bir gün başlamak üzereydi.
Tabi okulun binasına bileklerinden asılı duran cesedi görene kadar herkes böyle düşünüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
◇ ◇ ◇
Lisa bu kadar erken burada olmak zorunda kaldığı için küfürler ederek okulun kapısından girerken bir yandan da Jungkook'u arıyordu. Tabi aramaya çalışıyordu. Soğuktan parmakları donduğu için arabasını ondan aldığı için babasına bir kez daha küfretti.
"Neredesin sen ?" Diye bağırdı telefon açılır açılmaz.
"Uyuyorum aptal. Bu saatte neden aradın ?"
"Okuldayım hadi kalk gel. Sıkıldım bile" dedi okulun bütün kapısını biraz sürerek açarken.
"Cidden sorunlusun. Bu saatte neden okula gittin ? Geçen sene baban düzeltmeseydi sınıfta kalacaktın ama döneme hızlı başlamışsın." Dedi alayla ama çoktan yataktan kalkmıştı.
"Babam yüzünden aptal. Bu yıl böyle geçecek gibi. Beni okula o bırakıyor artık. Daha hizmetliler bile gelmedi." Dedi ağlamayacak gibi çıkan bir sesle. "Ayrıca hava buz gibi."
"Gelirken kahve alırım." Dediğinde Lisa gülümsedi.
"Tamam ben diğerlerini arayayım."
"Seni dövecekler." Dedi gülerek.
"Okul yılının ilk günü Jk. Erken gelseler ölmezler." Dediğinde kendide gülüyordu.
"Dün de okuldaydılar." Dediğinde sanki görecekmiş gibi omuz silkti. Okulun büyük bahçesindeki tek tük olan ağaçlara baktı. Jungkook ona kendi uyandırıldığı için herkesi cezalandırmaması gerektiği hakkında nutuk çekerken oflayarak kafasını bir yıl boyunca göreceği okula çevirdi. Gördüğü manzarayla adımları donakaldı.
"Anladın mı beni ?" Dedi Jungkook. Lisa onu duymuyordu. Okulun büyük girişinde, kalın halatla bileklerinden bağlanmış kişiye bakıyordu. Yerden üç dört metre yukarıdaydı. Rengi bileklerindeki morluklar dışında neredeyse bembeyazdı. Siyah saçları ise her zamankinin aksine dağınıktı. Tanıdık okul formasında ise kanlar vardı.
"Lali ?" Diyerek onu kendi dünyasına döndürdü Jungkook. Sonunda olanları fark ettiğinde ise boğazından boş okul bahçesinde yankılanan bir çığlık kaçtı.
◇YOONGİ◇
"Lanet olası piçler" diye söylenerek okulun bahçesine girdi. Ne diye sabahın köründe okula gelmek zorundaydı anlamıyordu. Bahçedeki gürültülerle siniri daha da arttı. Kaşları okulun önünde yanıp sönen kırmızı- mavi ışıkları görünce çatıldı. Adımlarını hızlandırdı. Sadece yarım saat geç kalmıştı ki dünden sonra bu çok normaldi.
"Neler oluyor ?" Dedi yanında durduğu bir kaç çocuğa. Çocukların hepsi okulun girişine bakarken Yoongi'nin seslenmesiyle kafalarını kaldırıp aynı anda ona döndüler. Bu sefer girişe bakan kişi Yoongi'ydi. Bir ambulans vardı. İki görevli ambulansa üzeri beyaz çarşafımsı bir şey örtülü bir sedye taşıyordu.
